Selamlar canlarım!
19. bölümü peşpeşe yüklemek için elimden geleni yapacağımı söylemiştim. Zira bir diğer Part'la karşınızdayım (:
Yalnız sizlerden küçük bir ricam var, sizler bölümleri okurken minicik de olsa yorumlar yapın ki ben de daha bir şevkle yazabileyim. Olur mu?
Keyifli okumalar!
***
Part - IV ~~
Ateş Bey, Yalçın ve Azad kapıda hazır bekleyen arabaya bindiler. Ateş Bey, her zaman arka koltuğa geçmeyi tercih etse de bu defa ön koltuğa şoförün yanına oturmayı tercih etmişti, bu küçük ayrıntıyla birlikte şoförü de ilk defa gördüğüne emindi Azad. Yalçın'ın yanına oturur oturmaz doğruca "Hayırdır Baba, kim bu bey? Bizim çocuklar nerede?" diye sordu.
Şoför koltuğundaki adam Ateş Bey'e fırsat tanımadan "Merhaba Azad Bey evladım. Adım Kemal. Ben aslında sizi yıllardır tanıyorum ama sizinle resmî olarak tanışmamız bugüne kısmetmiş demek ki." diyerek Azad'ı daha da şaşırttı.
"Ben sizinle şimdi tanışıyorsam siz beni nasıl yıllardır tanıyorsunuz acaba?" diye sorarken kaşları çatılmış, gözleri şüphe doluydu.
"Şu an konumuz bu mu Azad? Sus da bırak adam öğrendiklerini anlatsın." diyen Ateş Bey, o anlığına genç adamı bertaraf etmişti, ancak Azad'ın bu işin peşini bırakmaya hiç niyeti yoktu. Hele bir her şey yoluna girsin bu gizemli adamın kim olduğunu ilk elden öğrenecekti.
"Tabi Ateş. Yalçın oğlumun sana anlattıklarından sonra babasını araştırdım. Ne yazık ki adam yıllar içinde daha da büyük suçlar işlemiş ve pisliğe batmış.
Senelerce cezaevinde olmak onu ıslah etmek yerine daha büyük bir şerefsize çevirmiş.
Afedersiniz Yalçın Bey oğlum..." diyerek genç adamdan özür dileyecekken o gözlerde gördüğü nefret buna hiç de gerek olmadığının kanıtıydı.
Ateş Beye dönerek konuşmaya devam etti. "Neyse lafı uzatmayayım, ayrıntıları sonra da konuşuruz. Kumru kızımızı kaçıran adamlar onu Riva'da güzel bir eve götürmüşler. Açıkçası bana anlattıklarınızdan sonra kızın başına gelebilecek her türlü senaryoyu aklımdan geçirmiştim ama adamlarım evin gayet korunaklı ve güzel olduğunu ara sıra camlardan genç kızı gördüklerini ve görünürde herhangi bir sorununun olmadığını söylediler," deyip gözünü birkaç saniyeliğine yoldan ayırıp tekrar Yalçın'a döndü. "Bunu özellikle senin için söylüyorum Yalçın Bey oğlum, herhangi bir yara, morluk, şiddete dair bir iz yokmuş. Evden yükselen herhangi bir bağırış çağırış kavga falan da olmamış." diyerek son noktayı koymuş oldu.
Yalçın, adam konuşmaya başladığı andan itibaren tüm dikkatini ona vermiş, nefes dahi almadan dinliyordu. Şükür ki Kumru'su iyiydi. Sevmeye dahi korktuğu, yüreğini kor ateşlerde yakan kadını... Sahi, onundu değil mi? Kumru, onun kadını olmuştu... Ruhuyla, kalbiyle teniyle... Her şeyiyle onun olmuştu... Ah! Sanki asırlar geçmişti o anların üzerinden. Sanki yüzyıllardır dokunamıyordu ona, hasretiyle parmaklarının uçları sızlıyordu... Sabır, dedi Yalçın kendi kendine sabrın sonu selametti ya o da sabredecek ve kadınını kurtaracaktı. Yıllar önce annesini kurtaramamıştı ama bu defa kazanan kendisi olacak, Kumru'yu o aşağılık adama kurban vermeyecekti...
Riva'ya varmış, arabayı orada bulunanlara gözükmeden evi izleyebilecekleri bir yere çekmişlerdi ki Yalçın hızla fırladı arabadan. Lakin Ateş Bey hızlı bir manevrayla bileğinden yakaladığı genç adama engel oldu.
"Sakin Yalçın'ım, sakin evladım, sakin! Eğer sevdiğin kadının başına bir şey gelmesini istemiyorsan sakin kalacaksın. Kumru'ya şimdiye kadar zarar vermemiş olabilirler ama planlarının ne olduğunu bilmiyoruz. Sakin ol ve bekle. Unutma, öfkeyle kalkan zararla oturur ve bu durumda zarar gören bedenin değil yüreğin olur..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Karanlık Ruhlar~~
Fiksi UmumRuhlarla ilgili bir hikaye değildir. Hikayede tecavüz, darp vb. (+18) içerik yer almaktadır. Yaşınız uygun değilse okumayınız. Tanıtım: Biri karanlık bir gecede açmıştı gözlerini dünyaya, biri kısacık ömründe yaşadığı en güzel gününün ardından tan...