SEMİH
bardan zar zor kalkıp arabama geçtim. yavaş yavaş sürerek eve geldim sabaha geliyordu. esragilin bahçeden gülme sesleri geliyordu. bahçeye gittim ahmetle ikisi suda oynuyorlardı. ahmet esranın boynunu fark etti. esrayı sıkıştırmaya başladı ama esra hatırlamıyordu. ortaya çıkıp ahmete ben yaptım ulan ne yapacaksın dedim. ahmet sinirle havuzdan çıkarken esra donmuş bir şekilde bana bakıyordu o arada ahmetten ilk darbeyi yedim. bana ne yapacaktın dediğinde benim olacaktı dedim damarına basmak istercesine amacım sadece damarına basmaktı. biraz dayak ve tehditten sonra esra kendine gelip havuzdan çıktı ah be gülüm öyle çıkılırmı hiç. insanın kalbi dayanmaz be. ulan iyice sapıttım ne diyorum ben. ahmet esrayı arkasına alıp tehdit etti. yerden zar zor toparlanıp kalktım eve yürüdüm odama gelir gelmez sızmıştım. sabah uyandım saat 11 olmuştu. hazırlanıp çıktım. şirkete geldim bu gün çocukluk arkadaşım sinan gelecekti onunla birlikte iş yapacaktık. onların da büyük bir şirketi vardı. uçağı saat 2 de inecekti. esraya baktığımda daha gelmemişti. sinan geldi sarıldık hemen
'özlettin be sinan'
'kardeşim zaman bulup gelemiyorum ki işler güçler sende biliyorsun. bundan sonra inşallah beraber takılıcaz'
'inşallah' dedim. beraber koyu bir sohbete girdik. saatler geçmesine rağmen gelmemişti. sinan bana bakıp
'hayırdır kimi bekliyosun' dedi. ben
'yok ya kimseyi beklemiyorum özel asistanım gelmedi de'
'yolunu gözlediğine göre önemli ve değerli birisi olmalı'
'tam aksi' dedim. sinan bana inanmazca baktı. kapı tıklanınca esra içeri girdi. kahvemi getirmişti ama sinanı görünce şaşırdı sinan da onu görünce şaşırdı ve ayağa kalktı yine ne oluyo du lan bunu da mı tanıyordu yuh artık ya. sinan
'Sana adını sordum söylemedin. Burda ne yapıyorsun. Çocukları ne yaptın' dedi ne demekti anlamadım bir ona bir ona bakıyordum.kendimi daha fazla tutamayıp'Tanışıyomuzunuz sinan?' dedim. sinan
'O kadar soğuk ki anlatamam semih. Adını bile söylemedi. Hava alanında korumamla çarpıştılar. İyimisin dedim. Suratıma bile bakmadan iyiyim diyip gitti. Yolda sokak çocuklarını hırpalayan bir adamı sıkıştırdı.tebrik etmeye gittim. Tersler gibi konuştu. Adını bile söylemeden çekti gitti' diyince sertleşen yüzüm yumuşadı. aferin esra hanım böyle yola geleceksin her önüne gelene adını söylemeyeceksin
'Soğuktur kendisi ama insanına göre değişir bana da soğuk kafanı yorma sen sinan.' dedim. evet bana da soğuk davranıyordu ve insandan insana soğukluğu değişiyordu mesela ahmetin yanındaki esrayı ben ilk defa görüyordum. içten güldüğü sayılı insanlardandı. sinan bu söylediğime şaşırarak
'Nasıl yani?' dedi. bende'Esra bizimle çalışıyo zamanla görürsün anlaşmayı imzalarsak' dedim ve esraya dönerek yarın dans yarışmamızın olduğu aklıma gelerek ' Akşama spor salonuna gidelim danstan önce son provamızı yapalım. Dosyalarını hazırla. Yarışmadan sonraki gün sinanın şirketiyle anlaşma yapıcaz' dedim. tamam semih bey diyecekken bey yok dedim. odadan çıkarken sinana kahve getirmesini söyledim. çok geçmeden odaya girdi sinana kahveyi verdi sinan bana
'lan semih sen çikolatamı yedin? iyide sen hiç sevmezsin ki' dedi. esranın kokusunu o da almıştı. nefret ediyordum öyle yoğun bir kokusu vardı ki yarım metre uzağındakiler bile kokusunu alıyordu. esra ağzını açıp şampuanım diyecekken susturdum. sinana
'stresimi alıyo arada iyi oluyo' dedim. esranın kokusunun olduğunu bilmesini istemedim. bu kokuyu içine öyle bir çekti ki bunu bile kıskanmıştım. eğer esranın kokusunun olduğunu bilse peşini bırakmaz gibime geldi. belkide çok paranoyaktım. esra odasına geçti ama sinanın gözü sürekli esradaydı esra onu etkilemiş olmalıydı görür görmez ayağa kalkmıştı. benimle konuşurken gözü arada esranın odasına kayıyordu bende perdeleri kapattım. sinanı yolcu ettikten sonra çıktım esra çoktan çıkmıştı. salona gelip üstümü giyindim. dans salonuna girdim. esra bir kenara oturmuş şişeyi kafasına dikmişti yorulmuşa benziyordu. elindeki şişeyi çektim dalakları şişerse rahat dans edemezdi. dans etmeye başladık. dansında çok büyük bir ilerleme vardı ki tansu bu derecede dans edemiyordu. esra çok kıvraktı aslında bir hareketi bir göstermede alıyordu. dans bitince hemen benden ayrıldı bana bu kadar mı tahammülsüzdü anlamıyordum. boynuna bakıp güldüm. alay eder gibi
'ahaha ne kadar şanssız bir kızsın. bir tarafını sevgilim bir tarafını ben yaptım' dedim. esranın eli boynuna giderken onu dikkatle izliyordum. bana bakıp bağırmaya başladı
'tansunun attığı çizikler geçti. peki sen ne yaptın bu boynuma sızlıyo be.' dedi. ve ardından hırsla
'bunun öcünü aynı yerden alacağım semih' dedi keşke alabilseydi :D ama esra bunu utancından yapamazdı ona gülerek baktım yine anlamıştım hiç bir ilişkiye girmediğini hatta sevgilisi olmadığını bile anlamıştım. gülerek
'sen harbi safsın ve hiç bir şey yaşamadığını yeni anlıyorum. boynunu ısırdım' dedim gözleri şokla bir kez daha açılırken devam ettim
've sanırsam sen utanacağın için bunu yapamayacaksın' dedim. yine bana hırsla bakıp
'yaparım' dedi. ama yapamazdı yaparsa da esra benim bir ilkimi alacaktı. bunu açıkca söyledim
'yapamazsın buna ben izin vermem çünkü benden ilkimi almış olursun. ve şunu fark ettim boynunda ilk iz bırakan kişide ben oldum' dedim. benim bir ilkim oldunu duyunca şeytan smile oldu fakat daha sonra hiddetle bağırdı
' o zaman intikam zamanı.senin benim ilklerimle alıp veremediğin ne var ya bir rahat bırak beni pislik herif dokunma bana bana dokunmandan senden nefret ediyorum.' diye bağırıp çıktı. ama ben ona dokundukça sakinleşiyordum biz bunu ne yapacaktık peki. ve evet birinin ilklerini almak çok özel bir şeymiş bunu ilk defa hissediyordum. ona sizden başkasının dokunmasını istemiyordunuz ve bunun adı aşktan çok başka bir şey olması lazımdı. spor salonunda bir kaç saat daha takıldım. soyunma odama geçip akşam ki parti için kıyafetlerimi giyindim. ilk önce sinanla akşam yemeği yiyecektik ordan da partiye geçecektik. arabama binip bizim mekanlardan birine gittim. çok geçmeden sinanda geldi benim çocukluk arkadaşım can dostumdu yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. yemek boyunca sürekli bana esrayı sorup durdu bundan rahatsız olduğumu anlayınca
'semih bak ona karşı hislerin varsa yaklaşmayım'
'hislerim yok ama sen yinede yaklaşma kardeşim' dedim. sinan gülümseyip
'ama bak o biraz zor işte. semih kızı bir görsen sokak çocuğunu itip rencide eden adamı bir yere yapıştırdı görmen lazımdı çocukları alıp gitti babam haber verdi ahmet amcanın kızıymış bizim yurda bırakmış çocuklara kıyafetler almış ben böyle iyi kalpli birinin olabileceğine inanmıyorum evet biraz soğuk ama yüreği sıcacık ve ben o yüreğe onu gördüğümden bu yana yani 6 saatlik bir görme süresinden sonra girmek istiyorum' dedi. bunu duymamla cinlerim tepeme çıktı en yakın arkadaşımdı. ona
'sinan kardeşim yol yakınken vazgeç onun sözlüsü var gibi bir şey yarın bir gün evlilik teklifi alacak yani umudunu kırmak zorundayım' dedim. sinan bana bakıp
'senin umudun kırılmış gibi semih' dedi. sinana ters ters bakıp
'saçmalama oğlum benim sevgilim var'
'bak kardeşim bu gönül işleri sevgilinin olup olmamasına bakmaz haberin olsun' diyip göz kırptı. yemekleri yedik sohbet falan ettik. partinin olduğu yere geçtik. esrada gelecekti umarım ilgi çeken şeyler giyinmemiştir. tansu yanıma geldi aramız limoniydi ama yinede gelip konuşmaya çalışıyordu. gece boyu etrafa bakındım ama esra yoktu. saat ilerleyince çağrının yanına gittim
'esra yok mu gelmeyecekmi?' dedim.
'valla gelirmi gelmezmi bilmiyorum.' dedi bilmiyormuşcasına
'nasıl bilmiyon lan' dedim sesimi yükselterek iyide nereye gitmişti ki çağrı
'basbayağı bilmiyorum evden bir hızla çıkıp gitti' dedi. etrafına bakındı uzunca
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI CENNET
Teen Fictiono farklıydı diğerlerinden herkes'den farklıydı uğruna yanıp kül olduğum o küllerini bir türlü savuramadığım adamdı. bir gülüşüyle bana cenneti yaşatırken aynı zamanda cehennemi hissettiren adamdı. bir türlü beni sevemeyen bana karşı nefret besleyen...