Gelecek bölümden ~~

1.1K 60 29
                                    

Merhaba arkadaşlar! 

Öncelikle sizlere sormak istediğim çok önemli bir şey var: Sizce BARLAS ÖLMELİ Mİ? Bir yanım ölmesi gerektiğini haykırıyor ama bir yanım da ölmemeli diyor... Peki sizler neler düşünüyorsunuz? 

Keyifli okumalar! 

***

Genç adam, kendini düşünmeden attı Aymira'nın kaldığı odaya. Yatağında oturan kızın hiçbir şey söylemesine izin vermeden çöktü dizlerinin dibine. Yüzünü kucağına gömerken acı doluydu benliği...

"Ölmüş," dedi, tek kelime... Ve özgür kıldı yaşlarını seneler sonra...

Aymira, Azad bir anda kendisine doğru gelirken korkunun damarlarında gezindiğini hissetse de sesini ve hıçkırıklarını duyduktan sonra acıyla kuşatılmıştı her bir hücresi... Bir eli farkında olmadan adamın saçlarının arasına karışırken acısına, kaybına eşlik etti bilinçsizce.
Kucağındaki adamın gözlerinden akan yaşlar kendi gözyaşlarından daha değerliydi, genç kıza göre. O yüzden ağlamamalıydı ama ona ağlama bile diyemiyordu. Yalnızca parmaklarını gezdirdi, saçlarının arasında... Acı çekerken yanında olduğu hissettiren birinin varlığına ihtiyaç duyulduğunu çok iyi biliyordu Aymira. O yüzden sözler dökülmese de dilinden, hareketleriyle 'Buradayım,' diyordu, 'Seninleyim, yalnız değilsin...'

Genç adam bir kez daha acı dolu ses tonuyla "Ölmüş, Aymira. Annem..." deyince, en büyük yarasını kanatmıştı genç kızın, farkında olmadan... Yıllar önce gözyaşları ile annesinin adını haykırdığı zamanlar canlanınca zihninde, sımsıkı yumdu gözlerini. Görmek, anımsamak istemedi hiçbir anıyı, ama zordu, acıları unutmak, kanayan yaraları sarmak çok zordu... Seneler sonra ilk defa zihninde beliren siluet acının habercisiydi, mutluluğun ya da umudun değil. O, annesini yüreğinde öldürürken bu ölüme üzülememişti bile. Hayat, her şeyini alırken elinden, kimsenin kendisine acımadığı gibi o da acımamıştı kendisine. Kayıplarının ardından üzülmek için bile izin vermemişti kendisine.

Azad, gözyaşları hafifçe dinerken anlam veremediği bir ses duyunca bilinçsizce kaldırdı kafasını. Gözleri sımsıkı kapalı, alt dudağına dişlerini geçirmiş, sesinin çıkmasına engel olmaya çalışan ama istese de engel olamayarak hıçkıra hıçkıra ağlayan kızı görünce neye uğradığını şaşırdı.

Kızın yüzünü avuçlarının arasına alıp hafifçe sarsarken "Aymira, iyi misin? Aymira?" diye sordu ama yine cevap alamadı... Kızın suskunluğu artık iyice deliye döndürüyordu onu. Öyle ya da böyle konuşmasını sağlamak zorundaydı. Emindi, hiçbir sağlık problemi yoktu, genç kız kendisi seçmişti konuşmamayı ve yıllar içerisinde onun bir parçası haline gelmişti, sessizlik... Suskunluk onun sığınağıydı ve ne kadar acımasızca gözükse de Azad, o sığınağı yıkacaktı!

***


Kocaman Sevgilerimle,

MyReaL

~~Karanlık Ruhlar~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin