38

13K 779 91
                                    

Merhabalar :) Bölümde bir flashback sahnesi var, kafalar karışmasın. Anlaşılmayan bir şey olursa sormaktan çekinmeyin lütfen. Keyifli okumalar..







Yokluğun cehennemin öbür adıdır. Üşüyorum, kapama gözlerini..




Dylan, acı dolu haykırışı tüm ormanda defalarca yankılanırken, tıpkı bir şeytan gibi hızla koşmaya başladı. Fakat genç adama ayakları sanki her zamankinden daha yavaş ve güçsüzmüş gibi geliyordu. Koştukça hedeften daha da fazla uzaklaşıyor, o yetişmeye çalıştıkça sanki yer altından kayıp gidiyordu.

Sabırsızdı, öfkeliydi, şok içindeydi ve lanet olsun ki korkuyordu. Hem de hayatında ilk kez.. Deli gibi korkuyordu.

Kalbi öyle büyük bir hızla çarpıyordu ki, sesi kulaklarının tam dibindeymişçesine uğulduyor, etraftaki askerlerin gürültülü bağırışlarını duymasını engelliyordu.

Tüm askerler koştururken ortama büyük bir kaos hakimdi. Dylan nihayet hedefine ulaştığında ise kalbi bir an için durdu. Ve sonrasında tekrardan gümbürdedi.

"Lanet olsun.." diye fısıldadı yere çömelirken. Fakat sesi kendisinin bile duyamayacağı kadar cılız bir tonda çıkmıştı. Dizlerini tüm gücü tükenmişçesine çimenlere değdirirken sanki boğuluyormuş gibi kocaman yutkundu.

Gözleri kapalıydı.

Dylan yerdeki hareketsiz, küçük bedeni sanki etinden et koparılıyormuş gibi büyük bir endişeyle incelediğinde ilk fark ettiği şey bu olmuştu.

Kızın kahverengi elbisesinin büyük bir bölümü tamamen kırmızıya bulanmıştı ve zaten küçük olan bedeni şimdi daha da ufalmış gibiydi. Kanların içinde saplı duran, dehşet verici bir şekilde elbiseyi ve kızın pürüzsüz tenini delip geçen kalın uçlu oku korkuyla inceledi.

Çok fazla kan vardı.

Şu anda sanki bütün dünyanın kana bulanmış gibi gelmesi normal miydi, yoksa Dylan kafayı mı yiyordu?

Ellerini nereye koyacağını bilemeden öylece durdu. Tek bir nefeslik süre içinde aklından milyonlarca düşünce geçip gitmişti. En korkunç olanını ise düşünmemeye çalışıyordu. Fakat yine de başarılı olamadı.

"D-Dylan.."

Gözleri o eşsiz, zümrüt yeşillerle aniden buluştuğunda kalbi umut dolu bir şekilde göğüs kafesinin içinde çırpınmaya başladı.

Ölmemişti. Yaşıyordu. Henüz..

"Şş.." dedi iri ellerinin birini kızın başının altına getirip, diğerini nereye koyacağını bilemeyerek. Hemen ardından sağ eli kızın başını dikkatlice havaya kaldırmıştı. Böylelikle gözleri bir kez daha buluştu. "Kendini yorma."

Grace'nin düzensiz nefes alış verişi giderek daha da hızlanıyor ve göğsü şiddetle inip kalkıyordu. Zorlukla nefes aldığı belliydi.

Dylan gözlerini ondan ayırıp aşağıya bakmaya korkuyordu. Fakat bunu yapmak zorundaydı. Kendini sonuna kadar zorlayarak yarayı tekrardan görmek için hareket etti. Fakat lacivert gözleri okun olduğu yere doğru döner dönmez ölmek istedi.

Lanet olsun buna dayanacak zerre kadar gücü yoktu. Bir kez daha olmazdı. Bu Dylan'ı mahfediyordu.

"D-Dylan.."

"Lanet olsun.." diye fısıldadı gözleri dehşet dolu bir ifadeyle birlikte oka sabitlenmiş dururken. Yaşadığı dejavu hissi yüzünden bir an için nefesini tutmuştu.

GECENİN BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin