1.14-

878 88 227
                                    

06.05.24
Tekin Alaca

Haftalar geçmeye devam ediyor, her gün geçmesinde sanki bizden çok daha büyük parçalar da günlerde asılıp kalıyor ve biz yolumuza devam ediyoruz. Vücutlarımız, bakış açılarımız bile değişiyor.

Değişmeyen tek şey, içimdeki o hırs ve tutku. Vücudum değiştikçe sanki geçmişimden daha çok kurtulabiliyorum, bir daha kimse bana ulaşamayacak gibi hissettiriyor. Antrenmanlarımızdan sonra dövüş eğitimlerimiz artsa da artık dayak yemiyor, kendimizi savunabiliyoruz.

Annemle babamdan çok uzaklaşmış, bir daha ben bile istesem onlara ulaşamayacağım zannetmiştim. Yanılmışım. Hem de çok fena yanılmışım.

"Tekin," komutanın seslenmesiyle başımı kaldırıp ona bakmak istedim ama yapamadım. "Oğlum güçlü dur."

Elini omzumda hissettim, sıkıca tutup diğer koluyla beni sarıyormuş gibiydi. Bir telefon geldi tugay komutanına, Birgül hanım intihar etmiş diye. Bunu bana direkt söylemek yerine önce Kanat komutana, o da bana söyledi.

"İyi mi?" Sesim bile onun için çıkmak istemiyormuş gibi...

"Hastaneye kaldırılmış. Beraber gideceğiz tamam mı? Yalnız kalmayacaksın." Kulaklarım uğuldadığından komutanın sesini kavrayamıyor, kendisini göremiyorum.

Anneme bir şey olacak diye korkmuyorum, beni görürse bir daha oradan kaçamam diye korkuyorum. Yine o odaya kapatılırsam? Gökyüzünü tekrar göremezsem?

"Gitmek istemiyorum." Aniden oturduğum yerde düzelip komutana baktım. "Gitmek istemiyorum."

"Tekin, ben de yanında olacağım. Senden bir saniye bile ayrılmayacağım, diyorum neyden korkuyorsun?" Komutanın yanından kalkıp derin bir nefes aldım. "Tamam, gitmek istemiyorsan gitmezsin."

Rahatlatıcı sözüyle ona döndüm, kalkıp sırtımı sıvazladı ve masasının arkasına geçti. İzin kağıtlarını kaldırdı, benimle hâlâ yakın ve rahat konuşuyor. İstememe çok da takılmamış gibi. İzin alarak odasından çıktım. Yatakhaneye ilerlerken aklımda annemle olan anılarım vardı.

Eli saçlarımda dolaşıp parmaklarımı tek tek severken 'Canım oğlum. Yakışıklı meleğim,' der ve devam ederdi, 'Biz yaşlanınca da beni böyle seversin tamam mı? Saçlarımın okşanmasını, parmaklarımla oynanmasını seviyorum.' Yaşlandığında onu sevmem için seviyor olması midemi bulandırıyor. Güzel sözlerini, gelecekte ona söylemem için söylüyor.

Beni gerçekten hiç sevmişler miydi? Bir kere olsun 'Tekin oğlum, onu oğlum olduğu için seveyim' demişler miydi? Neden hatırlayamıyorum?

Yatakhaneye girip sessizce camın önüne çöktüm, sırtımı pencerenin olduğu duvara yansımış, gün ışığının odamıza nasıl dolduğunu izliyordum.

'Baba gökyüzüne bakabilir miyim?' Sesim götümden çıkarken babam omzumdan içeri doğru ittirip pencereyi kapamıştı. 'Ne gerek var? Gökyüzü işte, sana hiçbir şey katamaz. Dersine çalış.' Koyu renkli perdelerimi tamamen kapatmış, odadan çıkmıştı. O gittikten sonra sessizce oturduğum yerden kalktım, perdeye dokunmadan dışarıyı gösteren aralıktan gökyüzüne baktım. Çok güzel! Bulutlar... Kapı açıldığı an babamın tokadını hatırlıyorum.

O gün sırf gökyüzüne bakmak istiyorum babamdan yediğim dayağı unutamıyorum. Beni zorla masama götürüp kafamı masaya vurduğunu gözlerimin önünden çekemiyorum.

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin