semih beni şimdiden dalgaya almaya başlamıştı bile. şimdi gitmezsem bir daha dilinden kurtulamaz adım hep zayıf halka olarak kalırdı. ben zayıf bir insan değildim bunu da başarabilirdim aptallık etme esra. hızla yataktan kalktım. yorganı yere fırlatmıştım az bir zamanım kalmıştı. maşayı fişe takıp hemen duşa girdim. saçlarımı on dk kadar kısa sürede maşa yaptım. salsada dağılmaması için ensemde salaşça topladım güzel duruyordu. koyu bir göz makyajı yaptım. dudaklarıma ise elbiseden bir tık koyu kırmızı ruju sürdüm şuanda karşımda başka bir esra dururken odama geçtim. elbiseyi giyinmek için kılıfından çıkardım. sırtı bel bölgeme kadar full açıktı. ben bunu nasıl giyineceğim diye düşünmeden üstüme geçirdim eminim ki tansu benden kat kat açık giyinmişti. ayağıma tek bantlı kalın topuklu rugan ayakkabıyı giyindim. aynadan kendime baktığımda bir ben gördüm benden öte. kendime inanamamıştım. öbür dans edeceğim kıyafetlerimide aldıktan sonra hızla aşağıya indim. babamla çağrı bana şok içinde bakarlarken onlar şoktan çıkmadan evden hızla çıktım o pislik kıza bırakmayacaktım ben kazanacaktım ve sokak çocukları için bir yurt açacaktım. arabayı hızla kullanmaya başladım. kültür merkezi yani tiyatro salonunda yapılacaktı. arabayı rastgele bir yere park edip topuklularla koşmaya başladım. arka kapıdan girip soyunma odasına geçtim. tansunun bana bir komplo hazırlayacağını düşünerek görevliden kilitli kutuların anahtarını istedim. öbür kıyafetlerimi oraya kilitledim. burada kimse yoktu büyük ihtimalle dışarıda bekliyorlardı. sunucu benim ve semihin adını anons ettiğini duydum. içeriden bir görevli
'esra senmisin' dedi. başımı sallamamla tutup beni bir yere çıkardı ben şaşkınca salona bakarken. solumdan bir el belimden tutup beni kendine çevirdi yandan bir gülüşü ve siyahlar içinde tüm ihtişamı ve gökyüzüyle semih vardı. şaşırmış gibiydi. beni kendine normal mesafeden de fazla olacak şekilde çekmesiyle şarkı başladı. geri adımımı attım. elini sırtımda hissediyordum. bana bakıp konuştu
'gelmezsin sanıyordum aptal kız' sıcak nefesi yüzüme değiyordu bende onun gibi çapkınca gülümsemeye çalışıp
'ama buradayım' dedim. beni hızla döndürdü kendine çekerken kolunu belime sardı. o iki saniyelik yerde kulağıma
'elbisenin böyle olması işime yaradı' dedi. geri açılırken tekrar kendine çekti kokusundan sarhoş olmuş gibiydim sanki bulutların üstünde yürüyor gibiydim. gözleri beni başka boyutlara götürüyordu.
'sapıksın' dedim. çapkınca sırıttı. tekrar dönüş yaptığımda saçlarım savruldu yine sıkı tutturamamıştım. semihe baktığımda gözleri kapalıydı. gözlerini açtığı anda beni geriye doğru savurarak yatırdı. bir bacağımıda hafifce yukarı çekti. bana bakıp
'sana en yakın olduğum ilk an' dedi. suratı ciddiydi yüzümün her noktasını inceliyordu. gerçekten öyleydi en yakın olduğumuz anlardan biriydi aramızda mesafe dahi yoktu. kafamı hafifçe oynatsam neler olurdu allah bilir. şarkı biterken alnını alnıma koydu ve konuştu
'bu dans senindi küçük' dedi nefesini yüzüme üflerken. gözleri kapalıydı,sesini ilk defa bu kadar yoğun bir şekilde duyuyordum. üstümüzdeki beyaz ışık sönünce salondakilerin alkışlarıyla kendimizi toparladık. ben içeriye geçerken o gidip en ön koltuğa yerleşti. keyifli duruyordu. soyunma odasına geçtim. adımı yazan yere bilerek girmedim. tansudan her şeyi beklerdim kıyafetleri alıp tuvalete girdim. üzerime kat kat giyindim dedim ya bunun kareografisi için farklı bir şey düşünüyordum. saçlarımı toplayıp en son beyaz cap şapkanın içinde topladım. gözüme siyah gözlüğü taktım. üstümde bol paça kot ve üstümde kocaman gri kazak vardı. tuvaletten çıktım. tansu buradaydı ama beni tanıyamamıştı. kenara geçip ne yapacağına baktım. gizlenmiştim. benim odamın yanına gitti. elinde anahtar vardı. suratı gülüyordu. içeride kimse yoktu nasılda tahmin etmiştim şeytannnnnn. kapıyı kilitledi mutlulukla anahtarı öpüp malum bir yerine attı. üstündeki kıyafetler tam da tahmin ettiğim gibiydi basit ve ötesi... gizlice içeri girip oturdum baran semih ve tansunun tam ön koltuğundaydım. baran
'esra nereye kayboldu?' dedi. tansu
'onun gelmesi biraz zor' dedi. semih ses çıkarmıyordu. bir sürü kişi dans etmişti ama biride benim akıldan düşünmemişti ve sokak dansı namına hiç bir şey yoktu anca kıvırıp kıvırıp geçiyolardı. tamam bende kıvıracağım ama araya süpriz şeylerde kattım. tansunun adı anons edilince çıktı. yine klasik kıvırma işleri. saç baş atıyorya hadi hayırlısı. tansu yerine geçip oturdu semih
'esra nerde tansu sıra onda' dedi. tansu kahkaha atıp
'ben onun bakıcısımıyım' dedi. o sırada adım anons edilince baran
'esrayı hiç görmedinizmi?' dedi. sahneye çıkmadan gözlüğü çıkarıp arkama dönmemle tansunun gözleri kocaman oldu ve ağzından şunlar çıktı
'iyi de ben seni kilitlemiştim' dedi. semihle baran ona şokla dönerken gözlüğümü geri takıp sahneye çıktım. ışıklar benim üzerimde belirdi. şarkı başlarken sağa sola kıvrakça hareket etmeye başladım. bildiğiniz oynuyordum bu kılıkla. sağa sola gidip geldim adımlarla. parça hareketlenirken hızla etrafımda döndüm. üstümdekiler sökülebilen kıyafetlerdi tutup çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI CENNET
Novela Juvenilo farklıydı diğerlerinden herkes'den farklıydı uğruna yanıp kül olduğum o küllerini bir türlü savuramadığım adamdı. bir gülüşüyle bana cenneti yaşatırken aynı zamanda cehennemi hissettiren adamdı. bir türlü beni sevemeyen bana karşı nefret besleyen...