14.Bölüm: Sana Gücü Vereceğim

35.8K 2K 1.3K
                                    

Merhaba! ✨



14.Bölüm: Sana Gücü Vereceğim


Rüzgâr ile uçuşan saçlarım, Dünya'nın adaleti oluyor. Kırmızı bir tacım var, bana bu unvanı veren dün gece intihar etmiş, suçu üzerime binen yüklerden yalnızca bir tanesi. Şeytanlar ile yaptığım iş birlikleri ile Tanrı'ya meydan okuyor gibi göründüğüm günlerde, asıl iş birliğini Tanrı ile yaptım.

Tanrı ondan uzaklaşalım diye şeytanı yaratabilecek kadar güçlüydü. Faniler ise şeytanın peşinde koşacak kadar aciz... Tek bir isteği ile şeytanları hiçe sayabilecek bir varlık varken neden şeytanlar? Peki ben neden mi şeytanları seçtim? Çünkü onlarla oynayabilmek en eğlencelisiydi. Kötüyü yönetebilmek ve yere serebilmek.

Evet, şeytanlarla oynamak en eğlencelisiydi, onları yönetebilmek güç demekti. Fakat bugün ellerim ile yönettiğim şeytan, parmaklarımı fena kırmıştı.

Telefonun her iki ucunda da sessizlik hakimdi. Ben susuyordum, o ise konuşmamı bekliyordu. "Nasıl?" diyebildim yalnızca. Ardından benden ne isteyeceğini farkındaydım, fark etmemiş gibi davrandım. "O videodaki adam benim, tehdit ettiğini sandığın adam ise şu anda yarattığı kaosun keyfini sürüyor." Sözleriyle beynimi daha fazla yaktığının farkında mıydı? Benim onu ifşalamamı siyah mendil sağlamıştı. Kaşlarımı çattım. Hay sikeyim.

"Ama bana adresi veren adam-" diyerek kendimce Siyah Mendil'i ona sorduğumda cevabı gecikmemişti.

"Neyi sorguluyorsun? Bu alemde zirvede oturan hackere kimse zarar veremez. Sana adresi yollayan kimse, elde ettiği verileri başarı olarak görmesini sağlamıştır." Siyah Mendil ile bu konuyu konuşacaktım fakat şimdi, resmen bir katille konuşuyordum. Üstelik elde ettiğimi sandığım güç, bir hiçten ötesi olmamıştı.

Altı hackerden biri telefonun diğer ucundaydı, elimde ise bir katil olduğunun belgeleri duruyordu. Hala güçlüydüm öyle değil mi?

"Beni iyi dinle. Grup içinde hepimiz eşit değiliz anlıyor musun? Beni satarlar ama yine de sana o videoyu vermezler. Bak, her iki türlü de tehdit ettiğin adamın işine gelecek. Boz bu oyunu Mira."

"Eğer seni satarlarsa kendileri de biter. Devlet ile aranız bozulur, site tehlikeye girer ve daha nicesi. Bu yüzden bana benim istediğimi vereceklerdir. Ben aptal bir kadın değilim, beni o sözlerinle kandıramazsın. Seni satmayacaklarını biliyorum. Neden işimi uzatayım ki? Olayın en başındaki sırrı öğrenip bu işi bitireceğim."

"Neden işini uzatasın ha? Elindeki video ile karakola gitmek varken onu tehdit unsuruna çevirdin. Bir cinayete şahit oldun, gram üzülmedin. Çünkü senin başka dertlerim var. Çünkü sende bizim gibisin. Bizim gibi insanların Dünya'sı böyledir. Şimdi evinde pembe peluşlarıyla oturan bir tiki kızı mı olacaksın yoksa insanların yanlış bir şey yapmaktan korktuğu insan mı olacaksın? Bil ki, sen eğer oyunu bozmazsan o tehdit ettiğin adamın fena işine gelecek."

O adam beni nasıl bir oyunun içine sokmuştu ki işine gelecekti?

Daha deminden beri konuştuğum insan bir katildi ve onun hoşuna gitmeyecek şeyler söylüyordum tam şu anda, öyleyse neden beni öldürmüyordu? Katillerin öldürme kriterleri kılavuzuna ihtiyacım vardı. Söyleyeceklerim ve vereceğim kararlar ölümüme sebep olabilir miydi? İşte tam bu noktada öyle bir kılavuza ihtiyacım vardı.

"Seninle irtibatta olacağım." dedi altı hackerden biri.

"Bana ismini söyle." dedim. "Elimde gizlilik ihlalinin büyüğünü tutuyorken ses değiştirici aletler, isimi gizlemeler falan saçma olur öyle değil mi? İş birliği istiyorsan benden hiçbir şey saklamayacaksın. Elimdeki kozun daha iyisi yoksa neden iş birliğini seçeyim?" Bunu bana daha fazlasını vermesi için söylemiştim. Haklıydı. Ben güçlü olmak istiyordum.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin