İkinci bahar 63 bölüm. Büyük Final 4 kısım.

15 0 0
                                    

Özge:  Merhaba  Mazhar.  Şu an beni dnliyorsan  bu gün sana vereceğim bütün kayıtları izlemişsindir demek. Eee izlediysen Reyhanın niyetinide anlamışsındır. Her ne kadar saçma olsada kendince bir çözüm yolu bulmuş.  Gerçi aylar önce bana bu teklifle geldiğinde  hiçde saçma gelmemişdi. Malum sana baya takıkdım o zamanlar. Bana Mazharı gerçekden seviyormusun diye  sorduğunda böyle bir anlaşma teklif edeceğini bilmediğim için, bide ona qıcık olduğum için, evet seviyorum varmı bir diyeceğin dedim. Oda bana bir anaşma yapmayı teklif etdi. Daha doğrusu benden yardım istedi. İşde  bu geçen aylar içerisinde ben onun hazırladığı konuşmaları kayd edicekdim,  zamanı gelincede sana ve çocuklarınıza ileticekdim. Tabi bu süreçdede senle yakınlaşıcakdık. Tamam ilk başda teklif mantıklı geldi, ama sonra bunların  bir işe yarayacağından şüpe eder oldum. Allah aşkına bari sen söyle. Sen ve ben ! Olacak işmi? Olucağı varsa bile onca yaşanandan sonra olmaz. Olamaz yani. Sen bakma Reyhanın son dediklerine. Tabi oda kendince  haklı. Senin bir ömür yas tutmak yerine  birisiyle mutlu olmanı istiyor, ama o birisi ben değilim. Gerçekleri kabul edelim.  Ne o birisi ben ola bilirim, neden sen Reyhandan başka biriyle mutlu ola bilirsin. Şimdi diyiceksinki, gelde bunu Reyhana anlat. Haklısın bunu ona anlatmak imkansız, çünki an itibariyle annelik hormonları beyninin kontrolüne el koymuş. Anlatsakda anlamaz. Sürekli tetikde ve tedirgin. Sen bunuda bilmiyorsundur kesin. Tedaviyi redd ediyor. Bide dokronunda sana ulaşmasını bir şekilde engelliyor. Bu gün Reyhan telefonunu sınıfda değilde kayıt yapdığımız sinema salonunda unutmuşdu. O gitdikden sonra doktoru aradı. Bir ameliyatdan bahss etdi. Yanılmıyorsam, Reyhan sana bundanda bahs etmedi. Doktorun dediğine göre ameliyatı redd ediyormuş. Doğum zamanına daha iki ay olduğundan  bebeklerin yaşaya bileceğine inanmıyor, hatta inanmamakda son derece dirençlide diye biliriz. Yani uzun lafın kısası bu işe bir el atsan hiç fena olmaz. Bak bunun güzellikle ameliyata gireceği yok. Oysa doktor yüzde altmış kurtulma şansı var demiş. Ayrıca  ameliyat Reyhan için riskli, bebekler için değil. Dediklerine göre 7 aylarını doldurdukdan sonra hel halukarda yaşarlar. Tabi bir ay küvezde kalarak. Ama o buna inanmıyor. Çocukları erken alırlarsa yaşamazlar diye düşünüyor. Daha doğrusu o şu mantıklı düşünemiyor.  Ama ameliyata girmezse sonuç belli zaten.  Lütfen ne yap et onu o ameliyata sok. Artık zorla hastaneyemi götürürsün yoksa çayına uyku ilacı atıp öylemi ameliyata sokarsınız bilmem artık. Eskiden olsa bunu yaparmıydım? Asla. Ama bu dörd aydada çok şey değişdi. Hem o gün Reyhana söylediğimden ben bile emin değildim. Qaliba sana olan hisslerim öylesine geçici bir hevesdi. Her şeyi sana anlatdım, çünki Reyhanın durumu vahim. Birisinin bu işe el atması şart. Ona kalsa bir kaç günede gidip mezar taşı bakar kendine. Aklı fikri üç cocukla kocasını benim üstüme atıp ebedi tatile çıkmakda. Yanlış anlama çocuklar falan yük olmazda, sen  ve  ben olamayızya....Yani her halükarda bu iş olamaz. Olmamalida  zaten. Benden sana tavsiye, hiç inadını kırmakla  uğraşma. Bir yolunu bulup direkt ameliyathaneye sokun. Zira  zaman kaybetmeye gelmez bu işler. Ha bu arada doktorunu ararsanda kendi numarandan arama. Seninki  baya bir kurcalamış senin telefonunu. İstesende ulaşamazsın doktora. Oda sana ulaşamaz. Sen doğru hasteneye git öyle konuşun bu amelyat işini. Neyse , her ne kadar başda Reyhanla böyle anlaşmamış olsakda,  ben  üzerimi düşeni yapdım geriside  sende. Bu arada benim  önemli bir randevum olduğu için çıkdım, ama sen baya bir dalğın olduğun için çıkdığımı fark etmedin. Önemli değil. Lütfen bu gece burda olanlar aramızda kalsın. En azından Reyhan ameliyatdan çıkana kadar aramızda kalsın. Bide giderken sana zahmet kapıyı kilitleyip anahtarıda paspasın altına bırakırmısın? Bye. Der ve  kayıt biter. Mazharda öylesine  televozyonun önünde oturur 5-10 dakika.  Son bir saat içerisinde  duyduklarını idrak etmeye çalışır.
Mazharın iç sesi: Bu ne demek oluyor şimdi. Hani bana söz vermişdin? Hani bu kadar çabuk pes etmeyecekdin? Hani bizimle kalmanın bir yolunu bulacakdın? Peki şimdi ne yapıyorsun? Öyle bir yol var, ama sen bile isteye redd ediyorsun. Neden yapıyorsun bunu bana? Hiçmi düşünmüyorsun senden sonra halimiz ne olur diye. Ya senin niyetin beni öldürmekmi?
Niye böyle yapıyorsun? Ah Reyhan ah!!! Ben seninle ne yapacam?
Mazharın iç sesi: Bilmiyorsan hatırlatayım. Özgeninde dediği gibi, bir şekilde  Reyhanı o ameliyata sokacaksın.  Başkada çaresi yok. Tabi öncesinde git doktorla konuş.
Mazhar: Eee oda doğru. Bir an önce gidip konuşmam gerek. Sabah erkenden hastaneye  giderim.

İkincı bahar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin