Bölüm 45

36 5 0
                                    

Gözleri dönmüş gibi soluğu yanımda aldı
'Sana dokunmaya kıyamıyorum küçüksün sen ürkeksin onun yerine senle mi yatsaydım bu daha mı iyiydi canını yakmaktan başka bir şey olmazdı pişman olurdun. Sana dokunmayı o kadar çok istiyorum ki hayal dahi edemezsin bu süt beyazı tenin beni nasıl deli ediyo anlayamazsın. Esra sen benim dokunmaya kıyamadığım açmamış gencecik fidanımsın. Yüzünde ki şu masumluğa bakarak seni kendi pisliklerimin içine bile bile sokamazdım. Seni açmadan solduramazdım. Seni kirletemezdim.'
Odadan kaçmaya çalıştım. Anında beni etkisiz hale getirdi sinirlenmişti boynundaki damarlar çıkmıştı
'Esra benden kaçamazsın yarın evleneceğiz eğer karşı çıkacak olursan annenle baban ölür evinizdeki korumalardan ikisi benim adamım ve eğer karşı çıkarsan ikisi de ölür.' dedi. Kanım çekilmişti. Sesim çıkmaz oldu. Beni tehdit ettiği şey çok büyüktü. Donmuş gibi kalırken
'Aferin böyle uslu ol. Ve bana alışmaya çalış ki mutlu bir evliliğimiz olsun ben kötü biri değilim biliyorsun'
'Seni sevmiyorum'
'Eğer beni sevmeseydin çoktan ayrılırdın ben bunca yıl senden ufacık bir ışık bekledim sen o ışığı bana fazlasıyla gösterdin esra bundan sonra biz olabiliriz inan bana' dedi hastalıklı bir şekilde gülerek.  Gözlerimden sessizce yaşlar dökülüyordu. İnsan en çok sessiz göz yaşlarında boğulurmuş. Beni kilitlediği odaya kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Bir anda kucağına aldı ve yatak odamız dediği yere götürdü. Göğsüne hızla vurmaya başladım
'Bırak beni baran lütfen tamam evlenicem ama şimdi yapma lütfen' diye hıçkırıklarla ağlarken aynı zamanda göğsüne vuruyordum. Baran olduğu yerde durdu gözlerime baktı yalvarırcasına gözlerine baktım. Bana istekle bakıp
'Sadece seninle uyumak istemiştim. İstemiyorsan tamam zaten yarından sonra seni imkansız bırakmam' dedi. Beni kucağından indirdi ama sarsılarak ağlıyordum. Her yer kilitli olduğu için rahattı. Allah bilir babamgil de görmemiştir kaldım buralarda hayatım söndü benim. Gardıropu açtı bir gelinlik çıkardı. Beyaz kabarık straplez bir gelinlikti. Bana gösterip
'Bunun içinde melekler gibi olacağına adım kadar eminim' dedi hasretle gelinliğe baktı ve konuştu
'Bu gelinliği 3 yıl önce aldım. Sen liseye gidiyordun yaz tatilindeydin plaja giderken üzerine yazlık uzun bir elbise giyinmiştin içinde melekler gibi duruyordun sadece kanatların eksikti görünürde. O görüntünden sonra seni gelinlikler içinde hayal ettim. Sonra yolda yürürken gelinlikci dükkanı gördüm. Bu gelinlik vitrinde gözüme çarptı mankenin yüzü yerinde sen belirdin gözümün önünde o an girip aldım bunu hayalimsin ilk ve tek hayalimsin' dedi. Kaşlarım çatılmıştı nasıl bir manyaktı anlayamamıştım. Geri geri yürümeye başladım. Baktım gelmeye başladı hızla odaya kaçıp banyoya kilitledim kendimi. Hızla kapıya vurup esra diye bağırmaya başladı. Sadece hıçkırarak ağlıyordum. Benimle evlenmeyi kafaya koymuştu ve takıntılı bir şekilde hayalini bana anlatıyordu ve ben hayalleriyle daha da gerilmiştim. Kapının ardından
'Sen istesen de istemesen de benimle evleneceksin seni benden başkasına yar etmem duydun mu beni!' diye bağırınca sinirle ayağa kalkıp duşa kabini tekmeledim cam bin parçaya ayrılmıştı. Baranın bağırması şiddetlenirken dediklerini duymuyor gibiydim bir nevi sinir krizindeydim. Nefesim kesilmiş gibiydi. Hayatım da ilk defa istemediğim bir şeyi zorla yapacaktım ve ben barandan tiksiniyordum ona karşı içimde nefret ve kinden başka hiç bir şey yoktu. Hala tehditkar konuşuyordu benimle. beni bırakmaya hiç niyeti yoktu kafayı takmıştı ki yedi sene belki daha fazla süreden beri beni takip ediyormuş takıntılı olmasa çoktan unuturdu bile. Ama o evi dizmiş hayal kurmuş gelinliğimi bile almıştı ve bu benim iliklerime kadar titrememe neden olmuştu. Ya o benle evlenecek hayatımı cehenneme çevirecekti ya da şu an da burda ölecektim.  Şu an yerde oturmuş deli gibi bir öne bir arkaya sallanarak boğazımı sıkıyordum nefesim kesilmesine rağmen sıkıyordum ama hiç bir faydası yoktu. Baran hala konuşuyordu ama şuanda sağır gibiydim. Ayağa kalktım hızla tuvaletteki aynaya sertçe elimi geçirdim ayna bin parçaya bölünürken elime bir kaç parçasını aldım. Zaten şu an ölmesem bile ellerimde kalacak olan izler yaşadığım şeyleri unutturmazdı bana. Aynaları elime alıp duvarda sıyrılarak yere oturdum. Ruhum çekilmiş gibiydi hiç bir şey hissedemiyordum. Nasıl ölsem iyi olurdu genelde küvete su doldurulurdu değilmi? Küvet yoktu ama duş vardı. Duşun altına gecip en soğuk tarafı açtım. Su vücuduma değerken içimden titreme geçti. Kıyafetlerim üzerime yapışmıştu. Soğuk su yüzünden vücudum karıncalanıyordu.  Bileklerime ayna parçalarını vurdum hafif bir sızı hissettim sadece. Kan hızla akmaya başlamıştı. Gözlerim yavaştan kapanırken gözüme semihin o gök mavisi müptelası olduğum kendimi hem bulup hem kaybettiğim gözleri gözümün önüne geldi en çok da ona bakmayı özleyecektim. Gülümsedi evet şuanda gülümsüyor hiç görmediğim kadar güzel gülüyordu saçlarımı okşamasına rağmen ses çıkarmıyordum. Yavaşça gelip alnımı öptü. Ve ben gözlerimi karanlığa teslim ettim ruhum onu görünce özgürlüğüne kavuştu...

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin