Bölüm 6

102 4 1
                                    

Gözlerimi açtığımda her yerimde ağrı vardı en kötüsüde kalbimdeydi. Allah beni kahretsin belamı versin ölmeyi bile beceremedim.kalkmaya çalıştığımda kaburgalarım ağrıyordu.ve çok fenaydı gözümden yaş düşecek kadar. yine yalnızdım zaten bundan sonra yalnız kalacaktım. elimide sarmışlardı ve sanırsam başımda sarılıydı. bir anda odanın kapısı açıldı ve karşımda semihi gördüm ah hayır özür mü dilemeye gelmişti Allahım kafayı yiyecektim.
'esra ben çok özür dilerim'
'YETER! ANLADINMI YETER! BEN SENİ HAYATIMDA GÖRMEK İSTEMİYORUM HAYATIMI MAHVETTİN' cümlemi bitirmeden odaya hemşire girdi 'hayatınızı kurtaran adama bağırmanız ne kadar doğru hanımefendi' dedi heee bir de hayatımı kurtarmadığı kalmıştı keşke kurtarmasaydı hem onun orada ne işi vardı Allah onu da kahretsin Allah belasını versin onun yüzünden ölememiştim. odanın kapısı tekrar açılınca babamla annem girdi başımı yere eğdim ne kadar ağlamamak için kendimi tutsamda tutamadım ve gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. babam 'esra kızım ben senden özür dilerim semih bize gerçeği anlattı bir kız seni semihten kıskandığı için böyle bir yalan atmış ortaya. kızım beni affedebilecekmisin?'
konuşamadım ama yinede semihin yüzündendi. eğer o kızın eline koz vermese böyle bir şey olmazdı. babama diyecek hiç bir şey  bulamadım demekki bana bu kadar güvenmiyordu. beni bir kere bile dinlemeden kestirip attı. tamam adam haklı sonuna kadar ama beni dinleyebilirdi o lafları etmeden önce semihle konuşabilirdi. onlara dediğim tek şey 'yalnız kalmak istiyorum' oldu odadan hepsi çıktı kapım  hafif aralıktı konuştuklarını duyabiliyordum. semih 'eğer iznin olursa ahmet amca esrayı istemeye gelmek istiyoruz. babam uzun süredir diyor'
babam'hastaneden çıkalım müsait olunca çağıralım oğlum sizi'
semih'benden bir isteğiniz varmı?'
babam'git oğlum saolasın' dedi semih neler diyordu öyle gerçekten kafayı yiyecektim uzun zamandır beni istemeye mi gelmek istiyorlarmış. hayır ya imkansız böyle bir şey olsa bile benimle kukla gibi oynayan bir adamla evlenmeyi istemezdim gerçekten olmazdı. annem babama sordu 'ahmet gerçekten bu çocuğa verecekmisin kızımızı?' 
babam 'başka çaremiz yok ayten bir kere adı çıktı bizim kızın biz gerçeği öğrendik ama başkaları inanmayacaktır' 
annem 'ya esra istemezse ne olacak?'
babam' o da mecbur bu durumda mecburen evlenecek' diyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. bu yaşadıklarım gerçek olamazdı değilmi babam ne kadar geri kafalı daha başkalarını düşünüyordu beni değil başkalarının ne söyleyeceğini düşünüyordu daha. ben semihi sevmiyordum. içimde ona karşı delice bir kin ve nefret vardı. benim buradan kaçmam lazımdı yoksa hayatım kararacaktı. istemediğim biriyle bu yaşta evlendirilecektim hemde kin beslediğim bir insanla. normalde kimseye kin güdmezdim ama bu semihe karşı kinim büyüktü bir de utanmadan istemeye gelicez diyo adi pislik şimdi  anlaşıldı ona abi dedikçe deme diyişinin nedeni. onu istemediğimi bildiği için böyle oyunlara baş vurarak  güya beni mecbur bırakacaktı. ama artık babamda olsa güvenemeyeceğimi anlamıştım. beni zorla evlendirecekti. yataktan kalktım kolumdaki dandik serumu söküp attım odanın içindeki tuvalete gittim kafamdaki sargıyı açtım her yerim morluk içindeydi ve adım atamıyordum çok kötü bir kaza olacakmış ama motorun üstünden hemen düşmem kurtarmış beni. bavulumda odamın içindeydi ağzı kilit olduğu için dökülmemişti. hemen siyahlarımı taktım üstüme. kapüşonumu çektim ve onlara bir mektup bıraktım. bavulumu ve çantamı alıp odanın kapısını azıcık açtım kimsecikler yoktu. hemen sıvışmaya baktım ve sonunda dışarıdaydım.

SEMİH

 şirkette bir hareketlilik vardı. bunu anlamak için dışarı çıktım esraya baktığımda hüngür hüngür ağlayarak bir hışımla dışarı çıktı. melis pis kahkahasını atarak 'sevgilin ilişki yaşadığınızı kabullenemedi ve beni dövdü.' diyince bir dedikodu çıkardığını anladım esranın peşinden giderken melise 'KOVULDUN' diye bağırdım. esraya yetişemedim. arabaya atlayıp peşine düştüm. motoru hızlı dikkatsiz ve berbat sürüyordu arkasından ne kadar korna bassamda durmadı. eve geldi ilk telefonuna baktı ve arkasına yetişemeden eve girdi. delirmiş gibi bir nevi cinnet hali vardı esrada. kapılarının önüne geldiğimde ahmet amca esraya çok ağır laflar ediyordu. kapıyı çalmaya elim gitmedi arabama geçtim beklemeye başladım. esranın motorunun üstünde kan lekeleri vardı. bayağı süre geçtikten sonra esra evden bavuluyla ağlaya ağlaya çıktı. bavulunu en sağlam şekilde yerleştirdi motora elinden çok hızlı kan akıyordu bunu şirkette yapmış olmalıydı. başına gelenlerin çoğundan ben sorumluydum ama bu konuyla hiç bir alakam yoktu. motoruna tekrar bindi. ana yola çıktık son hız gidiyordu ilerde tehlikeli viraj vardı viraja yaklaştığımızda daha da hızlandı bu kızın amacı neydi sanki ölüme sürüyormuş gibiydi. yapma be esra saçmalama kendini öldürecek kadar kafayı yememişsindir. şuan gördüğümü ve yaşadığımı keşke görmeseydim esra motorundan fırladı motorda başka bir yana bunu görür görmez ani fren yaptım arabanın tekerinden çıkan ses kulaklarımı tırmaladı hemen arabadan indim. esranın yanına koştum nabzına baktım nabız vardı ama esra kendinde değildi. başını çarpmış hafif hafif kan sızıyordu. elinde derin çizikler vardı bileğindede vardı bu izlerden bavulunu çantasını alıp arabaya koydum onuda kucağıma alıp arabaya atar atmaz hastaneye sürdüm. sen ölmemelisin be güzelim yapma hepsi benim egoistliğim yüzündendi. babam bana esrayı layık görmüş uzun zamandır esrayı istemeye gitmeyi düşünüyorduk benim ilk önce esrayı görmemi istemişti babam. ilk gördüğümde çok basit ve gıcık bir kız geldi gözüme ama ilgimi çekmemişte değildi sonradan alışmaya başlamıştım nasıl bir işse ama o beni hiç bir şekilde istemiyordu ve nefret dolu bakıyordu bana. hayatımda hep kızlar peşimden koşardı ilk defa bana yüz vermeyen suratıma dahi bakmayan bir kız çıkmıştı oda esraydı. o beni istemeyerek baktığı sürece içimde ona karşı bir intikam bürümüştü aşık değilim esraya ama hiç bir kızdan böyle tepki görmediğimdendi herhalde.hastaneye geldiğimizde esrayı kucaklayıp hemen içeri getirdim sedyeye alıp hemen ne olduğunu sordular bende motor kazası yaptığını anlattım hemen ilk yardıma aldılar. ben koridorda beklemeye başladım. Allahım lütfen ona bir şey olmasın o daha çok küçük. ona atılan iftira çok ağırdı, zaten onun gibi namuslu bir kız böyle bir şeyi kaldıramazdı. bir kere daha onun sevgili yapamayacağını anladım. hemşire yanıma geldi 'siz sevgilisimisiniz?' diye sordu 'hayır sadece arkadaşım' dedim
'beyefendi arkadaşınızın durumu iyi normal odaya alıcaz yarım saatten uyanır.'
'teşekkür ederim' dedim sadece ve esrayı çıkardılar normal odaya götürüyorlardı. normal odaya geldik onu yatağa yatırdılar başını ve elini sargıya almışlardı. odadan hemşirelerle birlikte bende çıkmıştım bavulunu ve çantasını getirmeye gittiğim yerde annesigilide aradım. yola çıkmış geliyorlardı. hastane evlerine yakındı ben bavulları getirirken ahmet amcagil geldi ahmet amca çok sinirli ve hüzünlü görünüyordu sanırım yalan iftirayı duymuşlardı.
'ahmet amca şuan hakkımda kötü şeyler düşünüyorsun farkındayım ama esrayla aramızda hiç bir şekilde ilişki olmadı beni arkadaş olarak bile görmüyor. şirkette eski kız arkadaşım esranın özel asistanım olduğunu duyunca kıskançlık krizine girdi ve böyle bir yalan uydurdu' konuşmam bitince ahmet amcanın gözleri doldu ve kısık bir sesle 'ayten ne yaptım ben?!' dedi. kendini biraz toparlayınca içeri geçtik ilk ben girmek istedim esranın odasına kapıyı yavaşca açtığımda esra uyanmıştı beni karşısında görünce bir anda eski haline döndü ağrısı vardı yüzünden çok belli oluyordu. ben 'esra ben çok özür dilerim' dedim ama o bir anda bağırmaya başladı
  'YETER! ANLADINMI YETER! BEN SENİ HAYATIMDA GÖRMEK İSTEMİYORUM HAYATIMI MAHVETTİN'   diye bağırdı haklıydı hayatını mahvetmiştim bu son olayda ne kadar dolaylıda olsa benim yüzümdendi. odaya hemşire girdi ve esraya  'hayatınızı kurtaran adama bağırmanız ne kadar doğru hanımefendi' dedi. odaya ayten teyze ve ahmet amca girdi onlar odaya girer girmez esra sanki kötü bir şey yapmış gibi başını öne eğdi ve sessizce ağlamaya başladı ben onu ilk defa böyle görmüştüm ve içim paramparça olmuştu. ahmet amca konuşmaya başladı  'esra kızım ben senden özür dilerim semih bize gerçeği anlattı bir kız seni semihten kıskandığı için böyle bir yalan atmış ortaya. kızım beni affedebilecekmisin?'  dedi ama esradan ses çıkmadı aklından neler geçtiğini az çok tahmin edebiliyordum. sadece dediği şey 'yalnız kalmak istiyorum' oldu ve hepimiz odadan çıktık kapıyı hafifçe çektim. ahmet amcaya esrayı istemeye geleceğimizi söyleyecektim babam istiyordu esraya aşık değildim ama babam istediği için gitmeyi düşündüm nasıl olsa esra beni istemeyecekti. ve lafı hiç dolandırmadan açtım  'eğer iznin olursa ahmet amca esrayı istemeye gelmek istiyoruz. babam uzun süredir diyor' dedim ahmet amca hiç düşünmeden 'hastaneden çıkalım müsait olunca çağıralım oğlum sizi'  dedi ahmet amca olumlu bakıyordu ama bilmiyorduki kızı beni istemiyordu ki haklıydıda bence. kıza yaşatmadığım şey kalmamıştı. tekrardan ahmet amcaya 'benden bir isteğiniz varmı?' diye sordum oda 'git oğlum saolasın' dedi. arabama atlayıp yola çıktım sigaramı çekebildiğim kadar içime çektim bu beni biraz da olsa rahatlatıyordu.

bir saat sonra telefonum çalmaya başladı. baktığımda ahmet amcaydı hemen açtım 'efendim ahmet amca bir sorun mu var?'
'oğlum esrayı gördünmü hastaneden kaçmış hiç bir yerde yok bulamadık'
'ne diyosun sen ahmet  amca ben görmedim nasıl kaçmış? nereye kaçmış olabilir?'
'biz de bilmiyoruz oğlum  kaçabileceği her yere baktık telefonuda kapalı çalıyor, benim kapatmam lazım oğlum görürsen haber et bize' dedi. nereye kaçmış olabilirdi ki Allahım ya bu kız tam bir kaçık yemin ederim hemen yola çıkıp hastaneye gittim. odasına girdim hiç bir şeyini bırakmamıştı masanın üstünde mektup gibi bir şey vardı. üstüne ESRA... yazıp bırakmıştı bunu ahmet amcanın yanında açmak daha doğruydu. mektubu cebime atıp güvenlik kamera kayıt odasına gittim güvenliğe o saatteki kayıtları açmasını söyledim biraz zorluk çıkarsada açmıştı kayıtları. esranın çıkış anını gösteriyordu siyahları giyinmiş kapüşonunu başına geçirmiş bavulunu ve çantasını almış zar zor yürüyemeye yürüyemeye sürüklüyordu kendini. görüntülerin devamı yoktu hemen hastaneden çıkıp ahmet amcagilin evine gittim. ahmet amca kahrolmuş bir şekildeydi. polisi aramışlar reşit olduğu için ve kendi isteğiyle kaçtığı için hiç bir şey yapamayacaklarını söylemişlerdi. ahmet amcaya mektubu çıkarıp verdim.
'bu ne oğlum'
'hastane odasından buldum ahmet amca esra yazmış ben okumadım sizin okumanız daha mantıklı' dedim. mektubu açtı yavaşça ve sesli okumaya başladı.

' Baba baştan özür dilerim seni hayal kırıklığına uğrattığım için. ilk önce başkalarına inanmadan beni dinlemeni isterdim ama sen başkalarının düşüncelerine göre hareket ediyorsun eğer gitmeseydim sevmediğim bir adamla beni evlendirecektin sırf onunla adım çıktığı için. sende haklısın ama başkalarından önce keşke beni biraz düşünseydin. bana hiç güvenin yokmuş baba onuda anladım benim yerime bir erkek çocuğun olsaydı. keşke hiç doğmasaydım en azından o erkek çocuk senin başını öne eğdirmezdi. ben gidiyorum baba sakın merak etmeyin sanki ben hiç olmamışım gibi devam edin hayatınıza zaten varlığımda bir şeyi değiştirmiyordu... ELVEDA BABA SİZİ ÇOK SEVİYORUM....'

 diye bir mektup yazmış ya nereye gidersin be esra seni avlarlar be safım. ahmet amca ağladı. mektubunda beni sevmediğini bir kere daha dile getirmiş oldu. konuştuklarımızı duymuştu ve sırf benimle evlenmemek için kaçmıştı. Allah bilir nereye gidecekti ama onu aratıcaktım öyle kolay değildi kaçmak ki ahmet amcada illaki aratırdı zaten.

ESRA

 taksiyle sonunda otogara gelmiştim ilk önce atm den bir miktar para çekmem lazımdı. atm yi buldum ve parayı çektim şimdi gideceğimiz yeri seçmekteydi sıra nereye gideceğimi gerçekten bilmiyordum. otogarın cafesine gidip oturdum demli bir çay aldım elime masalardan birine oturdum. telefonumu açtım babamdan annemden ve semihten bir çok arama vardı hepsini kapattım rehberimde göz gezdirmeye başladım. en yakın arkadaşlarımdan ali ve eda  geldi aklıma ikiside sevgiliydiler ve istanbulda okuyorlardı. eda bir grup kızla ev tuttuğunu söylüyordu daha üç gün önce konuşmuştum ve eve dördüncü arıyorlardı umarım o dördüncüyü bulmamışlardır. hemen edayı aradım olanları kısaca özet geçtim eve dördüncüyü hala bulmamışlardı. beni kabul etti hemen başımı sokacak iyi kötü bir yer bulmuştum sıra işe gelmişti hemen iş bulmam lazımdı. hemen istanbul için bir bilet aldım otobüs 5 dk sonra kalkıyormuş hemen otobüsdeki cam kenarı yerimi aldım. istanbulda beni karşılayacaktı eda, işlerin hemen ilerlemesi garibime gitmişti. demekki tek başımada ayakta durabilecek kapasite varmış biraz.  unutmadan telefonumuda kapattım. böyle olmasını bende istemezdim ama kendimi evlenmeye hazır hissetmiyordum daha on sekiz yaşındaydım ve istemiyordum. babam beni zorla evlendirirdi o egoist pislikle bir insandan ne kadar çok nefret edilebilirse o kadar nefret ediyordum semihten ve onunla evlenme düşüncesi beni çıldırtmıştı. evlilikten çok uzak düşüncelerim hayallerim var benim ilk amacım evlenmek olsaydı şimdiye kadar bin tane sevgilim olmuştu zaten ama benim hayallerim vardı okumak gibi  türkiyenin heryerini gezmek gibi...

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin