30.Bölüm: Başlangıç

25.7K 1.3K 409
                                    

Ben geldiimm

Bölüm adına ithafen don't worry it's just a beginning şeklinde bi bölüm girişi yapmalıydım çünkü sevgili Güz için öyle...



30.Bölüm: Başlangıç

Yaşam enerjim olduğu gibi tükenmiş haldeydi. Yaşamak eskisi kadar heyecan verici gelmiyordu. Umutsuzluğun içinde sıkışıp kalmıştım. Kendi önüme bir şeker koyup bunu da atlatabilirsin masalları okumaktan sıkılmıştım. Duygularım ikiye ayırılmıştı. Biri vurdumduymazdı, boğazına bıçak dayansa kılını kıpırdatmazdı. Diğeri ise panikten ölüyordu. Değil bıçak, boynuna taktığı kolyenin biri tarafından onu boğmak için kullanılıp kullanılmayacağına kadar hesaplıyordu. Biri olmakla baş edebilirdim ancak aynı anda ikisi de olmak beni mahvetmişti.

Ona bakıyorum ve diyorum ki en fazla ne yapabilir? Beni öldürmesi o kadar da önemli değil. Beni Buğra'ya karşı koruyacağını söylüyordu, korumasa ne olacaktı? Biyolojik abim gelip beni öldürecekse de önemli değil. Bunların hepsi beni panik atak krizlerine sokabilir ama bir tarafım kılını dahi kıpırdatmak istemez, çünkü umurunda olmaz.

Adının Nüvah olduğunu öğrendiğim bu adam benim için bir labirent çizerken hangi yollardan geçeceğimi tahmin ederek çıkışı ona göre hazırlıyordu. Tahmin edilemez olduğum gerçeği bir adım uzağındaydı.

Bir hareketim ötekinin tuzağıydı.

Elimi elinin altından çektiğimde bana saygı duyarak geriledi. "Senin için her şey bu kadar kolay mı yoksa kolaylaştırdığın şey ben miyim? Bunları söyleyeceksin ve ben ikna olacağım. Sende bir türlü anlayamadığım çıkarlarına ulaşmış olacaksın. Çok basit değil mi?" kafasındaki plan bu kadar basitti. Eskiden olsa ona inanır mıydım? Hiç şüphesiz. Bugün kendime bile inanmadığımı göz önüne alınca ona inanmak ihtimal dahilinde değildi. Planını bırakmalı, çıkarlarını anlatmalıydı. Böylece daha inandırıcı olacaktı. Bazen dürüstlük kandırmanın en kolay yolu olurdu. Şayet beni dürüstlükle kanlandırabiliyorsa buna da vardım.

"Açıkçası öyle olmasını beklerdim. Beni şaşırttın." Sonunda planını dürüstlükle değiştirmiş olmalıydı. Zihnimdeki kadın usulca gülümsedi, beni dürüstlükle de kandıramayacaktı.

"Ne zaman gerçekleri konuşmaya başlayacağız? Yakamı bırakmayacağını görebiliyorum, nedenini öğrenmek istiyorum." Aslında ilk karşılaşmamızda da beklentilerinden farklı çıktığımı ima etmişti. Bende ona korkak olduğumu duyup duymadığını sormuştum. Belli ki ya duymuş ya da şahit olmuştu.

"Seni biliyordum. Bildiğim kadınsa teklifimi çoktan kabul ederdi. Beklenmedik olan kabul etmeyişin oldu. Ama sorun değil, böyle dertlerim olmadı hiçbir zaman. Buğra'yla aramın iyi olmadığını söylemiştim. Çıkarım buydu. Senin yakınımda ve güvende tutacağım. Onun için değerlisin."

Yani beni Buğra'ya karşı koz olarak kullanmak istemişti. Buğra'nın onun yüzünden bana zarar vereceğini düşündüğü kişi için beni öldürmek istediğini düşününce bunu pekte garipsemezdim. Koz olarak önüne sürülmemden nefret ediyor olmalıydı.

"Değerli mi? Nerdeyse gülecektim." Fazla mı özgüvenliydim? Fazla mı burnu havada oldum? Hayatım boyunca attığım emin adımlarda kimin bedduasını aldım? Ayağımın altına layık görülen çukur değil uçurumdu. Hayat beni yokuş aşağı sürmeyi tercih ediyordu. Kahretsin ki yolunda giden en ufak gelişme yoktu.

"Değer anlayışı her daim iyiyi temsil etmez."

Gözlerine sert olduğuna inandığım ifademle bakarken bilgin rolü oynamasından çok sıkılmıştım. Dediklerine yorum yapmadım. "Çıkarların umurumda değil, şu serumu çıkarmak için birini çağıracak mısın?" aynı anda elimle serumu işaret ettiğimde göründüğüm kadar sakin değildim. İçimde kıyamet kopuyordu.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin