Bölüm3

123 6 3
                                    

    SEMİH

    esra arabanın kapısını sertçe vurup indi. ben son gaz kendime ait olan eve geçtim o kız bunu çoktan haketmişti. beni bütün şirkete rezil etti. çocuk gibi babamdan azar işittim. gerçi daha derinlerde de bırakabilirdim. o kız sabaha kalmaz evine dönerdi öyle bir kızın başına bir şey gelmezdi. arsız ve ukala bir kızdı hiç sevmezdim böyle kızları az bile yaptım. gerçi o kadar uzun süre kızları tanıyacağım ilişkilerim olmazdı genelde kızlarla eğlenmek için takılırdım. bu küçük şeytanı yolda görsem dönüp bakmam. 

      sabaha doğru saat beş telefonum çalmaya başlamıştı. beni bu saatte kimse aramazdı telefonu hemen açtım. ahmet amcaydı.

'oğlum esra senin yanında mı?'

'yok ahmet amca eve gelmedi mi?'
'gelmedi oğlum telefonuda kapalı ulaşamıyoruz' deyince hiç bir şey söyleyemedim ah küçük şeytan yine zor duruma düşürdün beni senin eve dönmen gerekirdi. kaç saattir ortada yok kesin arkadaşlarının yanına kaymıştır ukala.

'ahmet amca arkadaşlarının yanına gitmiş olabilirmi?'
'olabilir oğlum sabahı bekleyelim senide rahatsız ettim iyi geceler'
'iyi geceler ahmet amca'
bu kızın amacı neydi eve gitmesi gerekirken arkadaşlarının yanına gitmekte neydi. sen sabaha babana ne yalan uyduracaksın onu düşün bakalım.

  ESRA

    sabah başımda büyük bir ağrı hissettim. gözlerimi açmaya çalıştım ama güneş ışığından bir yeri görüpte açamadım. yumuşacık bir şeyin içinde hissediyordum. gözlerimi zar zor açtığımda farklı bir evdeydim dağ evine benziyordu. semihin olabileceğini düşündüm bir insan bu kadar ağır intikam alamazdı. semih diye seslendim ama içeriden 22-23 yaşlarında yakışıklı biri çıktı tanıdık bir yüze benzemiyordu ve ben biraz tedirgin olmuştum hemen soru yönelttim.

'şey.. ben neredeyim?'
'bir dağ evindesin küçük hanım. gece vakti ormanda ne yaptığınızı gerçekten merak ettim. ve bir ayı çukurundaydın.'
'arkadaşlarım bana kötü bir şaka yapmak istediler herhalde'
'o arkadaşların kim bilmiyorum ama seni sevmedikleri kesin bir şey. bu arada geçmiş olsun.'

'teşekkür ederim'
'bir sakıncası yoksa ismini öğrenebilirmiyim?'  diye bir soru yöneltti ne kadar bir yabancı olsada bu çocuk güven vericiydi ve eğer  beni oradan kurtarmasaydı ne halde olurdum bilmiyordum.

'esra'
'bende ömer memnun oldum'
'bende memnun oldum ve gerçekten çok teşekkür ederim'
'teşekküre gerek yok bir gün bir şeyler yaparız ödemiş olursun'
'olabilir' dedim ve güldüm.
'okuyormusun? yüzün nedense hiç yabancı gelmedi esra'
'evet okuyorum devlet üniversitesi işletme '
'aynı kampüsteyiz desene'
'gerçekten mi?'
'evet gerçekten bu da demek oluyor ki daha sık görüşücez' dedi ve ben bir şey diyemedim. telefonumu şarj etmiş. hemen babamı arayıp haber vermem lazımdı.
'baba?'
'esra nerdesin sen niye haber vermeden ortadan kayboldun semihi aradım onunda haberi yokmuş' diye güzel bir fırça yedim şerefsize bak bide haberi yokmuş ormanın ortasında bıraktım demiyoda.
'baba ben ormanlık bir alanda semihe sinirlenip arabadan indim'
'niye iniyon sen arabadan ya başına bir şey gelseydi? şimdi neredesin?'
'baba ormanda bir çukura düşmüştüm birisi beni ordan kurtarmış şimdi bir dağ evindeyim ev sahibi beni getirecek evime'
'aferin sana sen bi gel seninle görüşeceğiz. misafiride eve davet et bir teşekkür edelim'
'tamam' deyip hemen telefonu kapattım babam çok kötü sinirlenmişti hep o acımasız pislik egoist semihin yüzünden oldu bunlar. ben onu bilerek zor duruma düşürmedim onu babasının şirketinden para yürütmeden önce düşünecekti ego yığını. 

yeni tanıştığım ve yeni arkadaş adayım ömer kahvaltı hazırlamıştı birlikte kahvaltı ettikten sonra yola çıktık. eve geldiğimizde semihin arabasıda vardı. üstüm başım toz içindeydi ve başımdan akan kan damlaları beyaz tişörtümün üstünde kalmıştı. ömer beni kırmadan eve davetimi kabul etmişti. yukarı çıktığımızda semih de bizim evdeydi. kesin yalandan merak ettim ayaklarına yatacaktı. acaba beni arabadan kendisinin indirdiğini söyleyecekmiydi hiç zannetmiyordum.

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin