Selamlar canlarım!
Yine bir perşembe günü yeni bölümle karşınızdayım :) Bölüme geçmeden önce çok sevgili kızlarımın ilk hikayem HAVİN için hazırladıkları tanıtım videosunun ilk partını multimedia'ya ekledim. İzlerseniz çok mutlu olurum. Tabi diğer partları da :)
Bölüm hitabı bu gördüğünüz videonun hazırlanması için çok çok çok emek harcayan Aslış'ın Cadıları grubu ve Merve Nur'uma. Kızlar sizi çok seviyorum! ❤❤
Keyifli okumalar!
***
10. Bölüm Part -2:
Günlerin ve gecelerin birbirine girdiği bir bilinmezlikle sarılmıştı Aymira. Ne zaman kendinden geçmişti ya da uykuya teslim olmuştu bilmiyordu ama gözlerini açtığı an sonsuza dek kapamayı diledi bir kez daha. İblisi, gelmişti yine, üzerinde bin bir işkence ile hakimiyetini kurmaya çalışıyor, nedenini anlamadığı bir şekilde her geçen saniye daha da deliye dönüp canını daha çok daha çok daha çok yakıyordu ama umurumda değildi genç kızın. Neler yaşamıştı o, bu hayatta... Ona rağmen hep Eylül Hanım için bir şeyleri yoluna koymaya çalışmıştı ama hayat ona, kendisi için iyilik, güzellik denen hiç bir şeyin var olmadığını bir kez daha göstermişti. Üzerindeki adam, kollarını neredeyse kangren edecek kadar sıkı bir şekilde deri bir kemer olduğunu tahmin ettiği bir şeyle bağlayıp ayak bileklerine geçirdiği kelepçelerin diğer uçlarını yatağın iki ayrı köşesine geçirdikten sonra göğüslerinin hemen altına ve karın boşluklarına birbirini takip eden çizikler atıp akan kanın üzerinde dilini gezdirdiği her an tekrar tekrar hatırlatmıştı kendisine bunu: 'Bu hayatta iyilik ya da güzellik namına bir şey yoktu onun için! O, hep kaybedendi. Kullanılan ve atılan. Oradan oraya sürüklenen, kimsesiz ve değersiz...'
Barlas, kendinden geçmiş bir şekilde sahip olurken genç kıza alamadığı tepkiler yüzünden deliye dönüyordu. Kızın teninden akan kanın üzerinde gezinirken dili, aldığı tatla ruhu kuşatılmıştı sanki. Kanının tadı da kadınlığının tadı kadar eşsizdi.
"Lanet olsun!" derken, dilinden dökülen sözler hem altında tepkisizce yatan kadına hem de aptal iç sesineydi! Bir an daha düşünmeden kalktı yataktan ve aşağı indi.
Eline geçirdiği telefonu ile aradı en sadık adamını.
"Mehmet! Bana hemen striptiz kulübündeki sürtüklerden birini getir!" dedi.
Mehmet, sonunda beklediği aramayı almış olmanın mutluluğu ile tebessüm ediyor olsa da ciddi bir ses tonu ile konuşmayı sürdürdü. "Diğer kızı nereye bırakmamı istersiniz efendim?" Diğer tüm kadınlarda olduğu gibi bu kızı da başından defetmesi için dualar ediyordu içten içe.
"Hiçbir şey! O küçük sürtük ben diğer sürtüğü becerirken görsün bakalım nasıl kadın olunur!"
"Peki efendim," derken içinden lanetler savuruyordu Mehmet. Bu iş artık bitmek zorundayd! O kızı bugün o evden çıkaracak ve Barlas'ın onu böyle takıntı haline getirmiş olmasının sebebini çözecekti. Yıllardır takip ediyordu Barlas'ı. Attığı her adımdan, koynuna aldığı hemen hemen her kadından haberi vardı. Ve onca yıl boyunca bir kez olsun onu aynı kadınla görmemişken bu kız, aylardır onun evindeydi. Bunun bir sebebi olmalıydı. Ve o sebebi Barlas'tan öğrenemeyeceğine göre kızdan öğrenecek. O adi herifi yeryüzünden silecekti!
Telefonu cebine koymadan hemen önce aradı, asıl efendim demekten gurur duyduğu insanı.
"Barlas'a bu akşam başka bir kız götüreceğim. Ama bu sefer diğer kızı götürmemi istemediği gibi onun her ana şahit olmasını istediğini söyledi. Bu işte bir iş var ama ben ne olduğunu çözemiyorum. Bir fikriniz var mı efendim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Karanlık Ruhlar~~
Ficción GeneralRuhlarla ilgili bir hikaye değildir. Hikayede tecavüz, darp vb. (+18) içerik yer almaktadır. Yaşınız uygun değilse okumayınız. Tanıtım: Biri karanlık bir gecede açmıştı gözlerini dünyaya, biri kısacık ömründe yaşadığı en güzel gününün ardından tan...