22.Bölüm: Ölümü Müjdeleyen

22.6K 1.3K 1.7K
                                    




22.Bölüm: Ölümü Müjdeleyen

Kıvrılmış dudakları düz ve kıpırtısız halini alırken titreyen elimi hafifçe geri çektim. Kızmasından korkuyor, kendimi saklamak istiyordum. Parmakları saçlarıma dokundu, geri çekilmek istedim fakat korkum o kadar ağır bastı ki yerimden kıpırdayamadım bile. Ya bana zarar verirse? Şu an yanımızda kimse yoktu ve onun elleri arasındaydım. Sinirlenmemeliydi, bana yapabileceklerinin hiçbir sınırı yoktu. Ama istemiyordum işte... Şeytanla karşı karşıyaymışım gibi hissediyordum.

Tam o anda kapı gülüşüyle açıldı. Sesi o kadar gürdü ki yerimde zıplamıştım. Adım sesleri duydum fakat hangi yöne olduğunu anlayamayacak kadar korku içindeydim. X'in elleri üzerimden çekildi ve uzaklaştığını duyumsadım. "Sana ondan uzak durmanı söylemiştim." Dedi rüyalarımdaki o ses... Bu... Bu Siyah Mendil'in sesiydi! Kalbim heyecanla attı, ellerim ipleri zorladı ve ağlayarak kurtulmaya çalıştım. Hiçbir şey göremiyor, yalnızca sesleri duyabiliyordum.

"Bende sana istediğimi yapacağımı söyledim." Bu ses yine cızırtılıydı, burada olduğumdan ve sesini duyma ihtimalime o kadar izin vermiyordu ki onunla konuşurken bile o aleti kullanıyordu. Görmesem bile birbirlerine öfkeyle baktıklarını hayal edebiliyordum. Korkuyla fısıldadım. "Siyah Mendil..." hışırtılar duydum, görememek beni delirtiyordu! Neler olduğunu anlayamıyor, aralarında neler döndüğünü görmek istiyordum. "Siktir! Kızın yanında konuşmayacağız." Uzaklaşan adım seslerini duyarken bağırdım. "Hayır!" Çırpınıp sandalyeyi salladım fakat engel olamadım, ikisi çıkarken ardından kapıyı kapattılar. Bulunduğum yerde çıt çıkmazken hızlı soluklarımla baş başaydım.

Daha çok ağladım, yalnız kalmış olmam ürkütücü bir hal aldı. Kimse yoktu, ben ve benim korkularım vardı yalnızca. Üstelik az önce duyduğum şeyler, Siyah Mendil ve X'in birbirini tanıdığını gösteriyordu. Ondan uzak durmanı söylemiştim... Siyah Mendil, benim hakkımda X ile konuşmuştu. Böyle bir şey nasıl olurdu? Bunca zaman birbirlerini bu kadar yakın mı tanıyorlardı yani? Anlaşamadıkları ortadaydı fakat buna rağmen yakınlıkları beni rahatsız etti. Hangi tarafta olmam gerektiğini şaşırmış haldeydim, artık sadece huzuru istiyordum. Ancak isterdim işte, oyuna dahil olduktan sonra kurtuluş hayalden başkası olamazdı. Bir kere öfkelendirdim. Bir kere bağlandım ve birçok kez sınırları ihlal ettim. Kimse benim peşimi bırakmazdı...

Omuzlarım titreye titreye ağlamaya devam ederken, duyduğumu tıkırtıyla gerilerek başımı kaldırdım. Gözlerim zaten göremiyordu, duyularım çok hassaslaşmış haldeydi. Gerilmiş bedenimle, ses çıkarmadan duruyordum. Artık hıçkırık seslerim yoktu, yalnızca sessizlik vardı. Sonra kapı açılma sesini duydum, iğrenç gıcırtısı yankılandı. Adım sesleri bana doğru yaklaşırken bacaklarımı birbirine bastırdım.

"Kaybın kızı..." Siyah Mendil. Kurtarıcı mısın, yoksa başımdaki belaların ta kendisini mi? Kimsin? Güven mi, tehlike mi? Başımı geriye yatırdım, yorulmuş ve bitkin haldeydim. Ona vereceğim hiçbir cevabım yoktu. Ellerini ellerimde hissettim, ipleri çözüyordu! Üzerime eğilmesi sayesinde nefesi tenime vururken kolları kollarıma değiyor, bu varlığı bile beni sarsıyordu. İpler geçirdikten kısa süre sonra tamamen çözüldü. Ellerim iki yana düşerken kıpırdamadım bile. Belimden destekleyerek beni ayağa kaldırdı.

"Kimsin sen? Kimsin sen, nesin sen!" Sesim titriyor, isyanım kendini belli ediyordu. X'i hatırlayarak gerildim. "O nerde?" Beni ilerletmeye çalıştığında topalladım. Ayağımda bir şey yoktu ama çok bitkin hissettiğimden durgundum. Diz kapaklarımın altında ellerini hissettim. Ardından bedenim havalanırken diğer kolu sırtındaydı. Beni kucağına alıp götürmeye başladığında ona sarılmadım bile. Ellerim öylece duruyordu. Sessiz kalması ona olan güvenimi yıkmış, beni çıkmazın göbeğinde yalnız başıma bırakmıştı.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin