Bölüm25

60 3 0
                                    

Sabah kalktığımda bitkindim. Biraz uyumak beni kendime getirmişti. Odamın aynaları yenilenmişti. Kendime gelmiştim göz altı şişliklerim morluklarım geçmişti. Ilık bir duş aldım. Morluk geçse de kaşım çift faça vurulmuş gibiydi oldukça dikkat çekiyordu. Saçlarımı nemli bırakıp kotumu giyindim. Atlet giyinmek gibi huyum yoktur. Duman rengi bol ince kazağımı giyindim havalar iyi ama ceket giyinmeden rahatca giyinirdim. Koluma herzaman takınıp detay olarak söylemediğim siyah saatimi takıp beyaz adidasları ayağıma geçirdim.

 Koluma herzaman takınıp detay olarak söylemediğim siyah saatimi takıp beyaz adidasları ayağıma geçirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dudaklarım uçukladığı için pembemsi belli olmayan krem rujdan sürdüm. Askeri künyemi boynuma takmayı da es geçmedim aslına bakarsanız astsubay olmak istedim sınavları kazandım ama babam istememişti meğer böyle bir durumumuz varmış. Aşağıya indim bu gün pozitifdim salona gidip dans çalışabilirdim. Çantamı almayı da unutmadım. Kahvaltı masasına yüzüm gülerek oturdum. İyiydim bu gün derdimi birilerine anlatmak iyi gelmişti. Güzelce karnımı doyurdum. Çağrı erken çıkmış işleri olduğu için. Ayaklanıp arabaya gittim.  t-rap radyosunu açtım.   Zeustan zorlama boş ver çalıyordu. Bu şarkı güzeldi gerçekten. Arabayı çalıştırdım egzozdan çıkan ses müthişti. Hızla yola çıktım semih de benle çıkıyordu ona yol vermek gibi bir niyetim yoktu.  Ne kadar gıcık olsamda gözüm ister istemez onu arıyo sanki bir gün görmesem bir şeyler eksik olacak gibi hissediyordum ama bu histen de nefret ediyordum. Okula gelip arabayı park ettim.  Akşama semihin verdiği parti olacaktı. Benim yüzümden gecikmişti. Sınıfa girdim çağrı hala yoktu. Ege gelmişti sırada oturmuş bana bakıyordu. Şimdi nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Dediklerine nedense inanasım yoktu. O yaptıkları ses tonu bakışları oyun olamazdı. Yinede somurttum konuşacak halim yoktu onunla. Eski meseleleri deştikçe üzülüyordum. Ben sırama geçtim. Semihde bir süre sonra geldi öyle bir karizması vardı ki inek kızlar bile başını kaldırıp ona bakıyordu. Giyimine her zaman dikkat ediyordu. Beyaz gömlek onda inanılmaz duruyordu. Yani ben bile bakıyordum belli etmemeye çalışarak hele bir kokusu vardı bir metre ötenizden burnunuza dolardı ki bu koku çağrının kokusunu bile bastırıyordu. Kokusu sanki yağmur sonrası saklı kokuları olan yaban çiçekleri gibiydi aksi olduğu kadar çekiciydi de. Göz rengi sanki gökyüzüydü bazen öyle bir parlıyor ki güneş dünyaya yaklaşmış sanarsınız bazen öyle bir kararıyor ki bir anda geceye bürünüyor ortalık ama orda bir yer var hep parlayan hah işte o parlayan yerde yıldıza benziyordu. Yanıma geldiğini bana yaklaşınca anladım kendime gelip kalkıp yer verdim. Bana yandan bir gülüş atarak
'Atarlı kızımız yolda vermezmiş' dedi bana nadiren gülümserdi o gülünce istemeden bende gülüyordum.
'Kusura bakmayın semih bey benim olan yolu vermem ilk ben çıktım' dedim. Başını eğip tekrar gülümsedi' bak senn' dedi.  şuan fark ediyordum ki semih gülünce bir anda bambaşka insana dönüşüyordu. Ve insanı etkisine alıyordu bunu nasıl yapıyordu anlamıyordum. Ama hep gülsün istiyordunuz. Kendine gel kızım hayırdır noluyon yani o senden nefret ediyo bakma güldüğüne. Başımı önüme çevirdim. Bana normal sesiyle
'Çağrı yok mu?' dedi. Bu gün iyilik melekleri üstündeydi sanki.
'Bilmem işi varmış erken çıkmış' dedim. Bana şaşırarak baktı
'Sana haber vermiyomu?'
'Vermesi için bi sebep yok ne yaparsa yapsın'
'Umursamıyorsun yani'
'Yok neden umursayım ki o da bizim çetenin üyelerinden biri diğerleri gibi sadece arkadaşlık bağımız var' dedim. Semihin yüzü biraz daha güldü. Yanıma yaklaştı
'Esra seni kim üzdü bilmiyorum ama üzülme' dedi ve geri uzaklaştı. Bu hareketlerine şaşırmıştım. Bende şüphe uyandırdı. Acaba tuzak falanmı kuruyodu bana. Her neyse ya düşündüğüm şeye bak. Neyse zaten bu hali hemen geçerdi. Tansusu yanında ya onadır bu gülüşü. Aklıma gelince yine tüylerim diken diken oldu. O kadar uyumama rağmen uykum gelmişti  yarın sınavlar başlıyordu. Sıraya kafamı koydum. Uyuyacaktım valla. Uyudum ama telefonum çalınca kendime geldim. Mert arıyodu uzun zamandır konuşmuyorduk. Şimdi dışarı çıkacak ayakta duracak halim yoktu aradaydık kulaklığımı takıp telefonu açtım.
'Naber esra'
'İyi ders arasındayım senden naber'
'Bende iyi marketteyimde bir nasılsın diye merak ettim'
'Bildiğin gibi sıkıcı günler' dedim. Kafam yan duruyordu. Semih dürttü.
'Şimdide kafayı yedi kendi kendinemi konuşuyon deli' dedi. Semihe döndüm.
'Arkadaşımla konuşuyorum semih' dedim. Hemen kim diye atladı. Söylemedim. Küfür mırıldanacakken mert dedim ama küfre engel olamadım. Mert duyunca
'Boş ver sen şu seviyesizi sen iyiysen sorun yok benden bir şey istiyormusun?'
'Yok canının sağlığı allaha emanet ol'
'Saol sende' dedi. Telefonu kapattım uyumaya devam ettim. Semih saçımı çekince ona döndüm sinirle ofladım.
'Of deme oh de'
'Tövbe yarabbi manyakmısın sen'
'E normal senle takıla takıla bende manyak oldum'
'Bak ne tesadüf bende seni görünce manyaklaştım'
'Cazibeme dayanamadın manyaklaştın e sende haklısın kaç tane meteor gördün ki' dedi.
'Valla senin cazibenden manyaklaşmadığım kesinde baş meteor olarak sana çağrıyı örnek olarak verebilirim'
'Sokturma çağrına' diye çıkıştı.
'Tamam tamam sinirlenme egon sarsılmasın yoksa can damarlarından biri kesilmiş olur' dedim.
'Ben egolu değilim' dedi
'Bence bunu tartışmayalım bile' dedim kafamı bıkkınlıkla sıraya koydum bana
'Millete göstermeye ne meraklısın ya kalkta düzelt şu kazağını' diye sinirle soludu. Kazağımda bir şey yoktu sadece omuz kısmım görünüyordu ki askım bile görünmüyordu sadece köprücük kemiğim görünüyordu. Ben üstüme hala bakarken kazağın yaka kısmını tutup boynuma yapıştırmak istercesine çekti. Eli tenime değince utandım her zamanki şapşal ben.  Nedense bana her harekete geçtiğinde donup kalıyordum.  Semih bana bakıp
'Ulan o kadar paran var gidip bunu mu alıyon boynunu bile kapatmıyo'
'Ne yapıyım kazağı kafamamı çekip giyiniyim'
'Bana bak akşam partiye adam akıllı giyin elbise falan giyinme hele o barana bir yaklaş mahvederim seni'
'Mecburen elbise giyinicem yakışmasa bile. Ve baran gayet yakışıklı birisi belki arkadaş olabilirim' dedim. Sinirle ellerini yumruk yapıp.
'Hele bir yaklaş elimdeki fotoları her yere yayınlarım' dedi. Korkmadım ama sesimi de çıkarmadım.  Barana meraklı değildim yakışıklıydı ama iğrendim o çocuktan bakışları çok delici ve rahatsız edici. Dersler bitince şirkete geçtik. Ege hiç konuşmamıştı benimle. Semihe kahveyi götürdükten sonra kendi odama girdim. Ege bana bakıp
'Esra bize bir şans daha verecekmisin?' dedi. Bunu düşünmek bile istemiyordum
'Hayır'
'Belki bi oluru vardır düşünsen ne olur sanki' dedi. Yalvarır gözlerle bana bakarak. Kafamı salladım sadece düşünecektim. Bana bakıp
'Ama bana soğuk davranma istediğin kadar zamanın var  o zamana kadar arkadaş olarak kalalım' dedi. Onada başımı salladım zaten arkadaştık düşman değildik. Dosyaları inceledim iş yapacağımız adamlarla görüşme ayarladım falan derken çoktan akşam olmuştu. Spor salonuna gidip dans çalışacaktım. Egeye iyi akşamlar diyip çıktım. Semih çıkmıştı çoktan. Arabamı salonun önüne park ettim.  İlk önce sporcu atletimi ve siyah kısa şortumu giyindim. Telefonumu ve araba anahtarımı yanıma alıp çıktım. Ne olur ne olmaz lan araba bu boru değil ki.  Yine o odalardan birine girdim. Teomandan  Napim tabiatım böyle çalıyordu bayılıyordum bu şarkıya. Isınırken biraz bu şarkıyı dinledim.
Vura vura dip oldum
Ona buna dert oldum
Yana yana söndüm
Çelindi gönlüm
Yaşamadan öldüm
İnsanlardan kaçarım
Zor sorular sorarım
Yaşamak için bir neden ararım
Yanarım bir sigara gibi küllerim dağılır.
Sönerim çünkü ateşim izmarite dayanır
Napim tabiatım böyle
Biraz ben vardım bu şarkıda hoşumada gidiyordu. Ona buna dert olmuştum bende....
Müzik çaların yanına gittim otiliadan bilionerayı açtım. Figürlerimi sergilemeye başladım. Yaptığım dans biraz çekiciydi. Bu sefer arada kapıyada bakıyordum semih denen beni izlemesin. Etrafımda hızla dönerken kapı açıldı zaten şarkıda bitmişti. Semih yanıma gelip
'Hep kendin çalışıyonda hatırlatırım ikimiz çift yarışmasında da yarışacağız almamız lazım' dedi haklıydı ilk defa doğru konuşmuştu.
'Haklısın'
'E o zaman ne duruyoruz açıyorum bir şarkı' dedi. Kafamı tamam anlamında salladım. Salsa sevgiliyle yapılan bir dans türüydü yani hareketleri biraz sıkıntılıydı.  Hızlı bir danstı ve sürekli dönüyordun bu dönmelere alışmalıydım ve araya bizden de farklı hareketler katmamız gerekiyordu. Yanımda kalın topuk ayakkabı yoktu bu günlük spor ayakkabıyla yapacaktık. Semih müzik ararken bana sordu
'Esra eğer her ikisinde de biz birinci seçilirsek parayı ne yapacaksın her şeyimiz var' dedi. Bu konuyu düşünmüştüm.
'Sokak çocuklarına yardım sağlamayı ve çocuk esirgeme kurumuna bağışta bulunmayı.' dedim. Semih şaşırarak bana baktı.
'Ne neye şaşırdın dışardan bakınca tikiyemi benziyorum benim sokak çocuğu arkadaşlarım vardı' dedim.
'Nasıl yani'
'Bildiğin sokakta yaşayan arkadaşlarım vardı çocukken anneme ekmek arası yaptırırken onlara da yaptırırdım. Hatta en büyük hayalim kendi kazancımla onlara yardım etmekti. İşten aldığım maaşları biriktiriyorum ama ne kadarı yeterdi ki. İşte bu yüzden bu yarışmada birinci olup hakkım olan parayı bağışlamam lazım. Yani tabii sende kabul edersen.'
'Tabii ederim ben ne diyeceğimi bilmiyorum benim aklıma daha önce böyle bir şey gelmemişti. Hatta şuanda çok mutlu oldum seve seve kabul ederim' dedi. Tabii gelmez aklına siz zengin züppesi gibi takılın onlar kimin umurundaki zaten. Müzik çalmaya başladı. Semih açıkta olan kürek kemiğime elini koydu yine saçımı lastik tokayla topuz yapmıştım. Bende onun kaslı omzuna elimi nazikçe yerleştirdim. Semih diğer elini uzattı büyük avucuna ellerimi nazikçe yerleştirdim.  Salsa bayanın geri adımıyla başlardı. Benim geri adımımla  dansa hızla başladık. Hızla etrafımda döndürüyor arada sırtımdan destek veriyordu sanki daha önceden bu dansı öğrenmiş gibiydi. Etrafımda dönerken tokam açıldı saçlarımda benimle birlikte dönüyordu umarım semihin yüzüne değmiyordur diye düşünmeden de edemedim.  En sonunda semih beni balerinler gibi hızla etrafımda döndürüp sırtımı göğsüne hiza getirerek hızla sırtımı göğsüne yapıştırdı koluda belimi sarmıştı. şarkıya böyle son vermiştik. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Benimde farkım yoktu. Başım döndüğü için gözlerimi kapadım. Kapı hızla açılırken şaşırmıştım. Tansu içeri girerken ben semihten kurtulmaya çalıştım. Kızın gözleri ateş püskürüyordu yanıma gelip bana tokadı patlattı.
'O.. Utanmıyormusun  sevgilisi olan bir adamı ayartmaya çalışıyorsun' dedi. Tamam sakin kalacaktım kız kendince haklıydı tamam esra sakin ol. Canın bile acımadı sinirlenme şu kaşara. Derin bir nefes aldım
'Bak sen yanlış anladın...'
'Neyi yanlış anladım kendini adama yaslamış boş boş duruyordunuz' diye çığlık attı. Beni hızla yere itti zaten başım dönüyordu destek yerlerine başımı çarptım. Kaşımada denk gelmişti. Kaşımdan kan sızmaya başlarken hızla yerden kalkıp telefonumu ve anahtarı alıp soyunma odasına koşmaya başladım. Ağlamıyordum ama bir kez daha içim yanıyordu. Semihe de kızamam onu beklemiyor gibiydi şoka girmişti. Benim yüzümden ayrılmalarını ve üzülmesini istemem o hep gülsün nedendir bilmem semihin mutsuz olmasını istemiyorum. Soyunma odasına girdim direk çantamı koluma taktım. Odadan çıkarken semih kolumdan tutup içeri soktu
'Bu halde hiç bir yere çıkamazsın' diye bağırdı. Gözümden bir damla yaş süzülürken
'Bırak da gideyim küseceksiniz benim yüzümden' dedim. Semih bana şaşkınca baktı.
'Nası yani sen sinirlenmedinmi' dedi hala sinirli çıkan sesiyle.
'Hayır ben ben özür dilerim böyle olsun istemezdim.' dedim. Destek almak için sırtımı duvara yasladım iki büklüm olup kafamı ellerimin arasına aldım. Hep kendimi mutsuz  etmem yetmezmiş gibi bir de onu mutsuz edecektim Allah beni kahretsin herkesin hayatını mahvediyorum. Ölsem keşke ölsem kurtulsam tüm olanlardan. Ne lanet insanım ben kimsenin beni sevmemesi kadar var neyimi sevecekler ki şeytan gibi görünüyorum. Herkesi mutsuz ediyorum. Diye geçirdim kafamdan ağlamaya başlayacaktım.
'Hayatımı mahvetmedin beni mutsuz etmedin lanet bir insan değilsin. Seni bir sürü seven var etrafında sen iyi yürekli bir insansın. Ve ölmek düşünmen gereken son şey olmalı daha çok küçüksün' dedi hızla. ne olduğuna şaşırdım yine sinir anımda dıştan konuşmuştum. Bir de buna utan hadi. Yavaşça ağlayan kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Gökyüzü gözleri bulutsuzdu parıl parıldı. Yavaşça elini uzattı. Kaşımdan akan kanı temizledi parmaklarıyla.
'Dikişler açılmamış' dedi kaşıma bakarak. Bir anda sakinleşmiştim bu gün onda da bende de bir sakinlik vardı ve bu hayra alamet değildi. Sonra eski haline dönerek konuştu
'Bana bak değişik triplere girme ben onunla konuşucam sen rahat ol. Bu arada bir daha bu kıyafetlerle dışarı çıkmayı aklının ucundan bile geçirme seni mahvederim' dedi. Derin bir nefes aldı oh be eski semih dönmüştü. Bu iyi halleri ruh halimi bozmuştu iki saatte. Kapıyı kapatıp çıktı. Kısa bir duş aldım evde de yıkanacaktım akşam parti laneti vardı. Yalnız o kız bana vurunca salak gibi niye bende ona geçirmedim ki bak şimdi bu içime dert olurdu ya gece uyuyamazdım geçirmem lazımdı benim. Niye semihin yanına gelince salaklaşıyordum ki. Durgunlaşıyordum.  Eve geldim hemen. Odama geçerken annem
'Esra hemen duş al kuaföre git elbiseni ney gönderttim hep'
'Anne ne gerek vardı ya'
'Sus bakıyım çok bilme bir şeyide çağrı partiye ancak yetişir haberin olsun'
'Tammamm' diye bağırdım. Odama çıktım. Çantayı bir kenara bıraktım. Direk duşa geçtim. Duştan çıkıp kotumu ve tişörtümü taktım üstüme. Araba anahtarımı ve telefon cüzdan alıp çıktım. Bahçede babam denk geldi.
'Kızım benle iki dakika garaja gel önemli bir konu var sana sormak zorundayız' dedi ciddi duruyordu. Arkasından yürümeye başladım. Garajda masanın başında hasan amca, çağrı vardı. Babam başıyla sandelyeyi işaret etti.
'Hoş geldin hasan amca' dedim. O da hoşbulduk dedi. Babam
'Bak kızım şu baran konusu yokmu. İşte biz bu çocuğu içten fethetmeye çalıştık ama başaramadık çetelere ihanet ediyorlar ama bir açıklarını bulamıyoruz bir açıklarını bulduğumuz anda çözecez ama bir türlü boş anı denk gelmiyo'
'Peki bu boş anı nasıl yapabiliriz ki'
'Hasan amcan dedi ki bir adamın boş bulunduğu an aşık olduğu anmış. Seni bu işe bulaştırmayı hiç istemiyorum tehlikeli bir iş ve becerebilirmisin bilmiyorum.'
'Ne yapmam gerek ki?'dedim hasan amca
'Onu kendine aşık etmen gerekli' dedi. Babam hasan amcaya bakarak
'Eminmisin hasan benim kızın daha bir sevgilisi bile olmadı' hasan amcayla çağrı bana hayretle bakınca
'Ne yani olamazmı' diye çıkıştım hasan amca gülerek
'İşte benim esram' dedi. Babama bakarak
'Ahmet baran kızına çok derin bakıyordu valla. Esramız çok güzel hatta benim olanı bile etkilediğini düşünüyorum' diyince ben kızarırken çağrı boğazını temizledi.
'Amca bu iş tehlikeli esrayı bulaştırmayalım' dedi. Babamla hasan amca bana medet umarcasına baktılar.
'Sadece babaannem için benim çocukluk dostumu oyun arkadaşımı öldürdükleri için. O zaman çok ağlamıştım baba.' dedim. Babam sevinçle gülümsedi
'Aslan kızım benim' dedi. Herhalde babamgil için çok önemliydi. Bende bu mafyadan biriysem ve ortada babaannemin kanı varsa yapardım ulan. Hasan amca
'Canı yansın bakalım baran efendinin hep o can yaktı nasıl oluyormuş görsün'
'Nasıl yanacak ki hasan amca' dedim. Babam gülerken hasan amca
'Kız sen ne safsın bu çocuk sana aşık olunca onu yüz üstü bırakıcan bir erkek için en can yakıcı şeydir. Ha bu arada semihin haberi olmasın esra seni bulaştırdığımızı duyarsa ortalık savaş alanına döner. Barandan nefret eder de. ' dedi. Çağrının telefonu çalınca çıktı. Babam
' esra sen kendin gibi davranmaya devam et farklı bir şey yapma. Ama dikkatli ol çevrendeki çağrı ve semihten başkasına güvenme' dedi.
'Tamam merak etmeyin baba. Ben gidiyorum' dedim. İkisi de aynı anda Allaha emanet ol dediler.  Bahçede çağrıyla karşılaştım.
'Esra hep yanında olucam korkma.'
'Kormuyorum da nerdeydin bu gün yoktun ortalıkta'
'Ahmet amcanın ufak bir işini hallettim' dedi. Vedalaştım arabama bindim. Annemin verdiği adrese geldim. Büyük bir kuafördü. İçeri girer girmez bir çocuk yanıma geldi
'Hoşgeldiniz esra hanım siz olmalısınız'
'Hoşbuldum evet benim' dedim. Çocuk beni içeriye götürdü. 'İlk önce elbisenizi giyinin saç ve makyajınızı ona göre yapalım' dedi. Soyunma odasına girdim siyah kılıftan elbiseyi çıkardım. Toz pembesi etekleri kabarık ve kısaydı. Çiçek detayları vardı çok tatlıştı ah anne ah. Ayakkabı olarak gri simli bir topuklu vardı. Hemen üstüme geçirdim bunları. Fena olamamıştı yani.

soyunma odasından çıkınca ordakiler bana dönüp

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

soyunma odasından çıkınca ordakiler bana dönüp.
'Çok güzell' gibi şeyler mırıldandılar. Çocuk beni bir koltuğa aldı. Saçımda sola doğru bir yer açtı. Maşa yapmaya başladı. Maşa işi bitince dağıttı. İki yanımı bol bırakıp kıvırdı arkadan sabitledi. Yanlardan sarkık ve hoş duruyordu. Kalan kısmıda dağınık bir şekilde topladı. Saç bitince makyaja geçtik. Bana gri tonlarında göz makyajı yapıp siyah eyeliner çekti. Kirpiklerime bakıp
'Maşallah ne güzel kirpiklerin var takmaya gerek bile yok' dedi. Çocuk rimel geçti üstünden. Dudaklarıma hafif pembe sürdü dudaklarımın renginden bir tık koyuydu sadece. Rujuda sürünce işimiz bitmişti. Borcumu sorunca ödendi dedi ama bahşiş vermeyi de unutmadım. Benimle uğraştı o kadar. İçerden çantaları toplayıp çıktım. Topukluyla arabamı sürülür demeyin ben sürerdim. Çağrı arayınca açtım.
'Esra eve gel tek araba gidelim'
'Tamam beş dk dan ordayım in istersen' dedim. Telefonu kapattık. Eve geldim. Arabayı arka tarafa park ettim. İnince çağrıda yeni çıkıyordu. Beni görünce bir ıslık öttürdü.
'Aman diyim dikkat et içki içme fazla elimden alıp kaçarlarsa intihar ederim' dedi.
'Abartma bence çağrı' dedim.
'Abartmıyorum inanmazsan etrafına bak bu gün seni yiyecek gibi bakıyorlar' dedi. Olabilirdi bu akşam bakacaktım. Çağrı BMW sinin kapısını açtı. Bende bindim. Semihde bir bar da yapacaktı partiyi. Ama ismi duyulmuş büyük bir bardı.  Çok geçmeden bara geldik. Işıl ışıldı. İçeri girmeye başladık. Bazı kızlar dışardan gelmişti. Mafyaya bağlı olan bir tansu bir ben vardım. Zaten kuaför alnımdaki morluğu kapamıştı kafamı yine kötü çarpmıştım. nedendir bilmem ama içeriye girince gözlerim direk semihi aradı. Ama görünürde yoktu. Kızlar mini elbise ve abartı makyajlarıyla erkeklere çekici bana ise itici geliyordu. Bar koltuklarına geçtik. Çağrı
'Esra 2dk dan geliyorum sakın bir yere ayrılma' dedi.  Başımı olumlu anlamda salladım bebeksi yüzü uzun boyu ve beyaz teniyle çok çekici duruyordu. Yani hangi kız olsa beğenirdi. Ama şimdi karşıda kızlarla sohbet eden semihin hakkını yiyemem. Esmer tenin altındaki saklı gökyüzü hemen dikkat çekiyordu. Ben etrafa bakarken ensemde bir nefes hissettim.
'Demek pamuk prensesde bizdenmiş' dedi bir ses ve ensemdeki dövmeme dokundu. Korkuyla arkamı döndüm. Bu bir şaka olmalıydı...

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin