43

11.8K 778 78
                                    

Güzel kadın bir mücevherdir. İyi kadın ise bir hazinedir.

Dylan sırtını yatak başlığına dayamış ve cüssesiyle koca yatağın neredeyse tamamını kaplamıştı. Grace ise başı Dylan'ın göğsüne yaslanmış bir vaziyette sessizce uzanmakla meşguldü. Vücudunun büyük bir kısmı Dylan'ın üzerindeydi. Fakat genç adam bundan rahatsızmış gibi durmuyordu.

Bir süre aralarına sadece sonsuz bir sessizlik hakim oldu. Ne Grace konuşuyor, ne de Dylan ona bir şeyler soruyordu. İkisi de sakince nefes alıp vermekten başka bir şey yapmamıştı. Dylan'ın iri eli istemsiz bir şekilde Grace'nin siyah saçlarında gezinirken, genç kız koca bir iç çekti.

Dylan uzunca bir süre karısını sakinleştirmeye çalışmış ve ağlamalarını durdurmak için çabalamıştı. Fakat bu genç kız için bir hayli zor oldu. Grace'nin titremeleri ve hıçkırıklarının geçmesi oldukça uzun bir zaman almış, en sonunda rahatlamayı başarmıştı.

Dylan odaya girdiği ilk anda onun yüzünde gördüğü ifadeyi ömrü boyunca unutamayacaktı. Çünkü bugüne kadar karısını tek bir kez bile böyle görmemişti. Genç adam ona deli gibi kükrediği anlarda bile sakinliğini koruyor ya da ona laf yetiştiriyordu.

Fakat bu defa başkaydı.. Ve Dylan buna şahit olduğundan beri içine koca bir kaya oturmuş gibiydi. Genç kızın ağlamaları, insanın içini acıtan çığlıkları ve yüzündeki o savunmasız ifade.. Hepsi tek tek Dylan'ın hafızasına kazınmıştı.

Normalde ağlayan her şeyden ölesiye nefret ederdi. Kadınların en ufak bir şeye bile ağlamaları onu delirtiyordu. Ve bu nedenle ne zaman ağlayan birini görse arkasına bakmadan oradan uzaklaşırdı. Fakat bu kez bir adım bile atmamıştı. Zira bu defa onu delirten karısının ağlaması değil, onun bu hale gelmesine neden olan şeylerdi.

"İyi misin?" diye sordu kızın saçlarıyla oynamaya devam ederken. Bu sessizlik giderek onu mahfeder olmuştu. "Kendini nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim." diye yanıtladı Grace sakince. Hemen sonrasında başını Dylan'ın göğsünden kaldırmış ve Dylan'ı taklit edip, onun hemen yanına oturmuştu. "Artık ağlamıyorum, merak etme."

"Güzel."

"Üzgünüm."

"Ne için?"

"Ağlayan her şeyden nefret ettiğini biliyorum." diye açıkladı Grace mahçup olmuş bir ifadeyle Dylan'ı incelerken. "Ama saatlerdir yanında ağladım."

"Tek kötü özelliğin bu da değil üstelik."

"Ben tatlı bir leydiyim. Kötü özelliğim falan yok."

Dylan bu cümleyi duyduğuna ilk kez bu kadar sevinmişti. Grace yeniden ne kadar tatlı bir leydi olduğundan bahsettiğine göre kendini iyi hissediyor demekti. Genç adamın içi biraz olsun rahatlamıştı. Fakat bilmek istediği çok şey vardı. Ve istediği tüm cevaplar da küçük karısında saklıydı.

"İngiliz?"

"Efendim Dylan?"

"Bir şey soracağım."

Dylan bir an için durdu ve nereden başlayacağını düşündü. Grace'yi yeniden ürkütüp, üzmek en son isteyeceği şeydi ve bu yüzden ne diyeceğine bir türlü karar verememişti. Genç kızın gözlerinin içine bakmış, öylece düşüncelere dalmıştı. Fakat Grace onun ne söyleyeceğini hemen anladı.

"Biliyorum." dedi kafasını aşağı yukarı sallayarak. "Neden böyle davrandığımı soracaksın."

"Evet."

GECENİN BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin