"Cevo,sofraya bir tabak daha ekle."
"Hay sikeyim ya."
Çocuk yorgundu ve bir tarafım onun için üzülüyordu.
"Ne işin var burada?"
"O herifin burada olması sorun değil,benim gelmem mi sorun?"
"Cihan saçmalama.Az önce konuşuyorduk sonra pat diye kapımdasın."
"Seni çay içmek için dışarı davet edecektim.Ama vazgeçtim."
Son lafına güzelce vurgu yapıp içeri geçmişti.Bana laf sokuyordu aklınca.Siktir,Cihan beni kıskanıyor muydu?
Beni?Beni?
"Sabah karşılaştık.Akşam karşılaşmayı hiç beklemiyordum Cihan."
"Birde bana sor.Kafamı hangi tarafa dönsem oradasın.Ne ayaksın lan sen?"
"Aslında çok sevilen biriyim.Sen niye bana gıcık oluyorsun?"
Onlar birbirini boğazlamadan yetişmiştim.Sofraya oturup tabağımı Cihanın önüne koydum.Gözlerindeki karanlığın kayboluşunu izledim.
"Tabağı bana ver kardeşim."
"Al Çino.Hadi,herkese afiyet olsun.Kapı çalsa bile açmayın,olur mu?"
Açlıktan bayılacak gibiydi.Bu yüzden gülümseyip Cevdete göz kırpmıştım.Sen rahat yemeğini ye kardeşim ben burayı hallederim.
"Patates kızartsaydın keşke."
Halledemiyordum...Dakika bir gol bir.
"Çok istiyorsan kalk kendin hazırla."
"Ne var canım alt tarafı rica ettim."
"Etme."
"İnsanlık ölmüş."
"Gömme işi sen de ya."
Cevdet pot kırınca araya benim öksürüklerim girmişti.Cihan önündeki su dolu bardağı bana uzatmıştı.Hemen yudumlayıp kendime gelmiştim.Diğer iki salak uyarımı anlayıp öyle susmuştu.
Maalesef uyarımı anlayan yalnız onlar değildi.
"Bakıyorum tek hareketin onları susturmaya yetiyor."
Cihan kulağıma eğilip öyle konuşmuştu.Senden saklamak zorunda olduğum geçmişe sahiptim.Her şey değişiyordu ve ben bu büyünün bozulmasına izin veremezdim.
"Yanılıyorsun...Tadımız kaçmasın diye-"
"Çınar,tadımızı kaçıracak çok konun var dimi?"
Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.İçimi okuyordu sanki.
"Yo-yok."
Derin nefes verip önüne dönmüştü.Onu anlıyordum.Bana şans vermek istiyordu ancak ondan bir kaç şeyi sakladığımı da biliyordu.İkilem de kalmıştı.Şanslı hissediyordum aslında.Cihanın bedeninde geçmişten kalan iz olmaması hepimizin en büyük şansıydı.
Ya da en büyük şanssızlığı.
"Son akşam yemeği yiyoruz gibi."
"Neden rahatsız oldun Engin?"
"Kimse konuşmuyor ya.Hadi bu ikisini anladım,biri geçmişin diğeri geleceğin olma yolunda.Sen niye konuşmuyorsun?"
"Yok ben buna daha fazla katlanamayacağım!"
Cevdet sofrayı terk etmişti.Ben kaşlarımı çatarak Engine bakıyordum.Bu kadar açık sözlü olmaya gerek var mıydı?Cevdetin kalbinin kırılacağını düşünmeliydi.
"Buradaki herkesin en azından bir geçmişi var.Peki sen kimsin?Hangimizle geçmişin var da biz bilmiyoruz?"
Engini susturan Cihan Bulut Kutluyu ayakta alkışlıyordum.İçimizden biri bunu başarmıştı.
"B-ben..."
"Kökü olmayan yok olur gider.Dünyanın hiç değişmeyen kanunu bu.Sen rüzgara dikkat et."
"Size iyi akşamlar."
Engin masadan kalktığında ben de ayaklanacaktım.Onun kırılmasına gönlüm razı gelmemişti.Ancak Cihan elini elimin üzerine koyup engel olmuştu.
"Otur."
"Cihan-"
Sert bakışlarını görünce geri oturmuştum.Gözlerimi tabağıma dikip farkında olmadan alt dudağımı büzmüştüm.Evet,hikaye değişiyordu lakin onların birbirine olan duyguları değişmeyecekti.
"Asma suratını."
"O kötü biri değil."
"O kötü biri değil.Umursamaz biri sadece.Nerede nasıl konuşması gerektiğini bilmiyor."
"Sayende öğrendi."
"Bence teşekkürü hakediyorum."
Gözlerimi devirip gülümsemiştim.Yanağımdan makas almak için uzandığında kendimi geri çekmiştim.
"Çocuk değilim ben."
"Daha büyüdüğünü sanmıyorum."
Sırtını geriye yaslayıp hafif bacaklarını araladı.Ellerini cebine sokup dudaklarını yukarı kıvırdı.
"Ispat ederim sıkıntı yok."
"Merakla bekliyorum."
Yakışıklı piç.
🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukte Kalanlar
RomantizmÖnceki hayatında sevdiği adamın aşık olduğu kişiyi öldürdü.Bunun üzerine iki kez yeniden farklı hayatlara doğdu.Maalesef kaderinden kaçamamış ve yine aynı şeyleri yaşamıştı. Şimdi 2024 yılındaydı.Artık katil olmak istemiyordu.