29.

877 70 8
                                    

"Bu niye peşimize takıldı?"

Cevdet Enginden bahsediyordu.Bana sorduğu sorunun cevabını ben de bilmiyordum.İşimizi bitirdik ve eve gidiyorduk.Engin de peşimize takılmıştı.

"Ben nereden bileyim.Açtır belki?"

"Aç mı?Sevaba mı çalışıyoruz Çino?Hayır köpek beslesek daha iyiydi!"

"Duyuyorum."

Enginin uyarısını dikkate almayıp kapıyı açtım.Takılmıştı peşimize ve kovamayacağımıza göre mecbur bir tabak daha ekleyecektik sofraya.

"Yemeği kim yapacak?"

"Cevdet."

"Ben patates kızartması alayım."

Gevşek...Şaşırarak ona bakıyordum.Bakışlarımdan rahatsız olup kendisine gelmesini bekliyordum.Ama nerede....

"Aşçı mıyım lan ben?"

"Neden kızıyorsun?Yemeği sen yaptığına göre aşçı sensin."

"Çino,şunu sustur elimden kaza çıkacak!"

O susacak gibi miydi Allah aşkına.Herif bülbül gibi ötüyordu.Aç doyurmak sevap olmasa çoktan kovalardım.

"Pişt."

Kafamı telefonu gömmüştüm.

"Pişt."

Ayağıyla bacağımı tekmelediğinde ona bakmamak için zor tutmuştum kendimi.

"Pişt."

"Ne var lan."

"Ne güzel kanka olduk.Niye mutsuz gibi davranıyorsun?"

"Mutsuz değilim lan.Sen aşırı rahatsın.Aşırı gevşeksin.Ona sinir oluyorum ben."

"Daha önce yakışıklı,kaslı,anlayışlı olduğumu söylemiştiler.Bence sorun ben de değil kafanda."

Yuh.

"Eminim öyledir."

Kafamı tekrar telefona gömdüm.Haberleri okuyordum.Dikkatimi çeken şey burada kadın cinayetlerinin durmadan yenilenmesiydi.Eskiden,yani ilk hayatımda asırlar önce kadına verilen değer şimdilerde kaybolup gitmişti.

Belki de insanlık yok olmuştur.

Telefonuma gelen arama beni daldığım düşüncelerden ayırmıştı.Bilinmeyen numara arıyordu.

"Dinliyorum."

"İyi akşamlar portakal kafa."

Cihanın sesini duyunca hemen ayaklanmıştım.Yavaşca cama doğru ilerleyip dışarıya baktım.Hava çoktan kararmıştı.

"İyi akşamlar."

"Ne yapıyorsun?Akşam yemeğini yedin mi?"

"Henüz değil.Numaram sen de var mıydı?"

"Hayır.Canım istedi ben de buldum."

"Kusura bakma,Cihan Bulut Kutluyla konuştuğumu unutmuşum."

"Tam zamanın da aradım o zaman.Sen beni unutmadan ben kendimi hatırlatırım."

Gülümsemiştim.Benim onu unutmamın imkanı yoktu.Bu zaten ıspatlanmıştı.

"Yemekler hazır!Hadi Çınar kurt gibi açım!"

Engini dövmemek için tek bir nedene ihtiyacım vardı.En güzel anların katili olmaya yemin etmiş.

"Kim o?"

"Engin.Yemek hazır beni çağırıyor."

"Onun evde ne işi var?"

"Bu soruyu bu gün yedi kez sordum kendime biliyor musun?Aç kurt takıldı peşimi-"

Yüzüme kapanan aramayla ağzım açık kalmıştı.Lafımı bitirmemi bekleseydi bari.Acil işi çıkmış olmalıydı yoksa neden yapsın dimi?

Telefonu kapatıp sofraya oturmak için hareketlenmiştim.Engin gerçekten aç olmalıydı.Bizi beklemeden dalmıştı tabağa.Ben tam oturacak iken kapı çalmıştı.Cevdet ayaklandığında onu durdurmuştum.

"Otur sen."

Yorgun gözüküyordu.Ayaklanıp kapıyı ben açmıştım.Karşımda gördüğüm adam yüzünden ağzım ikinci kez açık kalmıştı.

"Afiyet olsun portakal kafa."

Cihan kapının önündeydi.Işınlandı mı?Nasıl bu kadar çabuk geldi....





Cihancım kıskançlık sana çok yakışıyor.Siz ne düşünüyorsunuz?

Ukte KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin