Sinirim patlamadan sakince davrandım. İçimde siyah sporcu uzun atletim vardı. Gömleğimin düğmelerini sakince açarken bir çok kişi bana bakıyor. Ahmetler ise gömleğimi çıkardığıma şaşkınlıkla bakıyordu. Gömleği çıkarıp tansunun suratına fırlattım. Semih bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Ne yapacağımı anlamıştı. Eh bir zahmet anlasın ben ona demiştim bana bir daha dokunursa affetmem diye.Bileğimdeki lastikle saçlarımı topladım işte şimdi elimde kalacaktı. Kolundan tutup aşağıya sürüklemeye başladım. Yeterince canım yanıyordu zaten. Aşağı havuzun dibine götürdüm. Tırnaklarını boynuma geçirince suratına sert bir tokat atıp saçlarından sürüye sürüye havuzun yanına götürdüm. Kafasını kirli yapraklı yosun tutmuş suya soktum. Boğacaktım ben bunu. Ha bu arada ben de suratına iki çizik atmayı ihmal etmedim. Arkamdan semih tutmaya çalışıyordu ama o beni tuttukça tansunun saçını daha da çekiyordum.
'Semih bırak beni' dedim korkutucu sesimle. Tansunun kafasını havuzdan çıkarıp
'Eğer bir daha bana dokunursan seni havuzda değil ellerimle boğarım' dedim. Kız bırak diye feryat ediyordu. Ağzı suratı yaprak olmuştu.saçlarından bahsetmezken tüm makyajı bulaşmıştı.
'Bir daha dokunmayacaksın ulan bana yaklaşmayacaksın duydunmu?' diye bağırdım. Korkak sesiyle
'Tamam bir daha yapmıycam' dedi. Kızı fırlatır gibi yere itmemle ağlamaya başladı. Semihi teselli etsin hemen ay yazıkk. Ben geçerken semih kolumdan tuttu. Gözlerine nefret dolu bakışlarımı atıp dikişli kolumu hızla çektim. Çağrıyla ahmet de şoka girmişti. Ben hızla çıkarken ahmetle çağrıda benimle geliyordu. Arabaya bindik. Ahmete
'Sen yanımdayken bir kerecik sarhoş olalım' dedim.
'Tamam bücürüm. Bakıyorumda gücüne güç katmışsın hak etti yalnız. İyi yaptın kız' dedi. Bir beşlik çaktık
'Ne sandın oğlum iyi bile dayandım bu üçüncüydü. Allahın hakkı üçtür diyip daldım. Dua etsin daha bir şey yapmadım.'
'Daha ne yapacan kız. ' diyip kahkahayı patlattı bende ona eşlik ettim. Çağrı
'Dua etsin kız. Sen onu benzetirken ben dişlerimi sıktım resmen. Yalnız esra sende de mafya ruhu varmış. Dışardan hiç de öyle durmuyon'
'Çocukken mahallede terör estirirdim. Karşı mahallenin çocukları ayak atamazdı mahalleye. Demek ki genlerde varmış' dedim. Hep beraber güldük. Ben birini dövünce mutlu oluyordum. Yalnız o havuzun içine atmadığıma pişman olmuştum. Saçlarım limonataydı. Bara gelir gelmez kafamı tuvalette yıkadım. El kurutma yerinde de kuruttum. Haha lisedeyken ıslanınca çok yapardım be. İçeri geçtim. Dans eden insanlar bir köşede oturmuş dertli dertli içen insanlar vardı. Ahmetle çağrının arasına oturdum. Kollarımı omuzlarına attım
'Ee gençler ne içiyoz' dedim. Ahmet
'Her zaman kinden kanka' dedi. Her zamanki tekilaydı. Bayılırdım hani. Tek dikişte füzeee. Tekiladan koca bir tepsi geldi. Çağrı
'Yarışa varmısınız lan' dedi. Bir cesaret yani zaten sarhoş olma isteğimle
'Ben varım' dedim. Ahmet ben de varım dedi çağrı
'Üç. İki. Bir' dediği anda hızla kafaya dikmeye başladık. Kim ne içiyo bakmıyodum bile. Hiç ara vermeden kafama dikiyordum. ne kadar içimi yakarak geçsede.. Tekilaların bittiğini gördüm. Ahmet 8, çağrı7 ve benn oha ben 10 bardak içmiştim. İkiside bana şaşkınca bakarken sarhoş olduğuma dair bir hıçkırık kaçtı ağzımdan hep beraber gülerken. Piste çıktık. Üçümüzde deli gibi dans edip gülüyorduk. Keşke ahmet hep burda olsaydı. Ben iyice kafayı bulmuştum. Onlar dansa devam ederken. Bana yapılan haksızlıklar geldi aklıma. Onlardan sıyrılıp bar taburelerinden birine oturdum. Barmenden viski istedim. Bu günde alkol komasına girelim çok mu yani. Viskimi yudumlarken sanki dibimde semih duruyo gibi kokusu burnuma doldu. Kafamı çevirdim. Semih benim farkıma varmamıştı. Bardağına dalgın dalgın bakıyordu. Yavaşça kalkarken kolumu sıkıca kavradı.
'Gitme' dedi. Sadece gitme dedi. Ona rağmen içimdeki şeyi yenip kalkmaya çalıştım. Zaten kafam dönüyordu bıraksan ne olurdu sanki.
'Sen aptalsın'
'Biliyorum günde 5-10-30 sefer tekrar ediyosun zaten' dedim. Beni hızla kendine çekip boynuma sulu bir öpücük kondurdu. Kafasını ordan ayırmadı. Tiksinerek üstümden ittim sarhoş değil gibiydi. Öptüğü yeri söker gibi sildim. Napim tansuyuda öpmüştü o dudaklarıyla. Belki neyin tribi diyeceksiniz. Bu bir şeyin tribi değil. Bir insan başkasına aşıkken neden gelip bana kafayı taksın ki bu bencilliğe girerdi. Koltuğumu kendine çekip boynuma canımı acıtacak bir şey yaptı.
'Burda bir kaç gün simgemi taşıda aklın başına gelsin'
'Ya sen bi gitsene tansun ağlıyordu en son gitsene sen' dedim. Kolumdan tutup kendine daha çok çekti
'Sen aptalın bayrak tutanısın' dedi.
'Sensin aptal. Pisliksin.' dedim. Koltuktan kalkmadan önce viskiyi kafama diktim. Harbi harbi sarhoş olmuştum. Kafamı masaya koydum. Gözlerim kapanırken havalandım. Semih beni kucağına almış götürüyordu.
'Bırak. Ya bıraksana be' diye cırlamaya başladım. Arabasına kadar taşıdı. İyi de ben ahmete haber vermedim. Koltuktan kalkmaya çabalarken. Ahmet yetişti. Semihe sert bir yumruk geçirdi. Kapıyı açıp hemen beni kucakladı. Ahmet
'Bana bak lan bir daha bu kıza yaklaştığını görmeyecem git sevgilinle ne bok yiyosan ye. Senin bu kızı üzmeye hakkın yok' diye bağırdı. Gözlerim kapanıyordu. Zaten fazlada dayanamamıştım. gözlerimi zar zor açtım. bir şeye sarılmıştım. ahmete sarıldığımı fark ettim yalnız çocuğa koala gibi yapışmışım. daha yeni hava mavileşmeye başlamıştı. ahmet de benim kıpırtımla uyandı.
'kız kendine geldin mi? koluma yapışıp beni bırakma diye yalvardın'
'kendime geldim de kafamda ağrı var. iki dk duş alıp geliyom' dedim. hemen kısa bir duş aldım. şortumla tişörtümü giyinip saçımı taramaya başladım. tansu boynumu çok derin çizmişti. diğer tarafımda da bir sızı hissettim. boynum morarmış hatta kan toplamıştı acayip bir sızısı vardı. iyi de bu nasıl olmuştu ki. hafızamı zorlamama rağmen bir türlü hatırlamıyordum. kavga sırasında da olmamıştı. ne vardı o kadar içecek salak kafam. boynumu saçlarımla kapatarak odamdan çıkıp aşağı indim. ahmet mutfaktaydı. kahve yapmıştı. fincanı elime verdi. şekersiz kahveden yudumladım. beraber bahçeye çıktık. bana
'semihin yanında ne işi vardı?'
'ne semihmi nerdeydi'
'harbi hatırlamıyomusun?'
'yok ne oldu ki?' dedim gözlerim kocaman olmuştu. ahmet
'en son seni kucaklayıp arabasına götürüyordu az daha fark etmesek götürmüştü'
'nasıl ya adi pislik' diye birden sesim yükseldi. ah salak kafam ah hatırlamıyordum işte lanet olsun. ahmet
'esra aranızda bir şey mi var?'
'evet aramızda bir şey var ve bunun adı nefret' dedim. ahmet
'dikkat et nefretin aşka dönüşmesin' dedi gülerek. ben sinirlendim
'dönüşemez' dedim. ahmet bıyık altı gülerken omzuna sertçe geçirdim.
'ahh. kızım ne vuruyon be iki takılalım dedik' dedi. kahkaha attık. kahvem bitince kenara bırakıp bahçeye havuzun yanına gittim. parmak arası ponçik terliğimi çıkarıp suyun sıcaklığına baktım.. derken suyu boylamam bir oldu. kafamı sudan çıkarıp
'ahmettt!' diye çığlık attım. umarım babamgil uyanmamıştır. ahmet çıkmam için elini uzatınca başta red ettim ama aklıma şeytani bir fikir gelmişti. ahmete tamam hadi uzat da çıkıyım dedim. elini uzattı. elini sıkıca tutup havuza çektim. o da suyun dibini boylamıştı. ben suyun içinde kahkaha atarken. dibimden çıkıp belimi sıkıca tuttu. tam tik yerimdi gülmeye başladım. elini tikimden çekti kafalarımız çok yakındı. gözlerinin içine baktım. ciddice
'çok kötüsün ahmet' dedim. bana bakıp yandan güldü
'hayır sadece biraz hınzır olabilirim' dedi. buna gülmüştüm.
'hınzırda güzelmiş.' dedim. beni bir anda sırtına çıkardı. tabii meşhur çığlığım hiç eksik olmazdı. sırtından bir daha suya attı. ben yine suyu boyladım. havuzdan çıktım ama uzun saçlarım yüzüme dolanmıştı. ahmet eliyle yüzümü açıp saçlarımı arkama attı. boynuma takılı kaldı. sinirlenmişe benziyordu. boynumun dibine bakıp şu kan toplayan yerime yavaşça dokundu.
'bunu hangi it yaptı söyle çabuk' dedi bana kızarak.
'nasıl yani'
'boynundan kim öptü lan delirtme beni'
'nasıl öpülmüşmü yani nasıl oluyo anlamadım. iyide beni kimse öpmedi' dedim. ahmet daha da sinirlenmişti. bunun üstüne bir ses
'ben yaptım lan ne yapacaksın?' dedi. bu semihti Allahın belası semih. yalnız ahmet gebertirdi bu iti. ahmet bir sinirle havuzdan çıktı. semihin üstüne yürüyüp acımadan yumruğunu geçirdi. aynı zamanda bağırıyordu
'sen ona dokunamazsın. ona benden başkası dokunamaz lan duydunmu?' dedi. semih dayak yediği halde ağzından kan aktığı halde gülüyor ve konuşuyordu
'halla halla neden senden başkası dokunamıyormuş. aa dur söyliyim ona aşıksın çünkü değilmi?' dedi hala sarhoştu aptal. ahmet
'aşık olsam sana ne lan niye bu kızı takıyon git işine bak sen. ben onun abisiyim benden başka kimse dokunamaz.' dedi. semih konuştu
'o zaman bende abisiyim bana sürekli abi diyor. o zaman benden başka kimsede dokunamaz'
'seninkiyle benim ki aynı değil' dedi sinirle ahmet. hala semihe vuruyordu semih yere yığılıp kalmış konuşarak ahmeti deli ediyordu. ahmet elini kana bulardı. ben semihin yaptığını duyunca donmuş gibi havuzda kalmıştım. bende bir sinirle havuzdan çıktım. ahmet
'yetişemeseydim bu kızı nereye götürüp ne yapacaktın lan söyle bana adi şerefsiz' diye yakasından tutarak bağırdı. semih
'duymaya hazırmısın? dur hazırsın hemen söylüyorum. benim olacaktı' dedi. ahmet sinirle bir tane daha geçirdi. bunlar hep ahmetin damarına basmak içindi söylediklerini ciddiye almamaya çalışıyordum. ciddiye alırsam ondan sürekli kaçardım. semih kafasını kaldırıp beni süzmeye başlayınca ıslak olduğumu ve beyaz tişörtümün yok olduğunu gördüm. ahmet bunu fark edince beni tutup kendi arkasına aldı
'kalk git lan dua et yarın gidiyorum elimden çekeceğin olurdu it.' dedi. semih yerden yıkıla yıkıla kalktı. bana bakıp kötü bir gülüş attı. evlerine gitti....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI CENNET
Teen Fictiono farklıydı diğerlerinden herkes'den farklıydı uğruna yanıp kül olduğum o küllerini bir türlü savuramadığım adamdı. bir gülüşüyle bana cenneti yaşatırken aynı zamanda cehennemi hissettiren adamdı. bir türlü beni sevemeyen bana karşı nefret besleyen...