İkinci bahar 2 bölüm.
Burak Reyhanla birlikte apartmandan çıkar ve o anda polislerin ve ambulansların geldiğini görür. Şu anda arabayla kaçamayacağını anlar ve Reyhanla birlikte binanın diğer apartmanında saklanırlar. Bir kaç dakika sonra ambulanslar yaralılarla birlikte evden ayrılır. Öbürleriyse polise ifade verimekle meşğuldüler. Tam bir saat sonra polisler olay mahalinden bir az uzaklaşır ve bunu goren Burak hemen ordan kaçmaya yeltenir. Ama tam apartmandan dışariı çıkarken, Reyhan uzaktan Taneri görür ve yaklaşmaması için ona işaret verir. Buraksa sağı solu kontrol ettiği için, Reyhanın nereye bakdığını anlamaz bile. Onlar binadan uzaklaşırken Tanerde onları tekip eder. Hemde çok sessizce. Bir az gitdikden sonra, Reyhan yavaşlar.
Burak: Hadi acele et!!!
Reyhan: Bir dakika ya! Ayyakabımın bağları çözüldü. Dur bir bağlıyayım. Aksi halde acele edemem ve anladığım kadarıyla sen bir an once uzaklaşmak istiyorsun.
Burak: İyi tamam. Ama şabuk ol!!!
Reyhan: Yalnız şu elindeki silahi indirsen iyi olur. Anladık rehin aldın, ama bu kadarıda fazla abartılı. Abartılı dediysem benim için değil, senin için abartılı.
Burak: Ne diyorsun be?
Reyhan: Diyorum ki, istersen silahi milettin gözünün içine sok. Fark ederlerse daha kolay kaçarsın. Hem kaçıcam diyorsun, hemde kendi kendine sorun çıkarıyorsun. Yok- yok, anlaşıldı.
Burak: Ne anlaşıldı be?!
Reyhan: Bu işlerde acemi olduğun.
Burak: Kes konusmayıda gidelim. Der ve silahi binanin arkasındaki çöp konteynirinin içine atar. E doğruya-doğru. Şu kocaman silahla daha çok dikkat çekerler.
Burak: Hiç sevinme! Diyerek cebinden biçağını çıkarır.
Reyhan: Sen normalde de üzerinde bıçaklamı dolaşıyorsun?
Burak: Her ihtimale hazır olmamız gerekir. Demi Reyhancı ?
Reyhan: Aman benim için fark etmez.
Burak: Anladık! Yürü.
Reyhan: Oldu! Başka isteğiniz?
Burak: Mümkünse susmanı istiyorum.
Reyhan: Rüyanda görürsün!
Burak: Amma da gevezeymişsin sen. İnsan bu kadar konuşurmu hiç? Yahu sen hiç korkmuyormusun benden?
Reyhan: Yooo! Neden korkayım ki? Sonuçda sen beni öldüremezsin.
Burak: Nerden biliyorsun?
Reyhan: Ee çok basit. Düşünsen sende anlarsın. Sen beni öldüremezsin, çünk bir cesetle kaçmak daha zor olurda.
- Seni öldürdükten sonra seninle kaçıcagimi nerden çıkartdın.
Reyhan: Başka ne yapacaksın? Polis her yede senin arıyor ve durum böyleykende, bir rehineyle kaçmak daha kolay olur. Fakat ölmüş bir rehine işine yaramaz.
Burak: İyi anladık. Yahu bu sokağın çıkışı nerdeydi ya? Allah kahretsin! Kafamı karışdırdın. Bir dakika susarsan ölürmüsün?!
Reyhan: Şu taraftan! Diyerek sokağın çıkışını gösterir ve aynı zamanda tam zamanı diye, Tanere işaret verir. Sonraysa kendi işine geri döner. Hangi işinemi? Tabikide Burağın dikkati dağıtmak işine. Evet itiraf etmek gerekirse bu işinde oldukca başarılıydı. Onlar konuşa-konuşa çıkışa doğru giderken, Taner de arkadan yaklaşarak Burağın elinden tutarak bıçağı yere düşürür ve Burağı bir güzel dayaktan geçirdikden sonra polisi ararlar. Şanslarına Polisler fazla uzaklaşmadıkları için merkezden bilgi geçilince geri dönerek zamanında yetişirler ve bu sefer Burak hiç bir yere kaçamaz. Silahda bulunur. Daha doğrusu, silahin yerini polislere Tanerle Reyhan söyler ve eve doğru koşarlar. Yol boyunca, Reyhan bütün olanları kısa ve özet şekilde Tanere aktarır. Apartmanın kapısından girer girmez Ömerlerin dairesine giderler. Kapı açık olduğu için hemen içeri girer ve Fahriyeyi görürler.
Reyhan: Fahriye! Ne yapıyorsun sen burda?
Fahriye: Reyhan!? Sen nasıl kurtuldun? İyimisin?
Reyhan: iİyiyim. Taner sağolsun. Önceden Elif Masalın yanındayken Tanere mesaj atmışdım. Sağolsun tamda biz apartmandan çıkıp kaçarken gelip yetişdi ve bizi takip etdi. Bu arada Burakda yakalandı. Peki ya bizimkilerden bir haber varmı?
Fahriye: Sagol Taner.
Taner: Önemli değil.
Fahriye: Deniz henüz okuldan dönmedi, Sedayla Haluk abide bizimkilerle hastaneye gitdi. Sen gelmezden bir az önce aradı. Nadide hanim fenalaştığı için bir kaç gün hastenede kalıcak. Ömerle Ayşemde hâlâ ameliyyattalar. Yalnız, bebegi kurtaramamışlar.
Reyhan: Fahriye, zaten belliydi böyle olucağı. Bebek neysede, aldığş yaradan sonra Ayşemin sağ kalması kendiliğinden bir mucize olur.
- Haklısın.... Birde Seda, Eda ablayla Nail abiyi arayıp haber vermiş. Bir azdan onlarda hastanede olurlar.
Reyhan: Ay yazık ya. Adam perişan olur kızını o halde görürse.
Fahriye: Biliyorumda. Ama elden bir şey gelmiyorki.
Reyhan: Fahriye, Peki ya Mazhar nerde? Ve dahada önemlisi bebek nerde?
Fahriye: Bizim evdeler. Elif Masalın eşyalarını ve yatağını şimdilik bizim eve çıkardık. Bir sure bizimle kalır artık. Mazharda şimdi bizde. Ben de boş durmayayim dedim . İşte buralari temizliyorum. Ortalık kan revan içinde. Hem olay yeri incelemede gittigi için, rahat-rahat temizleye biliriz.
Reyhan: Fahriye, sana yardım etmek isterdim, ama benim acil olarak Mazharla konuşmam gerek. Yani ya şimdi ya hiç. Onu daha fazla üzmek istemiyorum.
- Kız sen ne diyorsun? Sakın redd edeceğim yada çekip gidiceğim deme, öldürürüm seni. Madem üzmek istemiyorsun... Der ve Reyhan aniden Fahriyenin lafını keser.
Reyhan: Fahriye, bir dur yaa! Öyle sandığın gibi degil. Aksine .... Neyse sen anladın ne diyeceğimi.
Taner: İyi, sen git konuş. Fariyeye, ben yardım ederim.
Reyhan: Sagol Taner. Der ve koşarak üst kata,yani kendi dairelerine çıkar.
2 bölümün sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkincı bahar.
Fanfiction2 -ci sezon finalinden sonra baslamıs, buyuk ReyMaz evsanesını anlatan bır hıkaye. İlerleyen bölümlerde yeni gelen karakterlerle birlikde tam bir genclik hikayesine dönücek.