1.13-

773 80 56
                                    

05.05.24
Tekin Alaca

"Kalk! Kalk! Kalk!" Yine rüyalarımdan haykırışla uyandığımdan ağlayacak kıvama gelmiştim. Artık cidden uyanmak istemiyorum lan! "Kalkın lan!"

Hassi... Bu komutanın sesi! Ayağa fırlamaya çalıştığımda Turgut'a takılıp düşmüştüm. Umursamadan kalkıp esas duruşa geçtim, diğerleri de yavaşça kalkmıştı.

"Günaydın asker!"

"Sağ ol!" Uykulu seslerimize rağmen bağırmayı başardık. Dördümüz de bok gibiydik, dün Çağrı'yla Turgut haricinde badimle ben yemek yiyememiştik ama beyefendi, onlarsa açlığa dayanamıyorlar.

Komutan hepimize baktıktan sonra Oğuzhan'ın önüne geldi, "ne oldu senin yüzüne?" diye sorarken sopasının ucuyla dün benim açtığım yaraları işaret ediyordu.

Tam kendimi öne atacaktım ki Oğuzhan benden önce davrandı, "siz, bazı uyanışlar çok acı verir olur demiştiniz. Ben de acımı böyle çektim."

Verdiği cevabı anlamak için biraz bekledim ve şokla ona doğru döndüm, öyle kendinden emin konuşuyordu ki komutan da şaşırmıştır bence. Komutana baktığım da gururlu bakışlarından başka bir şey göremedim.

"Aferin asker!" Oğuzhan komutana karşılık verip daha sert durdu. Neden gururlanıyorum? Neden nefeslerim rahatladı?

Komutan tekrar önümüzde yürümeye başladığında dudaklarım titredi. Yani timimiz yerine oturdu mu, sakinleştik mi?

"Yataklarınızı toplayın, çantalarınızı düzgünce yerleştirin." Söylediklerini yapmak için yataklarımıza döndük.

Tulumları, battaniyeleri düzgünce katlayıp çantalarımıza yerleştirdik; çıkardığımız her aleti de toplayıp kaldırdığımızda çantalarımızı duvara yasladık, silahlarımızı da yere koyduk. Tekrar komutana döndüğümüzde antrenmanımız için salonu hazırlamamızı emretti.

Kenardaki antrenman malzemeleri her gün olsuğu gibi düzenledik ve başlama sırasına geçtik, Kanat komutan üzerindeki kamuflaj ceketini çıkardı; sadece tişört ve pantolonla kaldığında şaşırdık. Yanımızda ilk defa böyle duruyor. Kol kaslarındaki izler beyaz beyaz duruyordu yanıkları ve kesikleri varmış gibi...

"Bugün beraber yapıyoruz, hadi bakalım." Demesiyle çocuklara bakındım, onlar da şaşkın. "Geçmişsizler! Şimdi!"

Hevesle komutanın arkasından fırlarken yüzümde kocaman bir sırıtma vardı. İşte bu be! Bu!

Cemil Kanat

Tüm gece çocukları izlediğimden uykusuz olsam da onların bir gecede kendilerini toparladığını görmek tahmin ettiğimden daha çok güç veriyordu bana.

Mesela Oğzuhan'ın yüzünü o hale getirenin Tekin olduğunu biliyorum, Turgut'un gece sessizce ağladığını da görmüştüm, Çağrı'nın bir ara kalkıp namazlarını kıldığına şahit oldum. Bu çocuklar düşündükleri kadar güçsüz, kötü değiller. İsterlerse benden çok daha iyi komutan bile olurlar ama kendilerinin farkında değiller.

Zamanla...

Tekin aniden beni sollayıp daha hızlı koştuğunda gülerek peşine takıldım. Hele bu çocuktaki azimden korkuyorum. Gerçekten korkuyorum. Uçarcasına gittiğini fark etmek beni de hırslandırdı.

Çocukların hırslarıyla antrenmanı hızlıca bitirdik ve dinlenmeleri için kısa bir mola verdim. Bugün de dövüş eğitimleri var, dünkü yaralarıyla dövüşlerinde çok canları acır ama alışmaları gerek. Dağda, görevlerde kimse onlara acımayacak, teröriste gelene kadar onlara zarar verebilecek o kadar çok etken var ki hepsine hazırlıklı olmalılar.

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin