Ikinci bahar 49 bolum.

23 0 0
                                    

Reyhan: Mazhar, arabayi durdur!!! Cocuk bayildi.
Mazhar: Ne ?! Sorararak aniden arabayi durdurur  ve ikiside arabadan inip cocugun yanina giderler. Uyandirmaya calisirlar, ama kiz kendine gelmez.
Reyhan: Hemen hastaneye goturelim.
Mazhar: Tamam! Hadi sen arabaya gec.
Reyhan: Tamam. Diyerek arabanin arka koltuguna oturur, Mazharda kizi kucagina alrak Reyhana verir.
Reyhan: Yavas, basini vurma.
Mazhar: Tamam, tut bakalim. Diyerek kizi Reyhanin kucagina verir  ve hemen one gecerek, arabayi calistirip hastaneye gider. 
Mazharin ic sesi: Sende nerden cikdin birden karsimiza? Yazikya...pekde kucukmus.
Reyhanin ic sesi:  Sen ne kadarda  guzelsin?... Ya neyin varki ufaklik.  Bak korkutuyorsun bizi.

15 dakika sonra.

Hastaneye gelir gelmez, kizi acile alirlar. ReyMazda disarida beklemekdeydi. Ikiside cok endiselenmisdi.
Reyhan: Ya ne olduki acaba? Neden doktor cikmadi halya?
Mazhar: Bilmiyorumki. Allah verede ciddi bir sey olmasa. Amabenim asil anlamadigim kizin ailesi nerde. Bu yasdaki cocuk tek basina sokaklara birakilirmi?
Reyhan: Ofya!!! Kim bilir nerde  ailesi. Bide bu cikdiya. Biz bu kizin ailesini nasil bulucaz. Merak etmislerdir kesin.
Mazhar: Dua edelimde kendi evinin adresini bilsin. Isimiz kolaylasir o zaman.
Reyhan: Mazhar, doktor cikdi. Der ve acilden ak sakalli yasli bir doktor cikar.
Mazhar: Doktor bey nesi var kizin?
Doktor: Kizinizin epilepsi hastasi oldugunu biliyormuydunuz.
Reyhan: Ama o bizim....
Doktor: Ama neyseki ucuz atlatdi.  Bundan sonra daha  dikkatli olmanizi tavsiye ederim size.
Mazhar: Iyide bu kiz...
Doktor: Bakin kizinizin hastaligi oyle hafife alinicak seyler diyil. Bu gibi krizlerin sonu cok kotu bite bilir. Bundan sonra, uzulmemesi, heyecanlanamamasi gerek.  Ihtiyaci olan bir az sevkat ve ilgi. Bunun ustesinden  gelirsiniz bence. Hadi kolay gelsin.
Reyhan: Iyide nereye?
Doktor: Benim ilgilenmem gereken baska hastalarimda var. Sizde artik evinize gide bilirsiniz. Durumu simdi qayet iyi., Burda kalmasina gerek yok. Diyerek gider.
Doktorun ic sesi: Bu kiz sizin kiziniz diyilmi? Orasi belli olmaz. Burdaysaniz illaki vardir bir sebebi. Diyerek ordan uzaklasir, bir azdanda, tamamen gozden kaybolur.

Mazhar: Aaa gitdiya.
Reyhan: Gordum. Hadi yanina gidelim diyerek kizin yanina gelirler.
Mazhar: Simdi nasilsin kucuk hanim?
K: Iyi.
Reyhan: Bizi cok korkutdun.
K: Korkmayin: Ben alisdim.
Mazhar: Madem iyisin, o zaman soyle bakalim, tek basina sokakda ne isin vardi? Sorar ama sorusuna yanit alamaz, cunki kiz susmaya devam ediyordu.
Reyhan: Neden susuyorsunki?
K: Ben hep yalniz dolasirim.
Reyhan: Ama olmazki. Ya biz seni fark etmeseydik.
Mazhar: Peki evinin nerde oldugunu biliyormusun?
K: Hayir.
Kizin ic sesi: Bir evim yokki bileyim.
Reyhan: Adresini bilmiyormusun? Sordugunda kiz hayir dercesine kafasini sallar.
Mazhar: Peki annenin babanin adi ne? Sordugunda, kiz yuzune bakip susar ve hic bir sey demez.
Reyhan: Canim neden konusmuyorsun?  Sen anlatki,  bizde  seni ailene goturelim.
K:.......
Mazhar: Peki senin adin ne?
K: ........
Reyhan: Bu boyle olmayacak. Baksana konusmak niyeti yok. Analatacaga benzemiyor. Acaba polisemi gitsek.
K: Olmaz!!! Polise olmaz. Diyerek odadan cikip kosmaya baslar.
Mazhar: DUR GITME!!!
Reyhan: Nerey kosuyorsun? Sorar ve beraber kizin pesinden kosarlar ve sonunda yakalarlar.
Mazhar: Simdi yakalandin.
K: Ne olur polise goturmeyin beni. Ne olur...
Reyhan: Tamam, polise goturmeyecez. Sen yeterki kacma. Yoksa yine fenalasa bilirsin.
Mazhar: Evet. Istemiyorsan, gitmeyiz polise.
K: Sozmu?
ReyMaz: Soz.
Reyhan: Simdi hastaneden cikalim artik.
Mazhar: Eczanedende ilaclarini alalim.
Reyhan: Hem sana guzel kiyafetlerde aliriz. Hadi gel. Diyerek elini uzatir. Kizda bir az dusundukden sonra Reyhanla Mazharin elinden tutarak hastaneden cikar.

Sahilde.

Cem: Baya bir yuruduk yani.
Fahriye: Yani...
Cem acikdinmi? Ben cok acikdim.
Fahriye: Acikmdim desem yalan olur.
Cem: O zam guzel bir kahvalti edelim seninle. Hadi gel surdaki kaffeye gidelim. Hem buranin kahvaltilari cok iyi olur.
Fahriye: Tamam. Der ve beraber kafeye girip bir masaya otururlar. Cem hemen ordaki qarsona seslenir.
Qarson: Buyrun ne istemisdiniz?
Cem: Kardesim, biz simdi guzel bir kahvalti edelim diyoruz. Yani sen simdi gidiyorsun ve ne varsa getirip, guzelce donaltiyorsun bizim masayi.
Qarson: Tamam abi. Diyerek ordan uzaklasir.
Fahriye: Ne gerek vardi o kadar abartmaya. Alt tarafi kahvalti.
Cem: Oyle kahvalti deyip gecme. Bir kere kahvalti cok onemli. Oglen ve aksam yemeklerinden dahada onemli. Hem sen  rejimdemisin yoksa?
Fahriye: Nerdeee...
Cem: Aynen! Nerdeee  bende kac kez denedim ama olmadi. Sonunda birakdim o isleri. Diyet diyil, bildigin iskence.
Fahriye: E dogru soze ne denirki? Der sessizce.
Cem: Cem ne dediyini duydum.   Cok haklisin. Hem ben kendimi boyle sevmeyi kabullendim. Bence sende kabullen. Hem bak kahvaltiliklarimizda geldi isde.
Fahriye: Goruyorum. Sen  hep gelirmisin buraya?
Cem: Zaman-zaman.  Hadi oyle bakacagina kahvalti et. Can bogazdan gelir.
Fahriye: Ama ayni yolu takib ederekdende gider. 
Cem: He-he....Bak sen su kaymakli ekmegin guzelligine. Uzerine balda  surdukmu tadindan yenmez.
Fahriye: Oylede....fazla....
Cem: Sen amma konusdunha!!! Hadi ac agzini...isir simdi. Bak cok begeniceksin.
Cem: Eee nasilmis?
Fahriye: Enfes.
Cem: E bir sey biliyoruzda ye diyoruz. Hem o kaymakli ekmegin hepsi biticek. Hem sirada baska kahvaltiliklarda var. Madem geldik, tum lezzetlerinden yararlanmak  lazim. Yoksa, sonra arkamizdan aglarlar. Hadi caydanda ic.
Fahriye: Sagol. Gercekdende guzellermis. Oyle konusdunki idtahim acildi.
Cem: Ye-ye yarasin. Hem madem istaha geldin? O zaman bide bol tere yagli bir menemen soyleyelim. Ne dersin?
Fahriye: Abartdin derim.
Cem: Yoo bence hicde abartmadim.

İkincı bahar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin