İkinci bahar 63 bölüm. Büyük Final 5 kısım.

19 0 0
                                    

Reyhan: Ben ameliyat olmak istemiyorum.
Mazhar:............ Istemiyorsun demek?! Iyi, sen bilirsin. Unutmadan, eger bizi birakip gidersen, eger  bu sansi degerlendirmezsen seni  omrum boyunca aff etmem!!!!!!! Karar senin. Der ve yatak odasina gider.
Reyhan: Bu neydi simdi? Ne demek affetmem? Hay sanki ben bile isteye....
Reyhanin ic sesi: Evet bile isteye tedaviyi ve ameliyati redd ediyorsun. Ayrica  bu sefer son derece ciddiydi. Bence iyi dusun.
Reyhan: Anladim ben anlayacagimi. Iyi aff etmezse etmesin. Keyfi bilir. Zaten ben blof yapdigini biliyorum. O bana kiyamazki. Kusde kalamaz.
Reyhanin ic sesi: Sen qaliba isin ciddiyetinin farkinda degilsin. Iyi sen bilirsin. Yalniz kalda aklin basina gelsin. Ben gidyorum. Der ve yatak odasina gecer.
Mazharin ic sesi: Ooo hosgeldin.
Reyhan: Ama malesef hic hos bulmadim. Benimki  yine cildirmis ve  kendi burnunun dikine gitmekde israrli. Sizde durum ne?
Mazharin ic sesi: Ne olsun? Berbat. Adam resmen cokmus Ozgenin evinde izlediklerinden sonra.
Reyhanin ic sesi: Ne? Ozge  o goruntuleri Mazhara izletdimiki?
Mazharin ic sesi: Evet izletdi. Bence iyide yapdi. Lutfen sende seninkine bahs etme bu durumdan.
Reyhanin ic sesi: Tamam benden sir cikmaz.  Bu arada Reyhan Mazharin aff etmeme konusunda blof yapdigini saniyor. Inanmiyor.
Mazharin ic sesi: Yuuuhhh arkadas! Ama bu kadarida fazla ama. Tabi hata benimkinde o kadar simartirsa, oda oyle dusunur. Nasil olsa Mazhar bana  kiyamaz, kus kalamaz diye dusunur.
Reyhanin ic sesi: Zaten oyle dusunuyor. Ya biz bunlarla ne yapicaz?
Mazharin ic sesi: Gel onu birde bana sor.
Reyhanin ic sesi: Soruyorum zaten!
Mazharin ic sesi: Sen seninkiyle bir daha konussan?
Reyhanin ic sesi: Olmaz. Ben ona kusum. Yani bir kere rest cekdim. Konusmam!
Mazharin ic ssi: Hayret bir seyya?! Rest cekicek zamanmi buldun? Hem bir ic ses kendi sahibine kusermiymis? Bu nasil sacmalik.
Reyhanin ic sesi: Dikkat etde sanada rest cemeyeyim.
Mazharin ic sesi: Aman aman hic gerek yok.

Gece Kiyikoyde.

Ahu: Hey nereye gidiyorsun?
Esra: Hay sanki sorunca cevap vericekde. Der ve Seda ikisinede aldirmadan kulibeden cikip  Kerimle Bulentin oldugu kulibeye gider ve kapinin onunde durur.

Bulent: Kerim,
Kerim: Hmm?
Bulent: Seninki gelmis?
Kerim: Benimki ne ya?
Bulent: Hulya diyorum. Gelmis diyorum. Disardan bize bakiyor  diyorum. Hayret. Hic yapmazdi oysa?
Kerim: Hakketende gelmis. Der ve kalkip kapiyi acar.
Kerim: Hosgeldin. Bir seymi istedin?
Seda:....... Susarak  etrafa bakinir.
Kerim: Bir  şeymi istiyorsun? Yada söylemek istediğin bir şeymi  var?
Bülent: Söylemekmi? Duyda inanma.
Kerim: Hülya, der ve Hülya bir az daha etrafa bakındıkdan sonra  duvardaki tahta raflardan birine yanaşıp rafdaki kitapı alıp Kerimin yanina gelir.
Seda: ....... Susarak  kitabı Kerime uzatır.
Kerim: Anladım. Sen kitabın  devamını okumamı istiyorsun. Der ve Sedanın bilgisayara bakdığını görünce ne demek istediğini  anlar.
Kerim: Evet işlerim daha bitmedi, ama olsun. Acelesi yok. Peki nerde okumamı istersin? Burdamı yoksa sizin kulibedemi? Sorar ve Sedanın ordaki yataklardan birine, daha dogrusu kendisinin olan yataga    oturduğunu görünce cevabını anlar.
Bülent: Anlaşılan Hülya hanım  bizim mekanı daha çok seviyor. Tabi ben olsam, bende Ahunun vır vırını duymayacağım mekanı daha çok severdim.
Kerim: Vallahi  bu sefer  sana hakk vermeden  edemiyecem.   Neyse Ahuyu boş verelimde biz en son nerde kalmışdık? Hah buldum.

Kerim:  Ve  kız derki. Eğer bakıcaksa gözlerin bana ilk gün bakdığı gibi, ben  dünden razıyım kaybolmaya bakışlarında. İsterse bir ömür gecsin ben yinede seni beklerim. Sadece seni. Sen yeterki aç gözlerini. Açda o canım gözlerinde kaybolayım........

Yarım saat sonra.

Bülent: Pst... Hey kime diyorum?
Kerim: Ne var?
Bülent: Ohooo!!! Sen okumaya dalmışın anlaşılan. Peki işler ne olucak? Kız  uyumuş zaten.
Kerim: Aaa burda uyuya kalmış. Bari üstünü örteyimde üşümesin. Diyerek Hülyanın üstünü  örter.
Kerim: Ah bir konuşsan....dünyalar benim olur her halde.  Nasıl bir sesin var acaba? Toaf demi? Seninle ilgili hiç bir şey bilmezken, merak etmem gereken onca şey varken  ben sırf sesini merak ediyorum. Diyerek yavaşca saçlarını okşar. 
Bülent: Ooo sen mercimeği fırına vermişsin arkadaş. Baksana ateş bacayı sarmış.
Kerim: Sus lan!!!  Der ve yazısına kaldığı yerden devam eder.

İkincı bahar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin