28

14.4K 807 48
                                    


Keyifli okumalar..




Sanki gökyüzünde oturuyorduk. Seni öpmek, gökyüzünü öpmek gibi mavi bir şeydi.




Dylan ateşler içinde yanıyordu.

Elleri kızın ensesini bulup, onu kendisine doğru çektiğinde dudakları, açlık ve sahiplik dolu bir hırsla kızın dudaklarına kapanmıştı.

İlk temasla birlikte genç kız şaşkınlıkla öylece durdu ve Dylan'ın dudaklarına işkence yapmasına izin verdi. Dylan yavaşlaması ve kıza biraz zaman tanıması gerektiğinin farkındaydı. Fakat genç adam ne kadar çabalasa da bir türlü yavaşlayamıyor, kendisini az da olsa frenlemeye çalışsa da bu çabaları her seferinde başarısız bir deneme olarak kalıyordu.

Şu anda durması imkansızdı. Tanrı biliyor ya kızdan bir an bile ayrılmak istemiyor, hatta onu kendisiyle bir bütün yapmak için içinde deli gibi bir arzu duyuyordu.

Grace ise şoktaydı. Dylan dudaklarına öyle bir güçle kapanmıştı ki şaşkınlıktan ne yapacağını bilemeden öylece kalakalmıştı. Daha önce hiç öpüşmemesinin de bunda etkisi vardı tabi.

Elleri titremeye başladı, gözlerini sımsıkı yumdu ve Dylan'ın dudaklarına yetişmek için çabalamaya başladı. Fakat bu konudaki acemiliği ona pek de yardımcı olmuyordu.

Dylan kendisine hakim olmayı becerdiğinde istemeye istemeye dudaklarını kızınkilerden ayırdı ve nefes alabilmesi için Grace'ye zaman tanıdı. Onun bu hareketinden sonra Grace gözlerini açıp şaşkınlıkla kırpıştırarak Dylan'a bakmıştı.

Dylan elleri hala kızın ensesinde, soluk soluğa kalmış bir halde onun yeşil gözlerinin derinliklerinde kayboldu. Kız o kadar güzeldi ki neredeyse aklını yitirecekti.

Grace kocaman yutkundu ve hemen arkasından yanakları hızla pembeleşti. Gözlerini utangaç bir şekilde Dylan'dan kaçırıp derin bir nefes verirken, Dylan bu muhteşem görüntüyü tüm benliğiyle içine çekmişti.

"İngiliz?"

Dylan'ın arzudan koyulaşmış, buğulu sesi kulaklarına dolduğunda Grace son derece titrek ve cılız bir sesle ona yanıt verdi. Fakat bunu yaparken ondan başka her yere bakıyordu.

"E-efendim?"

"Bana bak."

Grace ona bakmayı şu anda hiçbir şekilde istemiyordu. Eğer bakarsa utançtan yerin dibine girmek zorunda kalacaktı ve şu anda en son ihtiyacı olan şey de buydu. Derin bir nefes aldı ve verdi.

"Bakmasam olmaz mı?"

Dylan onun bu cevabından oldukça hoşlanmıştı. Bunu da ufak bir gülümsemeyle açığa vurdu. Küçük karısı bir hayli utanmışa benziyordu ve bu haliyle son derece büyüleyici olmuştu. Tanrı Dylan'ı korusun, biraz daha zaman harcarsa onu yatağa zorla sürüklemek zorunda kalacaktı.

"Olmaz."

Grace sıkıntılı bir ifadeyle iç çekerek gözlerini yavaşça Dylan'a çevirdiğinde adamın gözleri adeta onu delip geçiyordu. Lacivert parlak göz bebekleri tutkunun etkisiyle daha da koyulaşmıştı ve Grace o gözlere bir kez daha hayran olmadan edemedi.

Genç kız gözlerini Dylan'ın gözlerinden alamazken, kocasının gözleri odağını kaybetti ve hemen arkasından Grace'nin dudaklarına sabitlendi.

Grace ölmek istiyordu. Dylan dudaklarına bu şekilde bakarken istemsizce onları dişlerinin arasına alıp yaladı ve Dylan'ın koca bir iç çekmesine neden oldu. Yeniden göz göze geldiklerinde ise Dylan'ın ses tonu buyurgan ve ateşli bir hale bürünmüştü.

GECENİN BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin