Bölüm 16: Part - II: Tendeki Acı Ruhtaki Sızıdır ~~

1.1K 66 78
                                    

Selamlar canlarım! 

Söz verdiğim üzereeeee yepyeni bölüm ile işte geldim, buradayım! :)

Bölüm ithafı yorum kraliçem, kuzum KumruKuscu 'ya.

Keyifli okumalar!

***

16. Bölüm: Part -2 :

Aymira, gece yarısı çalan telefon ile açtı gözlerini. İlk etapta ne olduğunu algılayamasa da kısa süre sonra çalanın Azad'ın telefonu olduğunu anladı. Genç adam saatler önce kendini Mehmet'in odasına kapatmıştı... İçeri geçip telefonu açıp açmama konusunda çok düşündü ancak aynı melodi üçüncü kez tekrar ederken dayanamadı. Salona geçip koltuğun kenarında duran telefonu eline aldı. Arayanın Mehmet olduğunu görünce meşgule aldı ve kendi telefonundan mesaj attı adama.

"Mehmet abi, telefonu ben kapattım. O, senin odanda uyuyor."

"Eh cici kızım benim. Uyandırdım seni de gece gece kusuruma bakma ama Azad açmayınca telefonu merak ettim. İyisiniz dimi ikiniz de?"

"Ben iyiyim Mehmet abi, merak etme. Azad da uyuyor. Sen ne zaman geleceksin?" Her ne kadar Mehmet'i sıkboğaz etmek istemese de o yokken kendini kimsesiz, aciz bir zavallı gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. O yüzden istiyordu ki bu babacan adam hep yanında olsun, kendisini korusun, kollasın... Azad'ın kötü olduğunu söyleyerek Mehmet'in hemen oraya gelmesini de sağlayabilirdi ama istiyordu ki adam yalnızca onun için gelsin. İstediği için yanında olsun, ona kızım desin... Üstelik Azad'ın bu durumu başkalarıyla paylaşmak isteyip istemeyeceğini bilemiyordu, bu sebepten en iyisi hiç karışmamak, sessiz kalmaktı. Zira herhangi birinin hele ki Azad'ın öfkesini üzerine çekmek isteyeceği son şey bile olamazdı.

Birkaç dakika sonra gelen cevapla güzel yüzü gölgelendi Aymira'nın... "Ah benim cici kızım beni mi özledi yoksa? Yarın sabah erkenden gelecektim aslında ama eşim yediği yemekten zehirlenmiş, onunla birlikte hastanedeyim. Serumunun bitmesini bekliyoruz. Daha sonra da onunla ilgilenmem gerekecek ama eğer orada rahat değilsen, ne bileyim tedirgin oluyorsan falan gelip alayım seni cici kızım. Ne dersin? Hem eşimle de arkadaşlık etmiş olursunuz birbirinize..."

"Çok geçmiş olsun Mehmet Abi. Umarım eşin en kısa sürede iyileşir. Benim için endişelenme, lütfen iyiyim ben." Diye bir mesaj atmış olsa da aslında hem adamın eşi için gerçekten endişelenmiş hem de varlığına bu kadar alıştığı, güven kaynağının kendisinden birkaç gün uzakta olacağını öğrendiği için hüzünlenmişti, genç kız. Neydi kendisini Mehmet'e böylesine bağlayan, bu güvenin, inancın sebebi neydi, bilmiyordu. İçinde bulunduğu durumun garipliğini yaşıyor olsa da aksi için bir şey de yapamıyordu.

Azad'ın telefonunu aldığı yere bırakıp kendi odasına geri döndü. Mehmet'in attığı, bir şey olursa beni hemen ara iyi geceler cici kızım, mesajına cevap verdikten sonra yeniden uykunun kollarına koştu. Pek de huzurlu bir uyku olduğu söylenemezdi ama en azından eski kâbusları eşlik etmiyor, ruhu olmasa da bedeni biraz olsun dinlenebiliyordu...

Sabah olunca ilk uyanan Aymira oldu. Elini yüzünü yıkayıp banyodan ayrıldıktan sonra Mehmet'ten kalma bir alışkanlık olarak hemen mutfağa geçti. Çaydanlığa su doldurup ocağa koydu. Hızla kahvaltı sofrasını kurdu ancak tek başına oturup bir şeyler yemek bundan birkaç ay öncesine kadar her daim yaptığı bir şey olsa da şimdilerde çok yabancı geliyordu. Doldurduğu çayı dahi bitirmeden kalktı. Yeniden odasına geçip üzerine kapüşonlu kazağını alarak dışarı çıktı. Kendisine doğru gelen korumaları yok saymak için elinden geleni yapsa da içte içe hala tedirgindi. İstese de içindeki korkuyu tamamen yok edemiyordu. Lanet olsun! Yeryüzündeki her türlü pisliğe bulanmak, bunca korkuya benliğinde yer vermek zorunda mıydı? Hayat denen bu şey artık onun için de biraz olsun güzel olamaz mıydı? Korku denen bu illet onu terk edemez miydi? Yeter, dedi Aymira. Suskun diline inat haykırdı yaralı ruhu. Yeter! Koşarak evin yan tarafındaki ormana daldı. Koştu, koştu, koştu... Nefesi kesilene, dizlerinin dermanı kalmayana dek koştu. Koştukça ezdi geçti içindeki korkuları. Koştukça geçmişinin lanetini silerek aktı gözyaşları, yanaklarından süzülüp toprağa karıştı. Koştukça uzaklaştı tüm acılarından...

~~Karanlık Ruhlar~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin