4.Bölüm: Yalancı Gülüşler

68.9K 3.4K 675
                                    

Satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayın ✨ 

Çünkü bölümleri güncellerken yanlışlıkla satır arası yorumların kaybolmasına sebep olmuşum :(



4.Bölüm: Yalancı Gülüşler

Korku soluk borumu bir yılan gibi sıkı sıkı sarmış, avının can vermesini bekliyordu. Titreyen ellerimle telefonumu sehpanın üzerine bıraktım. Hemen yan tarafımdaki mutfağa girip, koyu renk masanın altına saklanmak ve uzun bir süre çıkmak istemiyordum.

Titreyen dudaklarımı yalayarak, ayağa kalkıp kapının deliğinden dışarıya baktım. Görüş alanımda sadece sokak vardı. Videodaki gibi, takım elbiseli bir adam değil. Lanet olsun! Bu çok ürkütücüydü. Kendimi korku ve gerilim filminde başrol gibi hissediyordum. Umarım şu anda o aptal sarışınlardan değilimdir, çünkü parmaklarım çoktan kapı kolunu kavradı.

Temkinli bir şekilde kapıyı hafifçe aralayarak dışarıya baktım. Kimsenin olmadığını görünce afallayarak başımı aşağıya indirmiştim. Siyah mendil gözlerimin önünde bir mücevher gibi parlamıştı.

Halen daha titreyen ellerimle siyah mendili alıp hızla geri çekilerek kapıyı kapattım. Kapıya sürünerek yere oturduğumda, soğuk terler atan ellerim mendile de gerginliğinden bulaştırmış hafifçe nemlendirmişti.

Mendilin üzerine tıpkı o günkü gibi beyaz kalemle bir şeyler yazılmıştı.

'Aferin'

Evden çıkmadığım için mi aferin diyordu?

Dişlerimi kırarcasına sıkarken hafifçe çenemi hareket ettirdiğimde birbirine sürtünen dişlerim cızırtılı bir ses çıkarmıştı. Siyah Mendil kimdi? Bu sorunun cevabı öleceğim günün tarihini öğrenmekten daha değerliydi.

Başımı sertçe kapıya çarptığımda çıkan takırtı boş salonumda yankılandı. İçimden ağır bir küfür savurarak ayağa kalktığımda hissettiğim korku geri planda kalsa da hala ister istemez korkuyordum.

Ben nasıl bir olayın içindeydim böyle?

Üstelik Buket söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Gerçekten ailemi ifşa edenlerin bu olaylarla alakası olabilir miydi? Şayet ki öyleyse Siyah Mendil kesinlikle onlarla anlaşamıyor olmalıydı. Asıl soru şuydu, neden ülkeyi terk etmemi istemişlerdi? Ve aynı şekilde, neden burada kalmaya devam etmemi isteyen biri vardı?

Burada olmam veya olmamam, neyi değiştirebilir?

Tüm sorularımın vardığı tek noktaydı Ecsad.

Savaş başladığında katılabilir veya kaçabilirsin. Savaşı reddetmeye ya da değiştirme şansın yok. Savaş başlamadan yapacaklarını kararlaştırmazsan kararın ne olursa olsun sonu kötü biterdi. Eğer savaşacaksan gücünü toplamalı, kaçacaksan bir an önce gitmeliydin.

Aklıma Buket'in verdiği kodlar geldi. En azından ailemi ifşa eden ve sonra bunu yok eden sitenin perde arkasını bilmeliydim.

Hızla telefonumdan arama motoruna girerek bilgisayar dili diye arama yaptım. Ardından çıkan sitelerdeki yazıları okuduğumda, harflerle ilgili olan ilgimi çekmişti. Bunun üzerine gitmem gerektiğine karar vererek tekrar "latin harflerin ikili sistemdeki karşılıkları" aramasını yaptım.

Her seferinde beni bu siteyi araştırmaya yönlendiren bir his vardı. Asıl düşmanımın onlar olduğunu düşünüyordum. Her işin altında onların parmağı vardı. Sadece magazinsel kimliğimden nefret ettikleri için bile bunu yapıyor olabilirlerdi. Neden yaptıklarıyla ilgili net bir cevaba ulaşamazdım.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin