36.Bölüm: Karar

20.6K 1.1K 415
                                    

Merhaba 🤍

Merhaba 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



36.Bölüm: Karar

I. KISIM

Nüvah bana Buket'in öldüğünü söylediğinde hem duygusal hem fiziksel anlamda kontrolü kaybetmiştim. O gün hıçkıra hıçkıra ağladığımı, Nüvah'ın bana sarılarak sakinleşmemi beklediğini hatırlıyordum.

Bilinçdışımda dönüp duran soru nasıl öldüğü olsa da bunu sormaya cesaret edemedim. O da söylemeye yeltenmedi.

O günün üzerinden bir hafta geçmişti.

Canımı bu kadar yakan ölümünden ziyade, olduğu kişiydi. Artık olanları kaldıramadığım raddedeydim ve ağlamak iyi gelmişti. Özellikle biri bana sarılıyorken...

Bir hafta boyunca Nüvah sık sık eve uğramış olsa da pek konuşmamıştık. Soracak binlerce sorum varken kabullenmeyi seçmiştim. İyi olduğundan emin olduğum en yakın arkadaşım beni öldürmeye kalktıktan sonra hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Kötü olduğunu düşündüğüm bu adam, iyi olduğunu düşündüğüm arkadaşımdan daha çok önemsemişti beni.

Düşünerek delirecektim. Düşünmekten delirecektim. Düşünmek beni mahvediyordu. Düşünmesi mahveden bir hayat yaşıyordum.

Bunca olaydan sonra ruh sağlığımı koruyabilmek imkansızdı. Sanki yaşıyorum da sadece yaşamak için. Amacı olmadan, duygusuzca, terk edilmiş yerler gibi. En fazla rüzgârın uçurduğu bir yaprak parçası, o kadar. İnsan yok, ses yok, duygu yok. Kendi içimde ben yokum.

"Ben geldim," sesini duyduğumda irkilerek kapıya döndüm. Anahtarları olduğu gerçeğine hala alışamamıştım galiba. Bu zamana kadar kimseye böyle bir hak vermediğimden garipsiyordum.

Poşet hışırtılarını duyarken başımı çevirerek ona baktım. "Görebiliyorum. Yine ıslığınla şarkı söyleyerek kahvaltı hazırlamaya mı geldin sabahın köründe?" Şu ıslık konusu! Birkaç gün önce mutfağımdan gelen ıslık sesiyle kalp krizi geçirmiştim. Uyku sersemi Nüvah olduğunu anlamam biraz zaman almıştı.

Elindeki poşetleri mutfaktaki masaya koydu. "Sabah neşesi önemlidir. Güne nasıl başlarsan öyle devam eder demişler." Onun sabah neşesi kısmında ne denli hassas olduğuna sıkça şahit olmuştum. Neşe deyince akla gelen ilk isim o olmazdı. Hatta onun neşesinde 'neşeli katil' tavrı olduğunu söyleyebilirdim.

Somurttum. "Ben güne başlamak istemiyorum."

Kaşları havalandı. "Öyle mi?" koltuktan kalkıp "Öyle." dedim.

Mutfaktan çıkarak salona girip yanımdan geçti. "Madem öyle günü durduralım." Ardından duvarda asılı olan saati alıp arkasıyla uğraşmaya başladı. "Ne yapıyorsun?"

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin