Bölüm 10: Karanlığın İlahı ~~

2K 125 175
                                    

Selamlar canlarım!

Grupta olanlar biliyorlar ki hem işte hem de evde inanılmaz yoğun ve zor günler geçiriyorum ama yine de kısmen mobilden kısmen de bilgisayardan bir şeyler yazdım ve sizlere yeni bölümü getirdim. Açıkça söylemeliyim ki kontrol etme şansım pek olmadı o yüzden yanlışlarım mutlaka vardır. Lütfen mazur görün.

Bu bölüm vaktim olmadığından afiş ve şarkımız yok ne yazık ki. :(
Ama sizlerin önerilerinize açığım :)

Keyifli okumalar! 

***

10.Bölüm:

Aymira, gözlerini aralamadan önce odayı dinledi sessizce. Hala adını dahi bilmediği ama hem bedenini hem de ruhunu düşünmeden tüketen o adamın odada olup olmadığını öğrenmekti niyeti. Bir süre sonra kulaklarına kendi nefesinden başka bir sesin ulaşmadığını fark edince tamamen açtı gözlerini. Sırtını yatağın başlığına yaslayarak oturdu. Bir yanı boş vermişlikle kavrulsa da içinde başka bir yer kalkıp bir şeyler yapmasını ve zorla kapatıldığı evden kaçmasını söylüyordu. Farkında değildi ama günlerdir evin her noktasını belleğine kazımıştı aslında. Bazı şeyleri hiç düşünmeden yapıyordu. Yıllar içerisinde beyni, ruhu ve kalbi tamamen farklı yollar açmıştı kendilerine. Onların kontrollerini kaybedeli çok olmuştu. O henüz farkına varmadan beyni işliyor, gördüğü her şeyi bilmediği bir belleğine kaydediyordu adeta. Bundan sebep evin hemen hemen her noktasında bir gizli kamera olduğunu biliyordu. O manyak herifin gecelerce uykusuz kalıp o kayıtları tekrar tekrar izlediğini de. Tam da bu sebepten içindeki boş vermiş taraf daha da avaz avazdı. Biliyordu genç kız, hapsolduğu bu lüks dolu evden kurtulmasının imkanı yoktu...

Yataktan kalkıp odanın içindeki banyoya girdi. Suyun altında arınmak için ölüyor olsa da her an kendisine tecavüz etmek için hazır bekleyen bir sapığın evinde duşun altına girip de yıkanamazdı. En önemlisi de ruhundaki ve bedenindeki yaralardan, kirlerden artık sularla arınamazdı. Biliyordu Aymira, boka batmıştı ve kurtuluşu yoktu. Tüm ömrüne lanetler yağdırarak avuçlarına doldurduğu suyu çarptı yüzüne. Tekrar ve tekrar... Saçlarının bir kısmı, üzerindeki bluzun boyun kısmı ve ayaklarının altındaki koyu renk doğal taşlardan yapılma fayanslar ıslanmıştı ama umurunda değildi genç kızın. Hiçbir şey umurumda değildi! Dizlerinin bağı çözülürken bulunduğu yarı ıslak zemine çöktü. Sırtını, dolaplı lavaboya yaslarken dizlerinden kırdığı bacaklarını kendine doğru çekerek kollarını da bacaklarının etrafına sardı. Gözlerini acıyla yumup başını dizlerinin üzerine yasladı. Kocaman bir jakuzinin, parlaklığı ile pahalılığını haykıran klozetin, lüks banyo malzemelerinin ve dolapların bulunduğu devasa banyo o an yeryüzündeki minik bir nokta gibiydi genç kız için. Sanki boğuluyordu, Aymira. Duvarlara sabitlenmiş koyu renk dolaplar ayaklanmıştı da üzerine üzerine geliyor, dört duvar üzerine yıkılıyordu...

Sırtı terden sırılsıklam olurken olduğu yerde bilinçsizce titriyordu. Yeniden bir kriz geçiyordu ama farkında bile değildi. Son günlerde o kadar sıklaşmıştı ki krizleri, genç kız hangisi başlıyor hangisi bitiriyor anlayamıyordu bile.

Ne zaman sonra teninde hissettiği dokunuşlarla ile titremesi daha da yoğunlaştı. Adını dahi bilmediği ama yanına kalan her şeyini hiç düşünmeden harap eden adamın kollarının arasındayken ölüm en güzel çağrıydı genç kıza.


Barlas, odaya girip de kızı yatağında bulamayınca hemen telefonunu alıp odanın görüntülerini geriye sararak izledi. Kızın, banyoya girdiğini görür görmez kapıyı çaldı. Bir an yaptığı şeyin garipliği ile kaşlarını çattı. Kendi evinde, kendi banyosuna girmek için kapı mı çalıyordu? Bu hiç de ona göre bir davranış değildi! Daha fazla düşünmeden, içeri girdi. Kızın, lavabonun önünde iki büklüm olmuş bir halde titrediğini görünce koşarak yanına vardı. Farkına varamadan kocaman ve güçlü kolları ile sarmıştı genç kızı. Ama bu hareketi ile titremeleri durulmak yerine daha da artınca ne yapacağını bilememenin siniri dolanmaya başlamıştı damarlarında.

~~Karanlık Ruhlar~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin