31.Bölüm: Aklın Yükü

22.7K 1.3K 286
                                    

Merhaba bitaaanelerim ben geldim!

Bu hafta çok yoğundum. Öyle ki cuma akşamı yazmaya anca başladım 🫠🫠 O yüzden kısa bölüm formatında devam etsek de geçen bölüm söylediğim gibi bir üst level uzunlukta yazamadım. Önümüzdeki bölümlere kısmet artık ne diyeyim epnwpwmwğsjxoxn

Beni takip edenler bilir farklı bir romanım önümüzdeki ay çıkıyor, onunla ilgili süreç ilerliyor hâlâ ve heyecanlı bir bekleyiş benimle. Çünkü kitap olacak ilk romanım... 🥺

Keyifli okumalar 🌸



31.Bölüm: Aklın Yükü

Fıtrattan bahsederler, inanmak doğuştan gelir derler. Doğuştan gelen şey itaatkârlık olduğunda insanlar için tapacak binlerce varlık var. Öyle ya, insanlar binlerce şeye tapıyorlar zaten. Kendini yetersiz gördüğünde sarılacağın senden kudretli bir varlığa ihtiyacın var. Kimse terk edilmiş değil, hepimiz zihnimize koyduğumuz maddelerin dev gölgesi altında eziliyoruz. İşin en ironik tarafı ezilmeye ihtiyaç da duyuyoruz. Bu Dünya'da kendi aklının yükü altında ezilirsin veya birinin aklının altında...

Artık hayatımda Ecsad'a dair hiçbir şey görmek istemiyordum. Bunu atlatamadıkça içimde büyüyen paniğim sonum olacaktı. Üstelik şimdi sadece X'le değil Buğra ile de başım dertteydi. En azından X beni öldürmeye çalışmıyordu, onun gücü bana kendi kendimi öldürtebilse de. Bedenim aniden kaskatı kesildi. O adam hakkında düşünmek dahi beni korkudan öldürebilirdi. Beni öldürmek isteyen Buğra'ydı ancak X'ten daha çok korkuyordum. Nüvah beni Buğra'dan koruyana kadar X'ten koruyamaz mıydı?

Sahi, Nüvah'ın benimle olan bağlantısı neydi? Açıkçası onun siyah mendili bırakan adam olduğunu düşünmüştüm. Her ne kadar reddetmiş olsa da aklıma başka bir isim gelmiyordu. Buğra'dan nefret eden ve beni koruyan tek kişi siyah mendildi bu zamana kadar. Şimdiyse ondan ses yoktu. Sebebi karşımda oluşu olabilir miydi? Diğer sebep ise X tarafından yakalanmış olmasıydı ve şayet bu gerçekleştiyse onu tekrar görebilmek çok zordu.

İçerisinde bulunduğum müstakil evden çıkmak üzere Nüvah'ın peşine takıldım. Çıkana dek evde bizden başka kimseyi görmemiştim. Oldukça sade bir evdi. Bulunduğu bölge biraz olsun tanıdık gelmiyordu. Görmeye alışık olmadığım kadar yeşillik içindeydi. Görünüşe göre evimden epey uzaktaydım.

"Evden ayrılamıyorsun galiba." Pencerede gezinen gözlerim dış kapının önünde beni bekleyen Nüvah'a döndü. Ne ara çıkışa kadar gitmişti? "Sadece etraf farklı geldi. Evime ne kadar uzaktayız?" Yavaş adımlarla yanına doğru yürüdüğümde benimle beraber ilerleyerek dışarı çıktı.

"Burası şehir merkezinden uzakta, dolayısıyla evine de çok uzağız." İyi de ben semte olarak nerede olduğumuzu anlamaya çalışıyordum. Evimden uzakta olduğumuzu görmek zor değildi. "Şu yeşilliklerden anlamıştım zaten. Sorduğum şey konum olarak neredeyiz, semt olarak?"

Omzunun üzerinden bana dönerek "Ev adresimi mi öğrenmeye çalışıyorsun? Dilersen sana daha sonra ayrıntılı bir konum atabilirim." dedi.

Gözlerimi kısarak sahte bir tebessümle güldüm. "Ne komik."

Evin önündeki küçük bahçede park edilmiş bir araba vardı. Buraya gelirken bindiğim araba olduğundan hemen tanımıştım.

Nüvah şoför koltuğuna bindiğinde bende yolcu tarafına geçerek oturdum. Bahçeden çıktık ve ağaçlık alanın arasında bulunan yolda ilerlemeye başladık. Evdeyken bana teklif ettiği konu hakkında sessizdi. En azından yeniden konusunu açıp beni ikna etmeye çalışır diye düşünmüştüm.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin