1.5-

997 87 64
                                    

Tekin Alaca

Zor lan! Çok zor! On sekiz yaşımdayım anasını satayım, ne bu çektiğim çileler? Adam gibi asker olayım, vatanıma kan olayım dedim düştüğüm hale bak! Anasını, avradını, astarını siktiğim! Orospu çocukları! Ulan direkt sövdüğüm, küfrümün gittiği insan da yok, boşa sağ sola sövüyorum.

"Senin ben amına koyayım," diyen Çağrı titreyen bedeniyle fazla zayıf duruyordu. "Senen ben soyunu sopunu, sopanı abanı sikeyim piç kurusu."

"Yalnız ayıp oluyor," diyen Oğuzhan altına sıçacakmış gibiydi. "Ne yapayım amına koyim, sakinleşemedim."

"Sakinleştiriceğim ben seni. Görürsün, pamuk gibi bir şey olacaksın. Pamuk şeker diye seni satacaklar, çocukların fantezi dünyasının başlıca rolü olacaksın."

Aslında ben de sinirli olsam da Çağrı'nın sözleri komiğime gittiğinden istemsizce güldüm.

Şu anda sadece baksırla spor salonundayız, ayaklarımızın dibinde ayak bileklerimize dek gelen buzlar var. Neyse ki bu salon sadece bize özel, kimse girip çıkamayacak. Ayrıca tek ayak üstünde, ellerimiz tamamen havaya kalkmış bir şekilde duruyoruz.

"Ulan Oğuzhan abi, benim ne suçum vardı ya? On sekiz yaşımdayım ben, on sekiz! Bu Çin işkencesi için daha çok küçüğüm!" Sızlanarak duruşumu düzetlemeye çalıştım ama yok, sanki ayağımın dibindeki buz değil, beton.

"Sen sus lan! Hepsi senin başının altından çıktı!"

"Ben ne yaptım lan moruk? Çocuk olmak da mı suç?" Sinirime yenilip düşecek gibi olsam da hemen yanımdaki Turgut düşmemem için küçük bir destek vermişti.

"Lan göt! Sen tüm gece arı gibi vızır vızır odada dolaşmasan ben de uykusuz kalmaz, gece uyuyabilirdim. Daha ilk günümüz amına koyim, bağırsağımdaki boklar bile buraya alışamadan uykumuzun alışmasını istiyorlar." Oğuzhan ağlayacak gibi konuşunca göz devirdim.

"Heyecanlanmak da yasak anasını siktiğimin yatakhanesinde." Ağzımın içinde mırıldanarak önüme bakmıştım.

Saat sabah 7, cezanın nedeni sevgili uykusu her şeyden önemli Oğuzhan Bey'imiz uyanamadı, uyanamadığı gibi başına giden komutana uykusunda analı, sülaleli bol bir küfür salatası verdi. Sonuç da bu. Bu cezadan sonra bir de eğitim var.

Çağrı sendeleği an ben de onu tuttum, morarmaya durmuş ayağını kaldırıp diğerini koydu ama nafile, adam donacak gibi.

"İyi misin?" Korkarak sorduğumda saçlarımı karıştırıp başını salladı. Hayır, iyi falan değil. Buzlardan çıkıp bacaklarımın açılmasına müsaade etmeden yürümeye başladım.

"Nereye lan kaçık?" Arkamdan bağıran Oğuzhan Mısırlıoğlu'nu umursamadım. Kenardaki pantolonumu bile umursamadan spor salonundan çıkıp tugayda yürümeye başladım. Herkes bana şaşkınlıkla bakarken komutanın odasının önüne gelmiş, kapıyı hem elimle hem de hissedemediğim ayağımla vuruyordum.

"Ulan kapı böyle mi çalınır?" İçeriden eğitmenimiz kalpsiz, vicdansız, manyak, ruh hastası Cemil Kanat'ın sesi geldi. Anında geri çekilip nefesimi tuttum ve o da saniyesinde kapıyı açtı. Şaşkınlıkla bana, beni gülerek izleyen erlere baktı.

Konuşmasına fırsat vermeden ben yardırdım, "tamam, anladık. Bir kişi hata yapsa da tim olduğumuz için hepimiz o cezayı almalı, birbirimize ne kadar kızsak da kötü günümüzde birbirimizi tutmalıyız. Ben defalarca düşecek gibi olurken beni Turgut; ben Çağrı'yı, Çağrı da Oğuzhan'ı tuttu. Hepimiz birbirimize kızsak da yine de düşmemize izin vermedik, cezamızı bile usulünce çekmemiz için uğraştık. Ama bu ceza artık bitmeli, arkadaşlarımın ayakları dondu ve cezadan hemen sonra yapılacak eğitimde kullanabileceğimiz bir ayağımız olmayacak! Benim gururum, öfkem yok. Buraya baksırla gelirken hakkımda konuşulacaklar değil, arkada kalmış ve hâlâ ceza çeken arkadaşlarım umurumda. Turgut her ne kadar konuşmasa da bünyesi zayıf! Dün siz eğitimi, kuralı anlatırken salondan kalkan toz onu rahatsız edip tıkasa da dayandı, böyle bir cezada bünyesi ne kadar zorlanır tahmin bile edemezsin! Oğuzhan evet bir bok yedi ama bunca zaman arkadaş ortamında büyümüş, zararlı maddeler kullanmış bir adam aniden gelip de askeriyenin kurallarına uyamaz. Uymaya çalıştı, bizler için durmaya çalıştı ama yapamıyor; her şey onun öfkesini daha da delirtiyor. Değişmek için zaten saatin akrep ve yelkovanına binmiş, delicesine çabalarken birazcık hatasında onu bu denli pişman edecek cezalar alışmasına değil, çok daha fazla zorlanmasına neden olacak!"

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin