Bölüm 14

88 5 2
                                    

kalktığımda saat bire geliyordu ohaa o kadar uyudum mu ben. diyip yataktan çıktım. kahvaltımı yaptıktan sonra yatağımı topladım. evi temizleyip kendime has pastaları yapmaya başladım. ilk poaçamı yaptım sonra elmalı pasta derken saat altı olmuştu ve saçlarım hala ince ince örülüydü. zil bastı delikten bakmadan açmıştım kapıyı. çağataydı gelen, ben içeri davet etmeden içeri girdi. gözlerimi devirip arkasından içeri geçtim mutfağa gidiyordu. hemen pastalardan ağzına tıktı.
'istersen dans da kavalyen olurum dansım iyidir'
'aman yok orda kalsın gördüm ben o dansı' diyince güldü. sonra 
'Duyduğuma göre pınarla semih birlikte dans edeceklermiş'
'etsinler ben tek tabancayım. benim stilim farklı çocuk'
'öylemi belli oluyor' dedi saçlarımı gösterince bende 
'Akşam o stilin ne işe yaradığını göreceksin. bir mahsuru yoksa artık gitsende bende hazırlansam.'
'tamam tamam gidiyorum. bu kadar becerikli olduğunu bilmiyordum bende isterim aynılarından'
'anca rüyanda' diyip kapıyı örttüm. Pastaları kaplarına yerleştirdim. Odama gelip dolabı açtım. Ne giyeceklerim az çok aklımdaydı. Dün salonu boşaltıp biraz çalışma yaptım yalan söyleyemem, çünkü gerçekten unuttum sanmıştım ama çalışmasamda olurmuş. Allah bilir ya pınar akşama kadar çalışmıştır. Her neyse siyah diz kapağından aşağıya doğru tül detayı vardı ve çok güzel duruyordu. İçime sporcu kızların giyindiği yarım atletten giyindim siyahlı koyu morluydu. Üzerime üstünde parlak desenleri olan göbeğimi açıkta bırakan salaş duran tişörtü giyindim. Ayağıma düz taban bana göre cool duran beyaz sporlarımı giyindim. Üstüme kırmızı siyah kareli gömleği giyindim önü çıt çıtlıydı önümü kapadım. Banyoya geçtim gözlerime siyah kalem çektim ilk kez. Saçlarımın tek tek ince örgüsünü açtım. Saçlarım tam istediğim gibi kabarmıştı ve taa belime geliyordu. Saçlarımı tepemde tutup üstüne siyah beremi geçirdim. Sizde diyeceksiniz her şeyi batırdın kapattın. Onun da bir süprizi vardı.  Lan valla heycanladım haa. Sonra siyah deri ceketimi giyinip sırt çantamı koluma atıp kapıyı kitleyip indim. Mertde benim gömleğimin aynısını giyinmişti. İdda dan kazandığım motora bindik bu sefer ona vermiştim. Sırtına sıkıca tutundum. Yola çıktık mert de benim gibi kullanıyordu o yüzden şuan hiç bir sorun yoktu. Yarışmanın olduğu yere geldik. Motoru park edip içeriye doğru yürümeye başladık. İçeriye doğru geçtikce sesler artıyordu. Ortada kocaman dans pisti vardı. Semihgili görünce yanlarına yürümeye başladık. Merte olan biteni anlatmıştım. Biliyordu herşeyi. Semihlerle selamlaşıp oturdum.ceketimi çıkardım. Gömleğim tunik boyunda olduğu için tayt giyindiğim pek belli olmuyordu. Pınar malı konuştu
'Hahah bu kılıkta mı dans edeceksin?' kız haklı tabii giyindiklerine baktım kısacık bir elbise her tarafı açıktı elbiseden altına giyindiği baksır şortu görünüyordu. Bende
'Ne varmış kılığımda önemli olan dansın, dans kılığa bakmaz.' diyip kıza göz kırptım.bok gibi kalmıştı.
'Ben semihle dans edicem istersen kendine partner bul.'
'Partnere gerek duymuyorum.' dedim kız yine bozuldu. Semih bana yandan bakıp dalga geçer gibi güldü.
'Haha esra o şapka ney çıkarsana'
'Süpriz!' diye sertce cevap verdim. Sonra merti tanıştırdım. Mertle yan yana oturduk. Çağatay, kerim,ali,eda,pınar,semih aynı masadaydık eda semihe öldürecekmiş gibi bakıyordu. Mert
'Esra istersen partnerin olabilirim'
'Tek başıma dans etmek istiyorum ama teklifin için teşekkür ederim mert. Belki ilerleyen saatlerde edebiliriz ama ilk önce şu pınar denene gününü göstermem lazım.' dedim.
'Ben sana inanıyorum onu şu dans pistine gömeceksin.' diyince ister istemez hayal edip sırıttım. Çağatay homurdanarak
'Az sırıt sinek kaçacak' dedi. Daha önce tehdit ettiği merte ters bakarak. Bence mert çok tatlı ve iyi kalpli bir çocuktu bunlarınsa kalpleri kirlenmişti gözümde, çünkü her gün ayrı biriyle olmayı nasıl içleri kaldırıyordu bilmiyorum. Her neyse yarışma başlamıştı. Herkes kendi grubunu belirlemiş aralarında birinci seçiliyordu. Çoğu zumba yaptı çoğu elektro dans oryantal falan. Hiç biride çıkıp sokak dansı yapmamıştı ve bu büyük avantajdı benim için. Çok kıvrak hareketlerde yapmıyo değillerdi ama biride bir kere takla atmadı ya.  Çoğu kişi bitmişti. Bize sadece bir kaç kişi kalmıştı. Bizden öncekiler sahneye çıktı motorunu elinden aldığım çocukta vardı. Şaştım doğrusu bu bebe de bizim okuldaymış ego yığını. Mert de görmüş olacak ki beni dürttü çocuğu gösterip
'Evet sayın seyirciler bir ego yığını nasıl dans eder karşınızda sizlerle' diye haber spikerliğini canlardırdı. Bu hareketi cok sempatikti kıkırdadım. Sesim biraz fazla çıkmış olacak ki masadakiler bize baktı. Susup izlemeye başladım zumba step karışımı bir danstı. Ferit te de mesaj atmıştım gelecekti ama gelmedi. Bir anda gözlerim kapatıldı.  Direk ' ferit ' dedim o da ' ya ne çabuk bildin' dedi bunu ondan başkası yapmazdı. Feritle merti tanıştırdım. Birbirlerini sevmişlerdi. Hemen sohbet muabbet yapmaya başladılar. Dansta birinciliği kim almış diye baktığımda ego yığını çocuğun takımı almıştı. Çocukla göz göze geldim. Bizim masaya gelmeye başladı. Bende ayağa  kalkıp masaya yaslandım.Sonra konuştu adı her ne haltsa
'Ooo kimleri görüyorum son maç bükücülerden sende mi bizim okuldaydın' dedi egosunu yenerek hayret ettim doğrusu
' evet pek sevinemedin galiba' dedim dalga geçerek. O da
'Tam tersi yemeğe çıkarma fırsatı buldum' dedi ağzımın içine girercesine ferit ayaklandı
' bence sana kadar çok kişi var önünde o yüzden ikile' dedi çağatayda ayaklandı
'Hadi koçum kendi masana' dedi. Ve ferite ters ters bakıp
'Banamı özenip geldin buraya. Daha önce kız arkadaşın bana özenip gelmişti de' diyince ferit yumruğunu sıktı. Bir kavga çıkmasını istemiyordum feritin yumruğunun üstüne elimi koydun ve eli gevşemeye başladı. Mertse olanları ayrı bir hayret içinde izliyordu safım ya. Çağataya çıkıştım
'Fazla oluyorsun ama'
'Bana diyene bak sevgilin burda sen başkalarıyla ilgileniyorsun' dedi kıskançlık krizine girmiş gibiydi ama saklamaya çalışıyordu.
'Bunlar benim arkadaşım kerimde bana güvendiği için bir sıkıntı yok uzatma bence' dedim o da susup oturdu. Sıra bize gelmişti ilk önce pınarla semih çıktılar. Sonra bir salsa müziği çalmaya başladı. Salsa müziği yabancı bir müziğe dönerken zumba yapıyorlardı. Tahmin etmiştim böyle yapacaklarını ama tek çıkmak yememişti. Semih arsızca kızın her yerini inceliyordu. Sonra müziğin sonlarına doğru pınarı döndürdü ve koluna yatırdı ve dansları burada son buldu. Evet biraz heycanlıydım ama 'the black eyed peas-boom boom pow' çalınca heycanım azalırdı. Sahneye çıktım. Sonra müzik başladı. Yavaş yavaş hareket etmeye başladım. Sonra hareketlenince yerde olan yüzümü kaldırıp.şapkamı çıkardım. Oynamaya başlayıp çıtcıtlı gömleğimin önünü tek hamlede açınca nidalar yükseldi. Gömleği bir yere atıp. Devap ettim müziğe kaptırmıştım kendimi. Her hareketimi yapıyordum. Şarkının patlama yerinde rüzgar gülü hareketini defalarca yaptım millet bağrışıyordu. Ayağa kalkınca saçlarımı arkaya attım. Sesler dahada yükseldi. Sonra yerden destek alıp ters ve düz taklalar atıp vücudumla devam ettim. Tüm hücrelerim ısınmıştı. Sonra zıplayıp büyük alanda dönmeya başladım herkes alanı kaplamadan etrafıma toplanmıştı. Tekrardan yerde kablumbağanın sırt üstü duruşunu yapıp döndüm. Tek elimin üstünde havaya kalkıp ayaklarımı yukarı aşağı çekiyordum. Rüzgar gülü hareketim yani yerden kalkar yapar gibi dönerken kendini geri yere bırakmak yani yerde zıplıyormuşun gibi bir hareket son olarak ayağa kalkıp etrafımda döndüm şarkının sonuydu son olarak havada olduğum yerde ters takla atıp son pozisyonumu alıp selam verdim. Herkes deli gibi bağırıp alkışlıyordu. Semihgil şoka girmiş bana bakıyorlardı. Mertle ferit de aynıydı donup kalmışlardı. Sırada jüriler sahneye geldi 'bu dansın ve aynı zamanda tüm gecenin birincisi ESRA GÜNCE' dediler ohaa aynı zamanda tüm gecenin birincisiydim. Pınara baktığımda çok bozulmuştu. Göz kırptığımda sinirlenmişti. Sonra zaferle sırıttım herkes tebrik ediyordu. Birinci olacağımı bekliyordum da geceninde birincisi olacağımı bilmiyordum. Pınar konuştu sonra ' bu dansa salsa karıştırıp aynı dansı biriyle yapamazsın' dedi kendinden emin bir şekilde merte baktım 'kanka valla ben sana ayak uyduramam çok hızlıydın' dedi çocuğun gözü korkmuştu. Sonra yanıma ferit geldi ' hadi bitirelim şu işi' diyip tekrar ortaya çıktık ferit kulağıma ' sen kendini bana bırak gerisini hallederiz ' dedi
Müzik başladı salsa olarak ferit beni sertçe kendine çekti kısa bir bakış attıktan sonra normal dansa başladık. Sonra müzik hızlanacakken beni kendi kolumla sardı müziğin hızlanmasını bekleyip beni itti bende hızla kendi etrafımda dönerek feritten uzaklaştım ama elim ondaydı. Tekrak kendine çekip altından geçirdi bende takla atarak kalktım yine herkes bizi izliyordu kabarık saçlarım bir oyana bir buyana gidiyordu. Sonra birlikte break dansımızı yaptık sonuna gelince beni havaya fırlatıp kucağında tuttu. Çok hızlı nefes alıp veriyorduk onun yüzüde terlemişti benim ki gibi sonra bir anda çekildim. 'Yeter artık bokunu çıkartmayın' dedi çağatay ve kolumu sıktı canım acımıştı semih çağatayın elini çekti. Ferit çağatayın üstüne yürüdü. ' derdin ne lan senin? herkesten kıskanıyorsun o benim arkadaşım be ona kendi malın gibi davranamazsın' dedi kerim 'yeter gençler herkes bize bakıyo kızın ağzının tadını bozmayın' dedi ama bozardı bunlar. Onlar ufak tartışmalara devam ederken mert beni tuttu 'seni kaçırıyımmı kanka?'
'Valla çok iyi olur hatta sana kız bile ayarlarım' dedim ceketimi gömleğimi ve şapkamı almıştı. Koşarak dışarı çıktık arkamızdan 'nereye gidiyorsunuz' diye bağrıştılar. Biz motora bindik kapıda çağatay çok pis bakıyordu bize bunun hesabı acı olacaktı. Mert beni sahil kenarına getirmişti. Bir balıkçıydı hani şu minibüste falan satılan balıkçılardan dı. Bu balıkçıların yaptığı balığı hiç bir şeye değişmezdim. Mis gibi deniz havasını çektim içime dans ettiğimiz yer çok sıcaktı. Rakıda söylemişti mert severdik rakıyı. Ve aklıma nedense hep şu cümle gelir ne kadar doğru söylicem bilemedim ama 'kadını tek seveceksin, rakıyı sek içeceksin'. Balıklarmız geldi afiyetle yedik. Rakıyıda mezeler le götürdük ben sadece bir kadeh içmiştim rakı beni hemen çarpardı. Ama mert nerdeyse 25liği devirmişti. Artık motoru ben devralmıştım sırt çantamı mertin sırtına geçirdim. Motorda arkadan tutundu bana düşerse diye belime kenetledim sarhoş adam ne yapacağı belli olmazdı. Eve geldiğimizde sızmıştı uyandırmaya çalıştım uyanmadı en son çare muratı aradım hemen geldi merti sırtlayıp götürürken sayıkladı 'bırak kızı esra benim' dedi ne  dediğini tam anlayamadım. Apartmana girdim. Lan oğlum ben istanbulda çılgınlaşmıştım dans ediyom iddaya giriyom falanlar filanlar maceralar. Aboo bana noldu gı. Mekandan oğlanla kaçmalar. Erkeklere çok takılmalar ben böyle değildim. Artık kendime gelmem lazımdı. Eve girince bir tıkırtı duydum. Şemsiyeyi aldım elime kapı kitli değildi ben çıkarken kitlemiştim. Sonra ışıkları yakmaya başladım
Kendi odama gelmiştim. Görünende bir şey yoktu ama dolapta olabilirdi. Dolabı tek hamlede açtım ama boştu. Bir anda ağzım kapatıldı güçlü bir el belimi sardı. Beni yatağa çekiştirmeye çalışıyordu. Ağzım kapalı bağırmaya çalışıyordum. O güclü el beni yatağa çekti sonra eli belimden gidince kaçmaya kalktım ve üzerime çıktı oturdu bu çağatay psikopatından başkası olamazdı. Ağzımı hala tutuyordu. Konuştu ''sana demiştim benim olacaksın ve bu gece artık benimsin anladınmı sana başkasının dokunduğunu gördükce onları öldüresim boğasım geliyo. O dünyanın en güzel elaları başkalarına gülünce kalbime ısıtılmış bıçak saplanıyor sanki bana ilk defa bugün güldün seni ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anladım.' dedi bende hemen bildiğim halde bir soru sordum'bir insanı nasıl bu kadar kısa sürede sevdin cok saçma geliyo bana ve beni bırak '
'Üç sene kısa bir süremi sence?'anlamaz gibi
'Nasıl yani?'
'Aptal. Seni üç senedir takip ediyorum ve ettiriyorum seni teyzemgilde gördüm yani semihlerde tek başına oturmuş gökyüzünü izliyordun. Seni üç yıldır adım adım takip ettim sana aşık oldum beni sen ne kadar istemesende'dedi.  Sorarcasına baktım kafası güzeldi içmişti herhalinden anlaşılıyordu.
'Seni istemediğimi doğru bilmişsin ama kimseyi istemiyorum sen benim böyle davrandığıma bakma hepsi benim arkadaşım'
'Saf. Sana nasıl baktıklarını göremiyorsun. Benim sende görüp farkettiğimi onlarda farketti anladınmı?' üstümden itmeye çalışarak 'vay arkadaş ne görüyolarmış bende ben niye göremiyom bırak beni!'
'Gerçekliğini esra' dedi üstümden milim kıvışlamıyordu. Sonra dudaklarıma yaklaşmaya başladı ellerimle neresi denk geldi vuruyordum. Ellerimi tutup başımın üstünde sabitledi ellerimi kurtarmaya çalıştım ama nafileydi. Dudaklarıma tekrar yaklaştı tam öpecekken başımı sağa sola salladım. Ben nasıl kurtulacaktım bundan bırak beni diye feryat ediyordum. Tam dudağımı öpecekti aldığı darbeyle bayılıp üstüme düştü gelen semihti çağatayı üstümden atmamla yataktan kaçmam bir oldu semihin mavi gözleri koyulaşmıştı sinirliydi 'bir şey yaptımı bu it sana'
'Yok yapmadı ama geç kalsaydın bir şey yapacağını söyledi tam üç yıldır takip ediyormuş beni' dedim dediğimde gerçek daha korkutucu gelmişti gözüme. Semih normale dönerken
'Bu günlük bende kalacaksın yarın izmire dönüyoruz yoksa burda senin yaşama imkanın yok.'
'Seninle hiç bir yere gelmiyorum. Ve izmirede dönmüyorum'
'Döneceksin!'
'DÖNMÜYORUM.' dedim bu uzardı.

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin