21.Bölüm: X Hiçbir Zaman Vazgeçmez

25.7K 1.4K 2.7K
                                    

Ben geldim, merhaba!

Son sahneyi, aslında Siyah Mendil'in ilettiği bir mesaj olarak çeviresim gelse de vazgeçtim, heyecanınız kursanızda kalmasın dedim

Güzel okumalar ✨👾



21.Bölüm: X Hiçbir Zaman Vazgeçmez

"S-sen?" Ellerim titreyerek kapı koluna tutunurken neredeyse yere düşecektim, bedenimi hissetmiyordum. Karşımda duran adam, bunca zaman kapıma siyah mendiller bırakan, o adam mıydı yani? Sırların paramparça olduğu anda, tenime batarak kanatışını hissediyorum. Pusulanın ibreleri yok olmuştu, doğru yoktu yalnızca olan vardı. Olan ve olacak olan... Sesinin ne kadar tanıdık geldiğini fark ettim, bir kez onu ses değiştiren aletler olmadan duymuştum.

O... Gerçekten Siyah Mendil'di.

"Sadakatine karşılık sadakatim. Öyle dememiş miydin?" Dudaklarım titredi, tersine bükülmek için baskı yapıyorlardı. Ağladı ağlayacak ona bakarken rüyada falan olduğumu düşünüyordum. "Güz, yanında olacağım..." Daha fazla kendimi tutamayarak ağlamaya başladığımda eli aralıktan bana doğru uzandı, anında korkarak geri çekildim. Yüz ifadesi bunun üzerine farklı bir hal aldı, korkumla böylesine yüzleşmek onu şaşırtmışa benziyordu.

Güven ve sunduğu sadakat onu hayatıma bağlıyor. Fakat X olmasa, onunla uzaktan yakından alakam olmayacağı su götürmez bir gerçek. Korkularım onu limanım yapıyor. Siyah Mendil yalnızca kaçtığım ve korunduğum yer, fazlasına düşecek kadar aptal değilim. İşte bu yüzden Siyah Mendil'i hayatıma dahil edende X'ti. Çünkü bir yerden itilirseniz, bir yere yapışmak zorundasınız.

Onu ilk gördüğüm gün, böylesine aniydi. O tamda böyleydi işte, planlardan uzak...

Zekasıyla beni dize getiren, bilinmezlik ile başlayıp bugün birden ortaya çıkan. Yüzüne çok dikkatli bakıyordum sanki yüzü bana garanti verecekti. O kimse değildi, daha önce gördüğüm kimseyle alakası yoktu. Peki ya böylesine bir kimse neden hayatıma dahil olmuştu? Hafif sakallı çehresi oldukça kesin, ürkütücü sayılabilecek suratı hiçte korkutucu gelmiyordu. Çünkü güveni hissediyordum.

Kapımdaki siyah mendiller, notlar ve bunca zaman beni nasıl koruduğu aklıma geliyordu. "Beni kurtar..." diye fısıldaya bildim, kendim bile zor duyarken o benim duyamadığımı bile duydu. Aradaki kapıyı gereksiz bularak
öyle hızlı kapıyı açıp ona sarıldım ki artık rüzgâr ikimizde es geçmeye başladı. Korkuyu iliklerime kadar hissediyorum, çok korkmuş ve bir o kadar yalnızım. Beynim hâlâ birçok şeyin farkına varamıyor zira saatlerdir şokta. Atlatılması mümkün kılınamıyor, hayatıma delinin tekini dahil ettiğim gerçeği tüylerimi ürpertiyor.

Başıma gelen her şeyin intikamını almak istiyorum fakat onun kadar güçlü değilim.

Bedeni sarılmamla kasılırken ellerini belime sardı. İçeriye doğru adım attığında bende ona uyarak geriye doğru adım atmıştım. Kokusu burnuma dolarken bedenini bedenimde hissediyordum. İçeri girdiğimizde kapıyı kapattı fakat daha fazla ilerlemedi. Başımı göğsüne yaslayarak sakinleşmeye çalıştım. Kolları arasında titriyor, burnumu çekerek teselli bulmaya çalışıyordum.

"Durmayacak değil mi? Bitmeyecek..." Başını eğerek bana baktı. Gözleri şüpheyle kısılmıştı. Ondan uzaklaşarak kollarımı çektim. "Korkuyorum! Durdurmak istiyorum ama durduramıyorum. Sen durduracak mısın? Sen durdurabilir misin?" Hiçbir şey söylemedi. Sessizliği onun karakteriydi. Gözlerinden bazen okuyabildiğim duygular vardı lakin çok sürmüyordu. Titreyen ellerimle baktı, ellerimi elleri arasına alarak hafifçe okşadı.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin