Yemek yedik ve şimdi çay içiyorduk.Ben karşımda oturan adamı izlemek dışında bir şey yapmıyordum.Bana ne kadar yakın olsa da çoğu zaman hayal olduğunu sanıyordum.Benim ona kavuşmadan önce kurduğum hayaller bile bu kadar güzel değildi.
"Gözlerin çok aç.Sürekli beni yiyor."
"Gözlerimin cezası ne hakim bey?"
"Ceza keseceğimi kim söyledi?Şikayetim başka."
"Nedir şikayetin?"
"Gözlerin yorulmadı mı?Birazda dilini kullanmalısın bence."
Ağzımdaki çayı Cihanın üzerine püskürtmüştüm.O ne dediğinin farkında mı?Çay mı kafa yaptı anlamadım ki...
"Ço-çok özür dilerim!"
Hemen ayaklanıp beyaz gömleğin önünü açtım.Kendi dolabımdan bir şeyler arar bulurdum.
"İyi taktik."
Gömleği çözen ellerim karnının tam üzerinde durmuştu.Kafamı kaldırdığımda ona ne kadar yakın olduğumu farketmiştim.Ateşe yaklaşmıştım ve yanmaya hazırdım.
"N-ne taktiği?"
Yutkunup gözlerime bakan derin gözlere baktım.Elini belimde hissedince nefesimi tuttum.Beni yaşatan aşk çoğu zaman bir şekilde nefesimi kesiyordu işte.
"Haklıydın.Belin gerçekten çok ince."
Turuncu saçlarım alnına değiyordu.Yüzünü dudaklarıma doğru eğmişti.Gözlerimi kapatıp hayalini kurmaktan çekindiğim ana bıraktım kendimi.
Dışarıda yağan yağmurun sesi gözlerimi tekrar açmamı sağlamıştı.Cihan gözlerini kapatmış şekilde önümde duruyordu.Dudaklarıma kapandığı an kaşlarım havalandı.Dudaklarım dudaklarının üzerinde öylece duruyordu.Belimdeki eli sıkılaşmıştı.Dudaklarımı hareket ettirip etmemek arasında kararsız kalmıştım.
Dudaklarımı hareket ettirmek için gözlerimi kapattım.Ellerim Cihanın omzuna çıkmıştı.Dudaklarımı tam aralayacaktım ki,nasıl öldüğümü hatırladım.
Boğazımın kesilmesini,Prensin öfkeli gözlerini...
"Ci-Cihan!"
Onu omuzlarından itip kendimden uzaklaştırdım.Afallayan gözlerimle ona bakıp bakışlarımı hemen kaçırdım.İnip kalkan göğsüm korkumu ele vermişti.
"Çok özür dilerim.B-ben-"
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum.Titreyen bedenimle sadece önünde duruyordum.Her şeyi mahvettim.Hem geçmişte hem de şimdi.
"Öyle bir an b-ben-"
Ayağa kalkıp bana sarılmıştı.Parmakları portakal kafamı okşadığında sakinleşmiştim.Sikeyim bana ne oluyordu?
"Siktir et."
Gözlerimi kapatıp sarıldım ona.Anlayışlı olduğu için ona teşekkür ediyordum.Bilmediği konuya bile bu kadar anlayış göstermesi beni ona karşı mahçup hissettiriyordu.
"Özür dilerim..."
Kısık sesle söylemiştim.Kafam göğsünün üzerindeydi.Ben onun kalp atışlarını ilk kez duyuyordum.
"Cihan."
Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.
"Kalbinde at mı koşturuyor?"
Kahkaha atıp beni kafasıyla onaylamıştı.
"Çok detay vermek istemiyorum ama beyaz atlı prens benim."
Bu kez kahkaha atan bendim.Sıcak göğsünden ayrılıp saçlarımı karıştırdım.Dışarıda yağan yağmur tüm dengemi bozmuştu.
"Gidiyorum ben."
"Gömlek verseydim?"
"İade etmem."
"Benim olanı bana vermeyecek misin?"
"Bir şeyi ben aldıysam o artık benimdir.İkinci bir sahibi asla olmaz."
Kapıdan çıkmadan önce saçlarıma öpücük kondurmuştu.Sanırım benim şu tatlı hareketlere alışmam uzun zaman alacaktı.
Çok ama çok tatlısınız😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukte Kalanlar
RomanceÖnceki hayatında sevdiği adamın aşık olduğu kişiyi öldürdü.Bunun üzerine iki kez yeniden farklı hayatlara doğdu.Maalesef kaderinden kaçamamış ve yine aynı şeyleri yaşamıştı. Şimdi 2024 yılındaydı.Artık katil olmak istemiyordu.