Merhabalar canlarım!
Bu part ile 19. bölüm bitmiş oluyor. Kumru kuşuma kıyamadım ama onun yerine birinin yara alması gerekiyordu... Sizce bu kişi kim oldu, okumadan tahminlerinizi yazın, olur mu?
Bölüm ithafı Haccee'ye Kuzum İstanbullara kadar geldi de görüşemedik, gönlünü almış olayım. ❤️❤️
Keyifli okumalar!
***
Part V ~~
Ateş Bey, Ali, Kemal, Azad ve Yalçın hararetli bir konuşmanın ardından biraz daha bekleme kararı aldılar. Bu uzun konuşmanın sonrasında Ateş Bey, gizlice emniyetten tanıdığı birkaç dostunu aradı. Evlatlarının başının belaya girmesine izin veremezdi...
Kemal'in Ali'yle yarışır ölçülerdeki on adamı, birkaç saat sonra gecenin karanlığını fırsat bilip sessizce villanın bahçesine doğru ilerlediler. Evin etrafına örülen, bir adam boyunu geçmeyen çitlerin etrafına yerleştirilmiş adamların canlarına kastetmeden hepsine bayıltıcı iğnelerden yaptılar. Yalnızca birkaç dakika içerisinde sessizce tüm adamları bir ağacın dibine toplayıp ellerini ve ayaklarını bağladılar.
Geri dönüp yolun açıldığını Kemal'e haber bildirip bir sonraki görevleri için hazır bekliyorlardı. Evin içinde kaç adamın olduğunu bilmedikleri için Ali, diğer adamlarla birlikte sessizce eve girmeyi teklif etmişse de Yalçın, herkesin önüne geçerek daha fazla geri planda kalmayacağını sözlere ihtiyaç duymadan ifade etmişti. Ateş Bey, bu defa müdahale edemedi. Zira Yalçın, o ana kadar Ateş Bey'in umduğundan daha sabırlı davranmıştı.
Azad, Yalçın'ın sağ tarafında attığı her adıma eş bir adım atarak yanından bir an ayrılmazken Ali, Kemal ve diğerleri onları takip ediyorlardı. Kapının önüne geldikleri an Ali tekrar öne atıldı ancak Yalçın bir kez daha engelledi onu. Gayet medeni bir şekilde, kibarca kapıyı çalarak herkesi şaşkına çevirdi.
Tık tık.
Tık tık.
Tık tık...
"İzzet Bey! Azrailiniz geldi kapıyı açmayacak mısınız?" diye içeriye doğru seslendi. Söylediklerine ve içinde bulundukları duruma tezat ses tonu inanılmaz derecede rahatlatıcı ve kibardı. Bu durum arkasında duran adamları iyice şaşırtmıştı. Kapının açılmasını beklerken sessizce Azad'a döndü. "Herkes saklansın tek olduğuma inanırsa kapıyı kendiliğinden açacaktır, onun derdi benimle," dedi.
Azad, itiraz etmek istese de dostunu ikiletmedi, diğerlerini güçlükle ikna edip uzaklaştırdıktan sonra Yalçın'ın yanına geri döndü. Genç adamın bir şey demesine fırsat tanımadan "Ya benimle ya hiç kardeşim kusura bakma. Kumru bana da emanetti, onu koruyamadım ama kurtaracağım!" diyerek içinde alev alev yanan ama herkesten sakladığı yangını biraz olsun dostuyla paylaşmıştı. Yalçın'ın öfkesini harlamamak için uğraşmış olsa da aslında kendi içinde çok büyük bir öfke vardı. Kumru'yu koruyamamış olduğu gerçeği onu içten içe tüketiyordu.
Yalçın bir kez daha vurdu kapıya ve tekrar kibarca seslendi. "İzzet! Babacım! Oğlun geldi, kapıyı açmayacak mısın?"
Dakikalar geçiyor, her bir saniye genç adama bir asır gibi geliyor ama kapı bir türlü açılmıyordu. Daha fazla dayanamadı. Kapıyı ardı ardına yumruklarken "İzzzeett! Aç şu siktiğimin kapısını çıldırtma beni! Açsana lan korkak şerefsiz! Gücün sadece kadınlara yetiyor dimi? Korkudan altına mı kaçırdın yoksa burnuma çok iğrenç kokular gelmeye başladı da! İzzet!" diye bağırıyordu.
Birkaç saniye sonra kilidin çevrilme sesi duyuldu. Kapı yavaş yavaş açılırken Yalçın hiç beklemeden tek bir tekmeyle kapıyı ardına kadar açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Karanlık Ruhlar~~
General FictionRuhlarla ilgili bir hikaye değildir. Hikayede tecavüz, darp vb. (+18) içerik yer almaktadır. Yaşınız uygun değilse okumayınız. Tanıtım: Biri karanlık bir gecede açmıştı gözlerini dünyaya, biri kısacık ömründe yaşadığı en güzel gününün ardından tan...