Ikiside ayni ruyayi gormelerine ragmen, ilk Mazhar uyanir. Reyhansa ruyasi bitmesine ragmen uyumaya devam eder. Baska ruyalar falan gorur, ama o ruyayida unutmaz. Mazhar kalkdiginda Reyhanin halya uyanmadigini gorunce, yavasca alnindan operek der.
Mazhar: Ben sana demisdim. Bir gun gelicek bunu sana hatirlaticam. Sen yeterki mucizelere inanmaya devam et. O zaman her sey tamda istedigimiz gibi olucak. Sen ben ve cocuklarimiz hep birlikde mutlu bir aile olucaz. Sen yeterki inan. Tamammi canim benim? Diyerek, bir kez daha Reyhani uyurken opdukden sonra, kalkip odadan cikar ve Reyhana verdigi sozu tutarak, evi toparlamaya baslar. Once Reyhanin dagitdiklarini toparlar, sonrada Markete gidip Reyhanin sevdigi meyvelerden, tatlilardan alir. Tabi ilk olarakda Reyhanin en sevdigi pastadan alir. Sonrada eve donup yemek yapmayi dusunur, ama plani bozulur. Eve dondugunde mutfakdan sesler geldigini gorunce, hemen mutfaga gider. Mutfaga girdiginde Reyhanin yemek yapdigini gorur.
Mazhar: Sen ne cabuk uyandin? Dinlenseydin keske. Ben yemek yapardim. Dediginde Reyhan bir az gulumser.
Reyhan: Fazla uyuyamadim. Oyle bos-bos yatmakda istemedim. Hazir uyanmisken bir sey hazirlayim dedim.
Mazhar: Anladim. Peki neye guldun az once.
Reyhan: Ne kadar sansli olduguma. Kac gundur nasil dayandin bana? Ustelik bide sen uyusaydin ben yapardim diyorsun. Nasil birisin sen ya?
Mazhar: Bu sorunun cevabi cok basit. Asik biriyim. Sana asik biriyim. Senin icin yapmayacagim sey yok.
Reyhan: Benimde. Peki o torbalarda ne var?
Mazhar: Benim prensesimin sevdigi seyler var desem...
Reyhan: Acayip merak etdim desem...
Mazhar: O zaman kapat bakalim gozlerini.
Reyhan: Tamam. Diyerek gozlerini kapatdiginda, Mazhar posetden pastayi cikarip Reyhana gosterir ve der.
Mazhar: Bak burda ne var? Der ve Reyhan gozlerini acip bakdiginda cok sevinir.
Reyhan: Ya bu benim en sevdigim pasta, askim. Ya ben seni cok seviyorum. Bak sen suna, nasilda biliyor, nasil sevindirecegini.
Mazhar: Bilirim tabikide. Biricik askimin neler sevdigini bilmemmi hic? Diyerek gelip Reyhanin yanagindan oper.
Reyhan: Bilirsin tabikide. Bide bir sey diyicem.
Mazhar: Soyle!
Reyhan: Bu gun bizimkilerin yanina ugrayalammi? Kac gundu gormeyi birak konusmuyoruz bile.
Mazhar: Aslinda cok iyi olur. Onlarda merak etmislerdi. Pastayi buz dolabina koyalim. Donunce, olmadi yarin yeriz. Su tatlilarida kendimizle goturelim.
Reyhan: Olur. Kac gun evde olmakdan sikildim vallahi. Kac gundu derslerimide bosladim. Fahriyeden ders notlarini almam gerek.
Mazhar: Alirsin. Merak etme. Sen hepsinin ustunden gelirsin, becerikli karicim.
Reyhan: Zaten tek secenekde bu. O zaman yemegin altini kapatiyorum, hazir zaten.
Mazhar: Iyi. Hadi git hazirlan. Der ve Reyhan yatak odasina gidip ustunu deyistirir ve tabikide geliceklerini soylemek icin, kizlari ararip soylerki, evde olsunlar.
Reyhan: Ben geldim.
Mazhar: Hazirmisin?
Reyhan: Evet. Hadi gidelim. Der ve tatlilarida alip evden cikarlar. Ayni apartmanda oldukl;ari icinde bir kac kat asagi inip kizlarin kapisini calarlar.
Sebnem: Geldim!!! Diyerek gelip kapiyi acar.
Reyahan: Merhaba, kizlar icerdemi?
Mazhar: Merhaba.
Sebnem: Merhaba. Evet evdeler. Hadi gecin.
Mazhar: Yo ben gecmiyim. Surdan bir merhaba diyip ust kata cikicam.
Reyhan: Iyi tamam. Hadi gel . Der ve Ikisde iceri girirler. Mazhar kizlari gordukden sonra, Haluk abilere cikar.
Seda: Eee evlilik nasil gidiyor? Sordugunda, Reyhan, bir az durqunlasir, ama sonra gulumseyerek cevap verir.
Reyhan: Harika! Hemde cok iyi. Der , cunki tum yapdiklarindan sonra halya boyle diye biliyorsa, demekki evlilikleri gercekdende iyi gidiyor. Yoksa baska birsi bu kadar kaprizi kaldiramazdi.
Fahriye: Belli iyi gitdigi. Unutdun bizi nerdeyse.
Reyhan: Sanki burnuma kiskanclik kokulari geliyor.
Sebnem: Dogru tahmin. Kac gundu basimizi sisirdi, Reho niye bize gelmiyor ve niye aramiyor diye.
Reyhan: Hic sasirmadim. Ama gelmediysekde, sebeplerimiz vardi her halde.
Seda: Ne gibi sebepler?
Reyhan: Simdi konusmasak. Ben uygun bir zamanda anlatirim size. Simdi o konuya girmek istemiyorumda. Ayrica sizin dugun isi ne oldu? Hazirliklar ne zaman biticek? Gunu bellimi bari?
Seda: Evet belli. Haftaya Akcaabadda dugun var. Artik hepinizi bekleriz.
Reyhan: Hic kacirirmiyiz? Tarih tekrarlaniyor desenize.
Sebnem: Nasil yani?
Reyhan: 1, bucuk sene oncede, Aysemle Omerin dugunu icin hep beraber toplanip Akcaabada gitmisdikde. Simdide sizin dugununuze gelicez.
Fahriye: Neyseki siz evlenirken Istanbul disina cikmadiniz. Malum yol insani yoruyor.
Reyhan: Zaten bizim hic oyle bir fikrimizde olmadi.
Fahriye: Iyikide olmadi. Ya her neyse, ben cay demlediydim, hep beraber icelim.
Reyhan: Bende tatli getirdiydim zaten. Bir kisminida yukari cikaralim derim ben.
Sebnem: O zaman siz cayi hazir edin. Bende Haluk abilere tatli gotureyim diyerek, bir tabaga tatlilardan koyup evden cikar ve kapiyi kapatirken, arkasi donuk oldugu icin, arkasinda birinin oldugunu fark etmez. Aniden donuncede biriyle carpisir.
Sebnem: Ya dikkatli olsaniza!!! Az daha tabak kirilicakdi.
X: Tabakmi? Aaa talimi bu? Hemde en sevdigimden. Tesekkur ederim diyerek, tabakdaki tatlilardan alip yer. Sebneminde cinleri tepesine cikar haliyle.
Sebnem: Insan bir musade ister, olmadi carpdigi icin ozur diler. Bu ne kendini begenmislikya?
X: Ama iyikide carpmisim. Yoksa guzelim tatlilar bana hasret kalicaklardi. Bu arada ben Selim. Yeni kapi konsunuz.
Sebnem: Bende Sebnem ve tanisdigimiza hic memnun olmadim.
Selim: Sorun diyil. Yakinda memnun olmayida oyrenirsin lady cadi!
Sebnem: Agzini topla!!!
Selim: Toplamazsam ne olur ???
Sebnem: Toplamazsan bu tabagi kafana geciririm.
Selim: Ama o zamanda bu guzelim tatlilar ziyan olur. En iyisi, ben once bunlari yeyip biteriyim, sonrada, sen gonlunce bu tabagi kafama gecirirsin tamammi?
Sebnem: Ya yuru git be!!! Bide senlemi ugrasicam?! Diyerek, hemen ust kata cikar. Selimde kizlarin kapisini calar.
Reyhan: Kizlar ben bakarim. Diyerek kapiyi acar.
Selim: Merhaba.
Reyhan: Merhaba. Birinemi bakmisdiniz? Gerci ben sizi ilk kez goruyorumda. Bu arada ben Reyhan.
Selim: Bende Selim. Ne toaf, bende sizi ilk kez goruyorum. Yani yeni tasindim. Karsi komsunuzum.
Reyhan: Diyilsiniz!
Selim: Anlamadim.
Reyhan: Benim karsi komsum diyilsiniz. Cunki ben ust katda oturuyorum. Simdi arkadaslarimi gormeye geldim. Ama onlarin karsi komsusu ola bilme ihtimaliniz, baya yuksek.
Selim: Iyide, neden arkadaslarinizla diyilde, ust katda yasiyorsunuz?
Reyhan: Zaten burda yasiyordum. 1 hafta oncesine kadar. Yani evleninceye kadar. Simdide, evlendinde bizi unutdun demesinler diye ziyarete geldim.
Selim: Ha oylemi? Mutluluklar dilerim o zaman. Bide, varsa bir az tuz rica ede bilirmiyim?Kuzenimle yemek yapiyorduk, tuz bitmis. markete kadar gidesimde yok simdi.
Reyhan: Tamam, ben hemen getiririm. Diyerek mutfaga giderken Sebnem Haluk abilerden doner ve kapida Selimi gorup iyice dellenir.
Sebnem: Ya senin ne isin var bizim kapida?
Selim: Arkadasinin gelmesini bekliyorum.
Sebnem: Ne alaka? Sordugunda, Reyhan elinde tuzlukla kapiya gelir.
Selim: Isde bu alaka lady cadi. Bu arada tesekkur ederim. Tuzlugu geri getiririm. Der Reyhana bakarak.
Fahriye: Ya caylar soyudu nerdeyse, ama siz bi gelemedinizya!!!
Seda: Hem kimle konusuyorsunuz siz? Diyerek ikiside kapiya gelir.
Selim: Merhaba kizlar. Ben yeni komsunuz Selim.
Sebnem: Tanisdirayim, kendini begenmis, bay ukala.
Selim: Memnun oldum bende Selim. Bu arada lady cadi ve Reyhanla tanisiyoruz, sizin adiniz neydi acaba?
Seda: Ben Seda.
Fahriye: Bende Fahriye.
Selim: Memnun oldum.
Selimin ic sesi: Fahriyemi? Aslinda tamda bizim Ceme gore. Bir ara tuz-seker bahanesiyle kuzenimi yollayayim kapilarina. Belki bir-birilerine denk gelirlerde, bizimkide vir-viriyla benim basimi yemeyi birakir.
Selim: Tanisdigimiza memnun oldum kizlar. Der ve tam o sirada Mazhar, Furkan, Haluk, Deniz ve Taner asagi inerler.
Mazhar: Hayirdi? Neler oluyor burda?
Reyhan: Hepinizmi geldiniz. Bakiyim...hayir eksikler var daha. Der ve tam o sirada, apartmandaki sese, Selimin dairesinden Cem ve Tugce ve alt katdan Aysemle Omer Elif Masalla birlikde ust kata cikarlar.
Reyhan: Isde simdi tam oldu.
Haluk: Ne tam olduki?
Reyhan: Ne oluyor diye sormusdunuzya. Isde bu oluyor. Toplu tanisma vakasi. Yani her kes bir seferde tanissinki, isimiz fazla uzamasin dimi?
Mazhar: Bana uyar askim. Ben Mazhar, Reyhanin esi.
Selim: Bende Selim. Tanismamiza menun oldum.
Reyhan: Abartma askim. Kiskanclik krizine giricek zaman diyil. Cocuk zaten kafayi Sebneme takmis.
Mazhar: Sahimi?
Reyhan: Evet! Ama kendisi bundan habersiz simdilik.
Furkan: Bende Furkan. Buda mustakbel esim Seda. 2 hafta sonra Akcaabadda dugunumuz var. Sizide bekleriz.
Omer: Bende Omer. Buda esim Aysemle, kizimiz Elif Masal.
Deniz: Bende Deniz. Benim sevgilim Deniz, simdilik burda diyil, ama....
Deniz kiz: Ben geldim. Hem siz benimi cekisdiriyorsunuz?
Deniz: Hosgeldin askim. Tabi ya sen bu gun kizlarin dairesinemi tasinacakdin? Gel seni yeni komsumuzla tanisdirayim.
Deniz: Bu Selim, buda benim biricik sevgilim Deniz.
Haluk: Bende Haluk. Sadece Haluk.
Taner: Taner.
Selim tanismamiza memnun oldum. Digerlerinide zaten taniyorum. Seda, Fahriye, Reyhan ve lady cadi, turkceden bayan ukalada diye biliriz.
Sebnem: Sende... Tam bir sey diyicekken Selim sozunu keserek konusmaya devam eder.
Selim: Buda benim kuzenlerim, Cemle Tugce.
Reyhan: Bizde memnun olduk.
Tanerin ic sesi: Hemde ne memnun olmak??? Benim kafa gitdi gidicek nerdeyse.
Cemin ic sesi: Bu kizda tam benim kafada. Acaba yemek yapmakla arasi nasil. Kesin eli lezzetliydi. Adi neydiki . Fahriyemi acaba? Yoksa Fahriye o diyilmiydi?
Fahriyenin ic sesi: Su cocukda bir turlu gozlerini cekemedi ustumdenya??? Kendini muzede saniyor qaliba.
Tugcenin ic sesi: Bu yakisiklida hic fena diyilmis ha...
Sebnemin ic sesi: Ben sana gununu gostermezmiyim bay ukala. Der Selime bakarak.
Reyhan: Kolay gelsin Sebnemcim. Yine bir komsu vakasiyla karsi-karsiyayiz.
Sebnem: Oda ne demek be?
Reyhan: Zamanla anlarsin. Sonuc olarak...biz anladikya. Der Mazhar bakarak.
Mazhar: Evet, hemde cok guzel anladik canim benim.
Haluk: Ya bu neya? Madem tanisdik, neden kapi onunde duruyoruzki? Iceri gecip oyle konusalim. Sonucda artik komsu sayiliriz.
Deniz: Hakketen guzel fikir babacim. Peki az sonra soracagim soruyu nasil cevaplamagi dusunuyorsun acaba?
Haluk: Ne sorusuya?
Deniz: Gecicezde, hangi eve gecicez. 4 , yada Omer abileri cik, bebekli ev, simdi rahatsiz etmeyelim bunca kisi. Geriye 3 daire kaliyor o zaman.
Selim: Bize gelseniz?
Furkan: Yokya, siz daha yeni tasindiniz. Once dogru duzgun bir yerlesinde, biz sonra hosgeldine geliriz.
Tugce: Olur, ne zaman isterseniz.
Seda: O zaman en iyisi bize gecelim, ki zaten kapinin onundeyiz ve zaten az once yeni cay demledik.
Sebnem: Ofya!!! Ne buluyorsunuz bu qicikda.
Reyhan: Bilmem, ama cok merak ediyorsansa, bir az sabirli ol. Bir kac ay sonra belki bu sorunun cevabini bulursun, hatta bu soru tamamen gundemden kalkar.
Sebnem? Allah askina acik konusurmusun. Sen deminden ne ima ediyorsun?
Reyhan: Gelde bana sor. Ah bir bilsem ne ima ettigimi?
Reyhanin ic sesi: Ben biliyorumda, senin benim ne ima etdigimi oyrenmen icin cok erken Sebnemcim.
Fahriye: Ya, bizde amma konusduk. Hadi bize gecin hepiniz. Der ve hep beraber iceri gecip cay icer bir-biriyle tanisir ve kaynasirlar. Tugceyle, Taner bir-birini keserken, Ceminde akli fikri Fahriyeyle yakindan tanismakdaydi. Malum, ikiside hem dis gorunusce, hemde karekter olarak benziyorlardi. Sebnemle Selimse, bir-birilerine nefret dolu bakislar atarken, Denizle Denizde, boyle kalabaligi bulmus ve her kesin dikkati dagilmisken, kacip bas-basa kalmak istemis ve yukari Haluk abilerinin evine cikarak, misir patlatip televizyonun karsisina gecip film izlemeye baslarlar. Gerci sinema keyfi, geceyken iyide, ama bir turlu bas-basa kalamayinca gunduz, sinema keyfi bile guzel geliyor insana. Onlar film izlerkende, alt katda Sedayla Furkan dugun detaylarini arkadaslara anlatir ve ozetle dugunlerine gelmelerini isterler. ReyMaza gelinceyse, Reyhanin gozu surekli, Elif Masalda, Mazharin gozuyse, Reyhandaydi. Hatta, Reyhanin neden surekli Masala bakdiginida anlamakdaydi. Anladigi icinde kendini kotu hiss ediyordu. Boyle kenardan bakipda derdine derman olamamak o kadar kotu ki. Insanin kalbi sizliyor. Sizliyor, ama eldende bir sey gelmiyorki. Oyle isde. Hep beraber vakit gecirip eylenirkende, huzunlenmeden olmuyor. Hepsi eylenirken, bizimkilerde eyleniyormus gibi gorunup, ama icden-ice huzunlendiklerini onlardan baska fark eden yokdu neyseki. Gerci Bizimkilerde, bunu digerlerine fark etdirip kendi dertleriyle onlarida uzmek istemezlerdi. Bunun icinde erkenden her kesle vedalasip kendi dairelerine cikarlar. Eve geldiklerinde ikiside bir az durqundu. Hemde dostlariyla guzelce zaman gecirmelerine ragmen. Mazharin durgunlugunun sebebi, daha cok Reyhanin keyifsiz olmasiydi. Eve girer-girmezde hemen yatak odasina gecdigini goruncede, yine eski haline donmesinden korkar ve hemen yanina gider. Iceri girdiginde yine oturup agladigini fark edince, gelip yanina oturur.
Mazhar: Ne oldu benim askima? Hadi anlat bakayim.
Reyhan: Sanki bilmiyorsun?
Mazhar: Biliyorum, ama sen yinede anlat istersen.
Reyhan: Mazhar,
Mazhar: Efendim canim?
Reyhan: Ben niye anne olamiyorumki??? Yani biz bunu hakk edicek ne yapdikki?
Mazhar: Hic bir sey yapmadik. Allahin takdiri isde. Hem her serde bir hayir vardir.
Reyhan: Bana neya??? Niye biz? Neyapdikki, bizi boyle bir mutlulukdan mahrum birakiyor? Buna ne hakki var? Anlamiyorumki, neden boyle yapiyor.
Mazhar: Deme oyle askim.
Reyhan: Banane ??? Der cocukca omuzlarini silkerek ve cumlesine devam eder.
Reyhan: Banane??? Ben kusum ona. Kusum isde. Bir daha konusmam. Diyerek dahada aglamaya baslayinca, Mazhar onu kendine cekerek sakinlesdirmeye calisir.
Mazhar: Gel sen bana. Diyerek kollarinin arasina alip sakinlesdirmeye calisirken, bu seferde kendine engel olamaz. Dayan-dayan nereya kadar? Insan sonucda. Oda aglamaya baslar. Bir-birilerine sarilip oylece doya-doya aglayip bir az rahatlarlar. Reyhanda, yine yalnis yapdigini dusunmeye baslar, cunki Mazhari uzmek isteyecegi en son seydi. Ama sadece bu konuda yalnis yapdigini dusunuyordu. Yukaridakiyle barismayi dusunmuyordu.
Reyhan: Ozur dilerim.
Mazhar: Ne icin?
Reyhan: Uzdum seni yine. Ama bilerek diyil. Gercekden cok canim yaniyor.
Mazhar: Benimde canim yaniyor. Ama ozur dilemeni gerekdiren bir durum yokki.
Reyhan: Ama yine ben baslatdim.
Mazhar: Hic bitirmemisdinki, baslatasinda. O yuzden bos ver. Icinden aglamak geliyorsa, agla. Rahatlarsin. Icine atmakdan iyidir. Hani sana aglamayi yasakliyorum demisdimya, isde o yasagi kaldiriyorum. Eger sana iyi gelicekse, agla, ama susup icine atma. Sonra daha kotu olmandan korkuyorum.
Reyhan: Tesekkur ederim. Ama ben senin uzulmenede dayanamamki. Hem, baksana, evlendigimizden beri tek bildigim sey seni uzmek.
Mazhar: Sacmalama istersen. Benimle evlenerek beni ne kadar mutlu etdigini tahmin bile edemezsin. Bu yuzden, aklina boyle sacma seyler getirme.
Reyhan: Ama ben sozumu tutamadimki!!!
Mazhar: Ne sozuya??? Hangi sozden bahs ediyorsunki sen???
Reyhan: Naza verdigimi sozu tutamadim!!!!!!!
Mazhar: Nasil yani?
Reyhan: Hatirliyormusun, evlenmeden bir gun once Nezihle, Nazi ziyaret etmisdik. Isde ben seni uzmeyecegime dair soz vermisdim........Ama sozumu tutamadim. Diyerek gozlerini yere diker.
Mazhar: Simdi sen bunami uzuldun? Iyide sen hic bir seyi bilerek yapmadinki.
Reyhan: Hayir, bilerek kasitli yapdim. Sirf sen benden ayrilasin diye.
Mazhar: Ama isteyerek yapmadinki. Mecbur kaldigin icin, boylesinin benim icin iyi olucagini dusundugun icin, sonradan daha cok uzulecegimi sandigin icin, oyle yapdin.
Reyhan: Ama yinede uzdum seni.
Mazhar: Hicde bile. Hem ben zaten en basindan biliyordum neden boyle yapdigini. Bu yapdiklarina uzulmedim. Benim uzuldugum sey baska.
Reyhan: Ne?
Mazhar: Neden boyle davrandigini bilipde, hic bir sey yapamamak, sen boyle uzulurken, elimden hic bir sey gelmemesine uzuluyorum.
Reyhan: Hic uzulme. Cunki O zaman bende cok uzuluyorum. Derdimiz azmis gibi bide seni uzmek istemiyorum.
Mazhar: Bende seni uzgun gormek istemiyorum, ama goruyorum. Ama dedigim gibi, bundan sonra hic bir yasak yok. Icinden uzulmek, aglamak geliyorsa, istediyini yap, ama ne olur icine atma.
Reyhan: O zaman sende icine atma. Yani...sakin ben kendimi suclarim, benim yuzumden boyle oldugunu dusunurum diye, hic bir seyi icine atma. Nasil hiss ediyorsan oyle davran. Sozmu?
Mazhar: Soz. Sende soz ver.
Reyhan: Soz canimin ici. Diyerek Mazhara sim-siki sarilir.
Mazhar: Sensin benim canimin ici. Tamam, uzulmek ve aglamak ikimizede serbest dedik, ama bu kadar sulu gozluluk yeter. Gul bakiyim bir az.
Reyhan: Boylemi? Sorarak Mazhara bakip gulmeye baslar.
Mazhar: Ha soyle!!! Gamzelerini goreyim bir azda. Hem sencede biz, daha dogrusu sen bir sey unutmadinmi?
Reyhan: Unutdunmu? Dur bir dusuneyim, neyi unutdugumu. Diyerek Mazharin dudaklarina yapisir. Bir kac saniye sonra ayrildiklarinda Mazhar siritarak der.
Mazhar: Buda iyiymis yani. Ama ben bunu kast etmiyordum. Ama sen bunu unutdum diyorsan bana uyar. Devam edelim. Nerde kalmisdik?
Reyhan: Mazhar!!!!!
Mazhar: Tamam-tamam. Unutdugun sey buz dolabinda. Der bir azca alinmis gibi bakarak.
Reyhan: Iyi be kaldigimiz yerden devam ederiz.
Mazhar: Sahimi?! Derken agzi kulaklarina varicakdi nerdeyse.
Reyhan: Ama!!!......Buz dolabindakinin icabina bakdikdan sonra.
Mazhar: Tamam-tamam. Sen yeterki kararini deyisme. Ben hemen pastamizi alip geliyorum.
Reyhan: Burdami yiyicez?
Mazhar: Evet. Hem soz verdin! Simdi pastayi salonda yedikden sonra, birde yatak odasina gecmek icin zaman harcamanin ne luzumu var askim?
Reyhan: Sen varya....
Mazhar: Ne???
Reyhan: Cik-cik. Hadi cik!!! Hemen pastayi alda gel. Bir dakikan var. Gecikirsen, pasta bitdikden sonra her an uykum gelir ve basimi yastiga koydugum gibi uyuya bilirim. Ha bu arada hemen geliyim diye, bir tek pastayi kapib gelme. Tabak, catal, bicak, cayda getir.
Mazhar: Ama....
Reyhan: Amalama. Hadi suren basladi der demez, Mazhar kosarak odadan cikar! Reyhanda arkasindan bagirir.
Reyhan: Yavasbe!!! Alt katdada insanlar yasiyor, hatirliyorsansa. Der, ama Mazhar ona aldirmaz ve hemen mutfaga girip buz dolabindan pastayi alir. Sonrada, ben neden tabak, bicak catalla zaman kaybediyorum diyerek, direk iki kasik ve aldigi meyve suyu siselerinden ikitanesini kapdigi gibi yatak odasina doner.
Mazhar: Geldim askim.
Reyhan: Mazhar bu ne? Ben sana tabak, bicak, catal ve sicak cay getir dedigimi hatirliyorum. Sirf cabuk donmek icin yapdigina bakya...
Mazhar: Ama bir dakika azdi dediklerin icin. Hem fenami deyisiklik olur bizede.
Reyhan: Ne gibi deyisiklik???
Mazhar: Soyleki, bir kerede ayni tabakdan pasta yeriz. Zaten pasta buyuk diyil. Tam iki kisilik. Zaten altindada kendi tabagi var. Plastik-mlastik, ama tabak sonucda. Boylece en sevdigimiz pastayi ayni tabakdan yemis olucaz. Yemem dersen, ben kendi ellerimle yedire bilirim. Caya gelinceyse, zaten bir azdan burasi cok sicak olucagi icin, caya ihtiyac yok bence. Daha cok sicak basar. Ne gerek var simdi?
Reyhan: Kendi cikarlari icin nasilda konuyu evirip cevirmeyi biliyor. Bravo!!! Marifetlerin karisisinda nutkum tutuldu nerdeyse.
Mazhar: Iyide...
Reyhan: Ya tamam, ac su pastayi.
Mazhar: Sahimi? Sorar siritarak.
Reyhan: Ama kendin yediriceksin. O kasigi elime almam bile.
Mazhar: Yedirmemi? Sen yeterki iste.
Reyhan: Eee istiyorum zaten.
Reyhanin ic sesi: Ya bak sen suna. Cocuk gibi Kaldigimiz yerden devam ederiz der-demez, nasilda agzi kulaklarina vardi.
Mazhar: Reyhan, burdamisin? Hadi ac bakalim agzini. Bak ucak geliyor.
Reyhan: Buyuk bir zevkel. Diyerek agzini acar.
Mazhar: Aferin. Ama bunun devamida geliyor. Bak bu seferde tren geliyor.
Reyhan: Ya ben bebekmiyim?
Mazhar: Evet, benim bebegimsin. Hadi ac agzini. Bak bana sozun var. Bu pastanin hepsi biticek.
Reyhan: Oylemi?! Sadece onun icinmi tum yapdiklarin. Bunun icinmi ha? Bu ne ya durmadan pastayi agzima tikisdiriyorsun. Sayende bogulucam, o zamanda....
Mazhar: Ya tamam, ozur dilerim.
Reyhan: Dileme askim. Sadece bir az yavas ol. Hakketen bogulucamya!!! Hem sen neden yemiyorsun. Hani birlikde yiyicekdik? Hemde ayni tabakdan?
Mazhar: Oylede...dusundumki, belki sevgilim kendi elleriyel yedirmeyi akil eder.
Reyhan: Simarik ne olucak?
Mazhar: Ara sira simartsan ne olurkiya?
Reyhan: Ara sirami? Ara sira diyilde, hep simariyorsun.
Mazhar: Ya tamam, simartma. Sonucda hakk etmiyorum.
Reyhan: Hop-hop o kadar uzun boylu diyil. Oda ne demek?
Mazhar: Ne demekse o demek!
Reyhan: Askim, bak bana. Ya sen benden bir sey istersinde, ben yapmammami? Bakma oyle.
Mazhar: Yaparmisin?
Reyhan: Delisin hakketen. Hic yapmammi? Hadi bak ucak geliyor. Bu pasta biticek ona gore.
Mazhar: Sen varya...
Reyhan: Ne? Sorar gulerek.
Mazhar: Cok tatlisin. Seviyorum kiz seni. Der yanagini oksayarak. Tabi o eli sonra Reyhanin yanagindan boynuna, ordanda omuzlarina kayar.
Reyhan: Bende seni seviyorum. Ama bu pasta biticek. Tamammi?
Mazhar: Tamam, bitiririz bir ara. Ben diyorumki, ben simdilik pastaya ara verip baska tatlilarami gecsem?
Reyhan: Oylemi? Peki hangi tatliya gecmeyi dusunuyorsun?
Mazhar: Dudaklarina. Diyerek dudaklarin yapisir ve ikiside yataga duserler aniden. Duserler, cunki , Mazhar pastayi masanin uzerine birakmak icin ve Reyhanda pastayi Mazharin elinden almak icin kalkdiklarindan, ikiside ayakdaydilar. Ama artik diyiller.
Mazhar: Gercekdende cok tatlilar. Der bir az ayrildikda.
Reyhan: E madem oyle, ne bekliyorsun o zaman?
Mazhar: Dogruya, beklemem kabahat. Diyerek yeniden oper. Hemde bu sefer, oyle kolay-kolay ayrilmamak uzre. Niyede ayrilsinlarki? Gece uzun nede olsa....47 bolumun sonu. Umarim gonlunuzce olur. Bakalim fikirleriniz ne? En cok neyi begendiginiz ve s fikirlerinizi yoruma yaziniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkincı bahar.
Fanfiction2 -ci sezon finalinden sonra baslamıs, buyuk ReyMaz evsanesını anlatan bır hıkaye. İlerleyen bölümlerde yeni gelen karakterlerle birlikde tam bir genclik hikayesine dönücek.