Selamlar arkadaşlar,
Geçen hafta ne yazık ki kuzenimi kaybettim. O yüzden bölümü paylaşamadım.
Ama bu hafta sizlere verdiğim sözü tutabilmek adına elimden geldiğince bir bölüm toparlayıp geldim. Umarım güzel bir bölüm olmuştur.Keyifli okumalar
****
21. Bölüm: Aymira'nın Vedası ~~
Yalçın ve Kumru kapıdaki kadınla konuşurlarken, Yeliz ve Mehmet masayı toplamaya koyulmuş, Ateş Bey de sandalye tepesinde uyuklayan Elif'i odasına götürmüştü. Kumru henüz görmemiş olsa da salon ve mutfakta yapılan ufak eklemeler Elif'in odasında da mevcuttu. Küçük kız tam da ablasına yakışır bir kardeşti. Yeliz Hanımın yapmış olduğu teklifler karşısında minik kalbi heyecanla çarpsa da her defasında teşekkür edip gerek olmadığını söylemişti. Elif'in dili başka şeyler söylese de gözlerindeki ışıl ışıl parlamanın farkında olan Yeliz Hanım, peki o halde almayalım, diyerek küçük bir oyunun içerisine girmişti. Mağazadan çıkmadan her şeyi gizlice sipariş etmiş ve Ateş Bey'in yanlarına gönderdiği gençlerden birini orada bırakmıştı. Siparişleri verirken yol boyunca küçük kızın yıldızlara ve gökyüzüne olan hayranlığını dinleme şansını yakalamış olmanın verdiği avantajı da sonuna kadar kullanmıştı. Ondan sebep uykulu gözlerle odasına giren küçük Elif, yapılan değişikliği görünce şaşkınlıkla aralanan çipil çipil gözleriyle etrafı inceledi. Yatağının üzerine serilen nevresim takımı, karanlıkta yıldız yıldız küçük parlaklıklara sahip olurken, çatısına yıldız ve ay şeklinde semboller yapıştırılmış, yere de bulut şeklinde yumuşacık bir halı serilmişti. Dönüp Ateş Bey'e sımsıkı sarılıp teşekkür etti. Ateş Bey, küçük kızı yatağına yatırıp üzerini örttükten sonra başının üzerine sevgi dolu bir öpücük kondurup odadan ayrıldı.
O anlarda masada başbaşa kalan Aymira ve Azad ise boğucu bir sessizliğin mahkumu olmuşlardı. Azad, genç kızda bir gariplik olduğunu sezinliyor ama sebebinin ne olduğunu bir türlü anlayamıyordu. Aymira, oturduğu sandalyeden kalkarken o da ayağa kalktı. Gecenin başından beri kendini eve gidene kadar beklemek konusunda telkin edip dursa da daha fazla dayanacak gücü kalmamıştı.
"Sorun ne Aymira? Allah aşkına ne oluyor sana? Saatlerdir herkes gülüyor, eğleniyor sense cenaze evi sahibi gibi oturuyorsun. Sorun nedir?"
Aymira, başını iki yana sallarken ellerinin yardımıyla da "Bir sorun yok, huzurunuzu kaçırdıysam özür dilerim, ben sanırım yorgunum kusura bakmayın," deyip konuyu kapatmaya çalışsa da Azad'ın böyle bir niyeti yoktu.
"Sürekli bir şeyleri geçiştirmenden sıkıldım artık. Adam akıllı konuşmaya çalışıyorum seninle ama sen beni delirtmek için elinden geleni yapıyorsun, Aymira! Şimdi beni daha fazla sinirlendirmeden sorunun ne olduğunu söyler misin?"
Kollarını hızla hareket ettirerek "Sorun yok!" dedi Aymira, bu defa sinirlenen, kırılan oydu. "Sorun yok Azad Bey, ben artık kendi yurduma geri dönmek istiyorum, zaten birkaç hafta sonra derslerim başlayacak. Lütfen buradan çıkınca beni oraya bırakabilir misiniz?"
Gözleri bir anda buzul soğukluğuna ulaşan Azad'ın içi öfkenin harıyla yanıyordu. Yurda dönmek de ne demekti?
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun Aymira? Daha birkaç gün önce konuşmadık mı biz bu konuyu? Ne yurdu?"
"Evet konuştuk ve ben yurda dönmeye karar verdim. Farkında mısınız bilmiyorum ama ben yirmi dört yaşında yetişkin bir insanım. Kendi hayatımı kendim idame ettirebilirim. Bu yaşıma kadar..."
"Bu yaşına kadar ettiğin gibi mi?" diye acımasızca böldü genç kızın cümlesini. "Tecavüzcüler, katiller, sapıklar..." diye devam ediyordu ki "Azad!" diye gürleyen Ateş Bey'in sesiyle herkes o yana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Karanlık Ruhlar~~
General FictionRuhlarla ilgili bir hikaye değildir. Hikayede tecavüz, darp vb. (+18) içerik yer almaktadır. Yaşınız uygun değilse okumayınız. Tanıtım: Biri karanlık bir gecede açmıştı gözlerini dünyaya, biri kısacık ömründe yaşadığı en güzel gününün ardından tan...