20.Bölüm: Seni Seçiyorum

25.1K 1.4K 1.3K
                                    

20

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



20.Bölüm: Seni Seçiyorum

Kanlanmış adaletin önünde diz çökmek insanların kaderinde var. Bu kaderin yazarına bakıp bir çift kelime etmek isteyebilirsiniz, lakin o ulaşılmaz. Ama en azından, bir adalet var... Kanlı olmasını hakkedenlerin olduğu bir adalet var.

Rakamlar akıp giden nehirdi, bense öylece izliyordum. Artık son vermem gerekti. Evet, başta dahil olup intikamın peşinden koşmuştum. Hatta aptallık etmiştim ama benden buraya kadardı. Onun yüzleşecek kadar cesur değildim. Kokuyordum ve daha fazla yakınlaşmak istemiyordum. X gerçekten tehlikeli biriydi ve karakteri bana çok ağır geliyordu. İnsanları önünde diz çöktürmesi ve acımasız adalet anlayışından korkuyordum. Zekiydi, tıpkı bir silah gibiydi zihni. Dünya'nın en tehlikeli silahını kafasının içinde taşıyordu.

Ellerim titrerken rakam tekrar değişti, şimdi yedi yazıyordu. Bu kez hata yapmayacaktım, uzak duracaktım. Korkuyordum, onu daha fazla tanımaktan korkuyor, hem de içten içe istiyordum. Her ne kadar istesem de gördüklerim çok fazlaydı. O... O gerçekten deliydi! Ondan uzak duracaktım fakat X benden uzak durmuyordu. Şimdi ise site tekrar birleşmişti, kaçacak hiçbir mütefekkirim yoktu. Beni koruyacak birine ihtiyacım vardı, saklanmak ve görmemek istiyordum. Masal anlatsa bile, gerçekten uzaklaşmak istiyordum.

Aklıma gelen tek isim Siyah Mendil'di.

Sekiz ve dokuz. Süre bitti ardından telefonum tekrar titreyerek uyarı verdi.

Görüşme hakkı geçersizdir.

Soluklarım düzensizce havaya karışırken başımı kaldırdım. Platformun ardında, bir bacağını bileğinden diğer bacağının üzerine atmış o adamla göz göze geldim. X... Gözlerindeki şeytandan daha kötüsüydü. Gözleri lens olduğunu düşüneceğim kadar siyahtı. Normal olmayacak kadar siyahtı...

Korkarak gözlerimi kaçırdım, o benim için gerçek bir kabustu.

Benden sonra sistem farklı birini seçti ve bu üst düzey görüşmeyi onlarla yapacaklardı. Kalabalık güvenlikler eşliğinde düzenli olarak dağıtılmaya başladığında tıpkı İfşa Perdesi'nin olduğu günkü gibiydi. Tek farkı altı hackerin burada olmasıydı.

O uyarı telefonuma geldiği andan itibaren hiçbir şeye odaklanmıyordum. Çünkü reddettiğim şeyden endişeliydim. İçimde iki tane ben vardı ve bu kez ilk defa korkak olanın sesini dinlemiştim. Ama... çok korkmuştum, ilerleyemeyecek kadar... Nefesime kadar titriyorken nasıl onun yanında oturur, onunla doğrudan konuşurdum?

Buraya kadardı. Bunlar çok fazlaydı, kafamı taşıyamayacağımı hissederken kalbim patlatacak gibiydi. Bitmiştim, Güz'den buraya kadardı. Güveni ve sakinliği istiyordum. Güçten korkacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Fakat güç, güçlüyü görünce o kadar korkunçtu ki... Tıpkı güneş gibi, bakılmayacak kadar parlak ve kör edici. Hayranlık uyandıran tehlike.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin