İkinci bahar 59 bölüm.

18 0 0
                                    

Ömür: Prenses çokdan uyandı ve her şeyi duydu. Der ve koşarak gelip Reyhana sarılır.
Ömür: Anne!
Reyhan: Söyle canım.
Ömür: Bizi bırakıp gitmeyeceksin demi? Ama olurda gidersen, merak etme, ben kardeşlerimede babamada iyi bakıcam. Der ve Reyhanla Mazhar neye uğradıklarını şaşırırlar.
Reyhan: Tabikide merak etmem bitanem. Nede olsa senin gibi bir kızım var. Sen varken hiç gözüm arkada kalmaz. Neden biliyormusun?
Ömür: Neden?
Reyhan: Çünki sana güvenimiz tam. Demi babası?
Mazhar: Öyleya. Benim kızım çok akıllı ve güzel olduğu kadarda çok güçlü demi?
Ömür: Evet güçlüyüm. Peki demin duyduklarım gerçek demi. Sorduğunda Reyhanda evet anlamında kafasını sallar.
Ömür: Bir şey istesem.
Mazhar: Tabikide isteye bilirsin.
Ömür: Bu gece sizinle uyuya bilirmiyim?
Mazhar: Tabikide uyuya bilirsin. Ama farkındaysan henüz gece değil. Daha yeni sabah oldu ve sen hala pijamalarla dolaşıyorsun. Hiç olucak şeymi?
Ömür: Değilmi?
Reyhan: Değil tabikide. Sencede küçük bir cezayı hakk etmiyormu?
Mazhar: Bence hakk ediyor.
Reyhan: O zaman sen Ömürün cezasıyla ilgilen bende kahvaltı hazırlayayım.
Mazhar: Tamam sen kahvaltı hazırla, ama ben o kadar açımki kahvaltıyı bekleyemicem. En iyisi önden tatlı bir şeyler atışdırayım. Der Ömüre bakarak.
Ömür: Ya bakma öyle yiyecek gibi.
Mazhar: Ama yiyicem. Der ve Ömür odasına koşar, Mazharda onun peşinden koşar.
Reyhan: Çocuk gibisiniz vallahi. Umarım hiç ayrılmayız. Der ve gidip giyindikden sonra kahvaltı hazırlar ve üçü birlikde kahvaltı ederler. Kahvaltıdan sonrada Ömürü kreşe bırakıp okula giderler. Sadece onlarda değil, her kes okulun kantininde toplanır.Selim ve Cem hariç her kesin dersi vardı. Neden hariçmi? Çünki onlar universiteyi bitirmislerdi. Cem hekr, Selimde Reklamcıydı. Tabi reklamcılıkdan başka müziğede hevesi vardı. Bu günse öylesine okulu ziyarete gelmişlerdi.
Haluk: İşde çaylarda geldi.
Ömer: Sağol Haluk abi. Eee demek dünki sorun çözüldü?
Mazhar: Evet ya çözüldü. Neyseki Reyhanım tam zamanında gözlerimi açdı. Yoksa üzüntümden gerçekleri göremiyordum.
Haluk: Mazharcan hepimiz insanız ve duyğularımıza yenik düşüp yalnış kararlar ala biliyoruz bazen.
Ayşem: Önemli olan o yalnışdan zamanında döne bilmek.
Mazhar: Öyle. Neyseki konuşup her şeyi hall etdik ve önümüzdeki zamanın tadını çıkarmaya karar verdik.
Reyhan: Evet öyle bir karar verdik. Ayrıca bizi bırakında siz napdınız anlatın bakalim. En son qaliba babaannenin evine gitmişdiniz demi Cem? Sorar Ceme bakarark.
Selim/Şebnem: Anlamadık? Hani siz sinemaya gitmişdiniz?
Selim: Bir dakka! O nasıl sinemaki anca yarın akşama döndünüz eve.
Mazhar: İyide siz onlarla değilmiydiniz?
Şebnem: Nerdeee??? Tuğçe sağolsun bizi eve kapatıp gitdi.
Tuğçe: Aaa bak hoşunuza gitmiş bile. Sağolsun dediğine göre.
Şebnem: Ben o sağolsunu, senin suyun ısındı ilk fırsatda seni boğazlaya bilirim anlamında dedim Tuğçecim.
Reyhan: Şebnem, sende abartmasan diyorum.
Şebnem: Ne demek abartmaya gerek yok? Bizi eve kilitledi diyorum, anlamıyormusun?
Reyhan: Aslında ben anlıyorumda, sen anlamıyorsun. Hem senin dersin yokmu? Hadi dersine gitsene.
Ayşem: Hakketenya. Biz dersi unutduk. Hadi gidelim Şebnem.
Şebnem: Ofya bide o vardı ya. Yine o meymenetsizin yüzünü görmek varya.
Reyhan: Kimiya?
Ayşem: Özgeyi diyorya. Aynı sınıfdalarya.
Mazhar: Hmmmm anlaşıldı. Neyse siz derse gecikmeyin. Der ve Ayşemle Şebnem kalkıp derse giderler.
Ömer: Haluk abi bizim dersde başlamak üzere. Hadi gidelim.
Haluk: Denizcan senin dersin yokmu oğlum?
Deniz: Baba ben bilmiyormuyum derslerimin ne zaman olduğunu? Offf babaya, var daha dersimin vaktine.
Haluk: Şuna bakya. Şunun babasıyla konuşmasına bakınya!!!
Ömer: Abi hadi uzatmayında gidelim. Der ve kavqa çıkmadan Haluk abiyi ordan uzaklaşdırır ve derse giderler. Geriye Reyhan, Mazhar, Fahriye, Cem, Deniz kız, Deniz, Tuğçe, Selim ve Taner kalmışdı.
Tuğçe: Eee daha daha nasılsın kuzen? Sorar Ceme bakarak.
Cem: İyilik sağlık işde. Daha ne olsun? Diyerek masanın altından Tuğceye hafivce tekme atar susması için.
Tuğçe: Hani sen dün sinemaya yeni bir film gelmiş demişdin. Hani kiminle gitsem demişdin.
Cem: Demişdim demi?
Reyhan: Demişdin demişdin. Tuğçe daha dün akşam bizdeyken laf arasında söyledi. Ne bileyim ağzından bazı şeylerde kaçırmış ola bilirde.
Cem: Anlamadımmm. Hani siz daha önemli konular  konuşuyorduz dün? Bunu hangi ara konuşdunuzya. Der Tuğçeye bakarak.
Reyhan: Konuşdukya bi ara. Hem sen bizi sorquya çekeceğine sinemaya git. Hatta Fahrişkoda seninle gelsin. Gidersin demi canım?
Deniz kız: Gider tabikide. O bizi kırmaz. Zaten tüm gece somurtup oturdu senin yüzünden. Arkadaşımı ihmal etdim diyordu başka bir şey demiyordu.
Reyhan: Demek öyle? Asıl şimdi gitmezsen fena halde üzülürüm. Yani beni düşünüpde tüm gece kendini üzdüğün için kendimi suçlu hiss eder ve çok üzülürüm. Peki sen en yakın arkadaşınla biricik yiğenlerinin üzülmesini istermisin? Sorar ağlak bir yüz ifadesiyle Fahriyeye bakarak.
Fahriye: Tamam be. Hemen acimatasyona bağlama. Madem çok istiyorsunuz gidelim bari. Hadi Cem, bunlar daha fazla duyğularımızı sömürmeden burdan uzaklaşalım. Der ve tam kalkıp giderken Cem Tuğçeye yaklaşarak bir şey sorar ve yakın oturdukları içinde ReyMaz ve diğerlerode duyar.
Cem: Madem sinemaya yolluyorsun, bide hatırlat bakalım, ben sana dün hangi filmden bahs etmişdim? Yani bi yalan uydurdun bari sonuna kadar uydur.
Tuğçe: Hay hay! Filmin adı Aşkın kanatları. Başka sorun?
Cem:.....
Tuğçe: Ha bu arada. Ya gün sonuna kadar güzellikle kıza açılırsın, yada ben akşam eve geldiğinde Fahriyeye bam başka bir filmin senaryosunu anlatırım, ismide <<Aşkın rüyalara yansıması >> olur. Anladınmı beni?
Fahriye: Cem! Hadi gelseneya.
Cem: Tamam, geldim geldim.Der ve Fahriyeyle sinemaya giderler.
Reyhan: Eee Fahriyede gitdiğine göre dökül bakalım. Dün senle ne konuşduk ve Cem neyi ve neden bilmemizi istemiyormuş?
Tuğçe: Bir rüya görmüş işde. Ayrıntılara sonra gireriz. Şimdi önemli olan kıza açıla bilmesi.
Selim: Hadi diyelim açılamadı gün sonuna kadar. Ne yapıcaksın o zaman.
Tuğçe : Demin ne dediysem onu yapıcam.
Selim: Çok acımasızsın.
Reyhan: Sen karışma! Hem sen eski arkadaşlarla buluşmayacakmıydın? Ne duruyorsun hala burda?
Deniz kız: Aynen. Gitki bir azda senin  qıybetini yapalım.
Selim: Sizden beklenir. Neyse ben gidiyorum. Mazhar, Taner bak bunlar size emanet. Aman diyeyim dikkat edin. Özelliklede dillerine.
Mazhar: Selim, abartma. Hadi sen işine git.
Taner: Tabiya. Kapı gibi ben varım burda. Ben varken kim senin qıybetini yapa bilirki.
Selim: Eee sen.
Taner: Aşk olsun.
Selim: Ya tamam inandım. Der ve kalkıp gider.
Taner: Eee karşı komşuları bir araya getirme planımız ne?????? Sorar Selim gider gitmez.
Deniz: Desenize Selim abinin güvendiği dağlara kar yağmış bile.
Mazhar: Al bendende o kadar. Ama yinede...planımız ne???
Tuğçe: Sendemi Mazhar abi?
Mazhar: Eee her halde. En son karımla ne zaman sakin bir sabaha uyandığımı hatırlamıyorum. Vallahi qına geldi bunların kapı önü sabah kavqalarından.
Deniz kız: Yani diyorsunki gerçek kavqayla başladılar, ama kavqa kısmı fazla uzamadan, aşk kısmına geçsinler.
ReyMaz: Ha şunu bileydiniz. Diyerek kafa kafaya verip ŞebSel çiftini birleşdirme planı yaparlar.

İkincı bahar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin