Selamlar canlarım! (:
Bu part'la yirminci bölümü geride bırakıyoruz. Multimedia'da Yalçın ve Kumru varmış.
Keyifli okumalar! (:
***
Part IV ~~
Her zaman olduğu gibi hastane çıkışlarında da Yalçın ve Azad didişip durunca olaya son noktayı Kumru koymuştu. Genç kadın, ne derlerse desinler evine, Elif'inin yanına gitmeye kararlıydı. Bunu pek tabi ki hastanenin önünde bekleyen taksilerden birine binerek de gerçekleştirebilirdi. O yüzden her iki adam da kendilerine söyleneni yapmak zorunda kaldı. Kumru'nun evine doğru usulca yol aldılar.
Aynı günün sabahında Ateş Bey, Yeliz Hanımdan, genç kızın evinin temizliği, alışverişi ve diğer her şeyin halledilmesi konusunda ricacı olmuştu.
Kumru, bir paravan yardımıyla ortadan ikiye böldüğü; iki yatak odası, bir de salonu olan küçücük evinin kapısından içeri girerken gözlerinin kenarından birkaç damla yaşın süzülmesine engel olamadı. Ah! Ne çok özlemişti evinde olmayı. Binlerce kere şükürler etti Yaradana...
Odaları birbirine bağlayan holü geçip de salona varınca karşısında gördüklerinden sonra genç kadını durdurabilene aşk olsundu. Evi, ömrü boyunca hiç olmadığı kadar kalabalık, huzur ve sevgi doluydu...
Yaz kampından birkaç gün önce dönen, dizlerinin hemen üzerinde biten siyah bahçıvan elbisesi, beyaz tişörtü ve iki yandan örülüp siyah lastik tokalarla tutturulan saçları ile minik perisi ışıl ışıldı. "Ablam geldi ablam geldi," diyerek hızla ablasının kucağına atlayıp onu öpücük yağmuruna tuttu.
"Elif'im... Kuzum, çok özledim seni," diyerek kardeşinin öpücüklerine eşlik etti Kumru. "Güzelim benim, ne kadar şirin olmuşsun, saçların ne kadar da güzel olmuş," derken gözlerinden süzülen yaşlara tezat tatlı bir tebessüm sarmıştı çehresini.
"Hı hı bence de güzel oldum. Aymira, yaptı. Senin seveceğini düşündü."
Kumru, kıvır kıvır turuncu saçları büyükçe siyah bir tokayla toplanmış Aymira'ya baktı. Genç kızın ürkekliği ve endişesi gözlerinden okunuyordu. Kardeşinden müsaade isteyip yanına vardı. "Her şey için çok teşekkür ederim canımmm," dedikten sonra tıpkı kardeşine yaptığı gibi sımsıkı sarıldı.
Elif, ablasının kendisi dışında birine böyle sevgiyle sarılmasına alışkın olmamanın verdiği huzursuzlukla tişörtünün kenarından çekiştirerek, "Yeliz teyzeye de teşekkür etmelisin. Bak evimizi mis gibi yaptı. Bir sürü yemekler hazırladı. Üstelik sütlaç da yaptı," dedi. Çocukça bir masumiyetle ablasını paylaşmaktan kaçınıyordu.
Kumru, kardeşinin uyarısıyla mutfak kapısının önünde duran kadına yöneldi. Yeliz Hanım her ne kadar itiraz etse de elini öpüp alnına bastırdı. "Çok teşekkür ederim Yeliz Hanım. Ellerinize emeğinize sağlık. Adeta anne sıcaklığı sarmış dört bir yanı, çok teşekkür ederim..." dedi.
"Teşekküre ne gerek var güzel kızım. Siz iyi olun ben başka hiçbir şey istemem..." derken onun da gözünden bir iki damla yaş akmıştı. Yaralı bir anneydi Yeliz: Evlat acısını sessizce en derininde yaşıyordu yıllardır... Meleğinin yerini doldurmak asla mümkün değil de bir parça merhem oluyordu, karşısındaki gençlerin gözlerindeki ışıltı, çehrelerindeki tebessüm.
"İnşallah, bundan sonra her şey güzel olacak, hep iyi olacağız. Öyle değil mi Ateş Baba?"
Ateş Bey, kendisine yönelen genç kadının başının üzerine bir öpücük kondurup "Elbette güzel kızım," dedi. Sesi güven doluydu. İnanıyordu Kumru, karşısındaki adamın dilinden dökülen her söze güveniyordu. Ömrü boyunca sevgiyi de güveni de böylesine iliklerine değin hissetmemişti. Birkez daha şükür duaları döküldü yüreğinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Karanlık Ruhlar~~
General FictionRuhlarla ilgili bir hikaye değildir. Hikayede tecavüz, darp vb. (+18) içerik yer almaktadır. Yaşınız uygun değilse okumayınız. Tanıtım: Biri karanlık bir gecede açmıştı gözlerini dünyaya, biri kısacık ömründe yaşadığı en güzel gününün ardından tan...