tarık önden gidip kapıyı açtı. eve girdik içerisi çok güzeldi. krem tonlarda döşenmiş sade bir evdi. arka bahçesine giden kapıyı açıp
'gel burası en sevdiğim yer' dedi. peşine gittim. çıktığı kapıdan yavaşça çıktım kocaman bahçenin dibinden dere gibi su akıyordu. kocaman yat vardı şehrin yarısı burdan görünürken bahçede salıncak futbol alanı da vardı. ben şaşkınlıkla bahçeye bakarken
'tarık burayı satacakmısın?'
'bilmem'
'bence satma yani durumunuz varsa satma çok güzel burası'
'sen istemiyorsan satmayız sıkıldıkça bir uçakla geliriz buraya' dedi. suratına gülümseyerek baktım. içeri geçtik. salon kocamandı sadece aşağı kata çalışma odasını dahil etmişlerdi. tarık yukarı çıkarken bavulumu da almıştı.zaten bavul erkek kıyafetleriyle dolmuştu.
'gel bakalım tinercilerden hallice kuzenim odanı gösteriyim' dedi. arkasından gittim. ev kocamandı salonun görüntüsü bahçeye doğruydu. merdivenler genişti. ara katta terasa çıkış vardı orayı es geçerek yukarı kata çıktık. yanyana üç tane oda vardı. tarık baştaki odanın kapısını açıp
'burası benim odam' dedi. yan odaya geçtik
'burası senin odan eğer bir şey gerek olursa odama gelebilirsin' dedi. gözüm sondaki odaya akıldı. arık anlayıp kolumdan tutup o odanın kapısına götürdü. kapıyı açtı. bir çok enstürman vardı. şaşırmıştım tarığa
'hepsini sen mi çalıyorsun?'
'yani hepsini çalabiliyorum ama benim bi grubum var sürekli sahneye çıkıyoruz çalışmalarımızı kendi şarkılarımızı burada yapıyoruz. ses çıkarmaz bu oda yani seni rahatsız etmeyiz'
'konu müzikse rahatsız olacağımı sanmıyorum zaten' dedim. tarık da gülümserken konuştu
'şimdi çalışacağımız yere inelim' dedi. birlikte bodrum katına indik. kocaman bir odaya girdik sanki tüm daların birleşimi gibi kocaman ve simsiyah bir odaydı. spor aletleri dambıllar ağılıklar vardı yerler yumuşak minderle kaplıydı yürüyüş bandı da vardı. bodrumun pencereleri de vardı. bir anda kolumdan tutup çekti. bende onu çekince yere yuvarlandık. kahkahalarla gülmeye başladık. gülüşümüz durup göz göze geldik tarık tebessüm edip
'senle işimiz kolay olacak tinerci.' diyip göz kırptı. yavaşça doğrulup kolumdan destek alarak suratına gülümseyip dalgayla
'tiner yok mu ya şimdi krize girersem kötü olur' dedim. kolumdan çekti üzerine doğru sendelerken
'hımm ne kadar kötü olur pekala' ahaha aynı benim gibiydi. manyak kuzen. onun da tiki olduğunu düşünüp elimi belinin yanına götürdüm. hızla gıdıklamaya başladım. tam da tahmin ettiğim gibi tiki vardı kahkahalarla gülüyordu.
'tamam tamam söylemedim say' dedi. onu bıraktığımda ben de gülüyordum. tarıkla gerçekten kafamız uyuşmuştu. onun yanında sürekli gülüyordum. kendimi huzurlu hissediyordum. odalarımıza geçtik. dolaba kıyafetlerimi yerleştirdim. üstümdekilerden kurtulup odamda ki duşa girdim. çıkıp saçımı ördüm. üstüme yine erkek tişörtüyle eşofman altını giyindim. havlumu yataktan toplarken odamın kapısı çalındı. gel dedim tarıktı elimdeki katladığım havluyu görünce
'şey kusura bakma yanlış zamanda geldim sanırım' diyip çıkarken kafasını bile kaldırmamıştı
'yok müsaitim' diyince bana baktı suratı rahatlarken
'şey dışardan yemek söyleyeceğim de ne yersin?' dedi.
'evde malzeme varsa ben yapabilirim'
'yok ilk günden yorulma' dedi. yanından geçip aşağı indim. çekingen bir yapısı vardı. mutfağa girip dolabı açtım. menemenlik malzeme vardı. bağırarak
'tarık menemen severmisin' diye seslenirken arkamı dönmemle tarıkla burun buruna geldim ödüm kopuyordu bir adım hızla gerilerken sırtımı dolaba vurdum
'manyak sinsi sinsi korkuttun insan bi ses verirdi.'
'seviyorum.. yani.. şey.. menemen severim' dedi. bende onun kekelemesine şaşırıp
'tamam hemen yaparım biraz bekle' dedim. o da
'ben ekmek alıp geleyim o zaman' dedi. evden çıkıp gitti. aynı benim gibi çözülmesi zor ve değişikti. menemen hazırdı sadece yumurtasını kıracaktım. onun içinde tarığı beklemeye başlarken sofrayı da kurmaya başladım. sofrayı terasa kurmaya başladım hemen alıştı diyeceksiniz belki ama ben bir ay boyunca bu evde duracağım gibi tarıkla kardeş rolü de yapmak zorun da kalabilirdim. nerdeyse yarım saat oldu gelmeyince kendimi koltuğa attım belki uzaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI CENNET
Roman pour Adolescentso farklıydı diğerlerinden herkes'den farklıydı uğruna yanıp kül olduğum o küllerini bir türlü savuramadığım adamdı. bir gülüşüyle bana cenneti yaşatırken aynı zamanda cehennemi hissettiren adamdı. bir türlü beni sevemeyen bana karşı nefret besleyen...