Bölüm5

114 4 2
                                    

Sabah annem dürte dürte uyandırdı beni. Kıyafetlerimi hazırlamıştı. Kıyafetleri gördüğüm an çığlığı bastım.
'Anneeeee!! Bunlar ne benim eski kıyafetlerim nerede?'
'Ne bağrıyon yok artık onlar dün sana yeni kıyafetler aldım. Yaşlı kadınlar gibi geziyon ortada azıcık kendine bak.' dedi güzelce fırçamı yemiştim. Bu kıyafetler çok cici duruyordu. Tam yaşımın elbiseleriydi. Rengarenk çeşit çeşit elbise vardı. Ben siyah olan bir elbise seçtim ama bunu evde giyinip gidemezdim çünkü işe motorumla gidecektim. Üstüme spor bir şeyler geçirdim. Makyaj yapmamıştım taaki annem çevirip zorla makyaj yapana kadar anneme ne kadar yalvarsamda zorla yaptı. Bu kadın ne güzel saç makyaj yapıyormuş vay be. Saçımıda balık sırtı örmüştü. Az daha durursam geç kalacaktım spor çantamı alıp annemi öpüp çıktım. Kaskımı taktım işe biraz geç kaldım ama bu karaşimşeğim beni yetiştirirdi. Ana yola çıkınca sevgili patronumun oğlu semih beyin arabasıda ışıktaydı. Işık yandı ben arabaların içinden geçtim ve son gaz devam ettim. Sonunda işe gelmiştim motordan inip kaskımı yerleştirince yanıma araba girdi içinden semih bey indi. 'Günaydın esra. Bu kıyafetlerlemi geldin işe?'
' sizede günaydın semih bey. Yanımda kıyafet ve ayakkabılarımı getirdim merak etmeyin'
' bu arada saçın ve makyajın yakışmış'
'Teşekkür ederim semih bey' dedim ve ben şirkete yürürken yanımdan yürümeye başladı. Dün ikisini birlikte gördüğüm melis ve şirketten diğer kızlarla karşılaştık. Bu kızlar kaç gündür bana düşmanlarıymış gibi davranıyorlardı. Yine itici bakışları eşliğinde içeri girdim. Tuvalete gidip üstümü değiştirdim ah anne ah beni ne hallere soktun. Altı üstü işe gidip geliyordum. Her neyse artık üstümü giyinip çıktım. Masama geçip oturdum. Telefonla hasan amca beni odasına çağırdı. Odaya girdiğimde semih de oradaydı.
'Buyur hasan amcacım'
'Kızım senin çalışma pozisyonunu değiştiriyorum.'
'Bir hatamımı gördünüz hasan amca eğer öyleyse affedin beni. Ya hatamı söyleyin düzeltiyim yada işi terk edeyim'
'Sakin ol kızım öyle bir şey yok sen hata yaparmısın hiç sadece seni semihin özel asistanı yapıyorum bazı şeylerde yardıma ihtiyacı oluyor ve bunu en iyi senin yapabileceğine inanıyorum.' duyduklarım eğer gerçekse cehenneme hazır ol kızım esra. Bittim ben bittim bir şey de diyemedim hasan amcaya. Mecburen kabul ettim. Bu koca ayı beni bitirecekti.
Semihe baktığımda bıyık altından bana pis pis gülüyordu. Odadan izin alıp ayrılırken semih de peşime takıldı.
'Eşyalarını topla benim yanımdaki küçük odaya gel. Yeni odan orası ben istediğimi alırım esra.' dedi ve gitti ben bu çocuğun daha ne istediğini bilmiyorum ki daha neyi aldı alacak Allahım sen bana akıl fikir ver vallahi deliricem. Eşyaları toplayıp dediği odaya geçtim hemen yan yanaydı odalarımız. iyide bana neden oda verdiler ki olduğum yerdede iyiydim odam camlıydı buradaki odaların çoğu camekanlıydı. Aramızda sadece koridor vardı onun odasıda camlıydı ama aynı zamanda asansörlü perdesi de vardı odanın içi görünmüyordu. Benim odamda iki masa vardı. Biri benimdi ama diğeri kimindi yada kimin olacaktı bilmiyordum. çünkü şu anlık boştu. Koridora dönük masaya oturdum çünkü duvara dönük oturmayı sevmiyordum. Eski masa ve sandalyemden daha rahattı. Masa telefonu çalmaya başladı. Telefondaki semih bey hazretleri beni odasına çağırmıştı. İşte başlıyorduk. Önüme yığınla dosyaları bıraktı bu dosyalar akşama bitecek diye emir verdi ben de tabii semih bey dedim çıktım. Elimdeki dosyaları zor zabtediyordum. Zar zor masama ulaştıktan sonra dosyaları masaya fırlattım. Sonra başlarına geçtim sanırsam bu gün ki spor yalan olurdu. Taa eski yıllara ait dosyalardı bunlar. Mecburen yapacaktım bana bulaşmasın yeterdi. Telefonuma mesaj geldi erkandan
' esracım öğlen aranda seni yemeğe çıkarmaya geleceğim müsaitmisin?'
' müsaitim' diye mesaj atıp devam ettim. Bu kadar zor olamazdı demi on dosyayı bitirebilirdim. Ahh delirecektim yaa Allahtan öğle molasına yarım saatim kalmıştı başımı kaldırdığımda karşı odadaki semih beyle göz göze gelir gelmez başımı tekrar önüme eğdim onun odası burdan gözüküyordu maalesef. Perdeleride açmıştı.
Erkanı kapıda görünce ayaklandım çantamı ve ceketimi alıp çıktım. Erkanla tokalaştıktan sonra yürümeye başladık. Bir anda semihin odasının kapısı açılınca ikimizde irktik.
'Oo gençler nereye böyle? Arkadaşınızı davet etmek yokmu çok ayıp valla' dedi pişkince erkan bir şey diyemedi sende buyur dedi semih zaten direk peşimize takılmıştı erkanın surat ifadesi çok sinirli duruyordu. Semih de aynı şekildeydi. Sonunda bir yere gelmiştik şirkete yakın bir yerdi.
Masaya oturduk. Ben tam ortalarındaydım onlar karşı karşıyaydılar. Birbirlerini öldürecek gibi bakıyorlardı. Ben bu gerginlikten sıkılmıştım. Ortak yemek şirketi olduğu için spor salonundaki çalışanlarda buraya yemek yemeye geliyorlardı. Bir anda ikiside tartışmaya başladı. Benimle gelecek seninle gelecek gibi saçma sapan bir kavgaydı. Konuya dahil olmak için 'ne oluyo yine niye takıştınız?' dedim. İkiside aynı anda 'baloya benimle geleceksin' diye emir verdiler ama ne balosu vardı onu bile bilmiyordum. Ya hala inanamıyordum 25 yaşına gelmiş hala çocuk gibi kavga ediyordu.
'Ben kimseyle bir yere gitmiyorum size afiyet olsun ben gidiyorum' dedim kalktım benim yerime karar verilmesine çok sinirlenmiştim belkide gitmeyecektim. Kalktım gidiyordum kolumdan biri aniden tuttu dengemi kaybedince belimden destek verdi kafamı kaldırdığımda onuru gördüm.
'İyimisin esra biraz dalgın görünüyorsun. Gel birlikte yiyelim istersen?'
'Yok iyiyim. Seni rahatsız etmiyim ben gidiyim.'
'Ne rahatsızlığı esra zaten yalnız geldim beni tek bırakma'
'Tamam o zaman '
' salata yermisin?'
'Olur'
Dedim. bakışlarımı semihgilin masaya çevirdiğimde erkanla semih onura öyle bir bakıyorlardı ki tutsalar dayaktan öldürürlerdi. Çocuğun hiç bir suçu yoktu sadece kibar dı. Erkan normalde böyle değildir ama semih onu fişlekliyordu. Umarım onurun başına dert olmazlardı. Bakışlarımı onlardan çevirip onurla sohbete başladık. Sporla alakalı bir şeyler konuştuktan sonra bir anda
'Sen bu güne kadar gördüğüm en açık sözlü ve özgüvenli kızsın' dedi ben anlamadım ama bir anda masanın başında öksürük sesi geldi. ' onur bey yavaşşşşş olun isterseniz kız arkadaşımla böyle konuşmanız hiç hoş değil' bunu söyleyen karaktersiz semih ti. Onur bu cümleyi duyar duymaz bakışlarını bana çevirdi ' sevgilimisiniz gerçekten'
'Onur gerçekten şuna inandığını söyleme ilk sevgilim böyle bir insan gerçekten olamaz emin ol daha doğrusu şu dünyada bir tek biz kalsak semih beyin yüzünü görmemek için kendimi öldürürdüm.' dedim semihin bozulduğuna adım gibi emindim. Çantamı aldım onura teşekkür edip masadan kalkıp gittim. Ama bu cümlelerimin intikamı çok acı olacaktı çünkü semih bu cümlelerim üstüne çok pis bakış attı. Bir insan bu kadar mı sevilmezdi gerçekten ya nefret bile etmiyordum artık çünkü nefrette bir duyguydu ve ben ona karşı duygu beslemek istemiyordum. iş yerine geldiğimde hasan amcadan izin almaya gittim okulda konferans vardı ve katılım zorunluydu. oda beni ikiletmeden izin verdi.

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin