5.Bölüm: Ay Işığı

65.8K 3.4K 1.6K
                                    






5.Bölüm: Ay Işığı

Benim eşyalarım, benden izinsiz ve habersizce götürülüyordu. "Polisi arayacağım, benim iznim olmadan evime girip eşyalarımızı götüremezsiniz! Alenen yasal bir suç işliyorsunuz."

Adamlardan biri yürümeyi keserek bana döndü. Ben o esnada telefonumu çıkarmış polisin numarasını tuşluyordum. "İsterseniz arayabilirsiniz ancak bütün eşyalarınızı internet üzerinden sattınız. Ayrıca bize evde olmayacağınızı ve eşyaları alabileceğimizi söylediğiniz bir mesaj attınız. Tüm bunların belgelerini size gösterebilirim. Anahtarınızın yerini bile bana bizzat siz söylediniz hanımefendi."

Belgeleri ve mesajları gösterdiğinde kendimi bilmesem gerçekten benim bunları yaptığımı düşünebilirdim. İnternet üzerinde açılmış hesabım ve satışa çıkan eşyalarım. Hepsini ben yapmışım gibi görünüyordu. Hepsini yapan bir hackerdi.

Kendime bir avukat bulmalıydım, hemen. Lakin avukat parasını ödeyebilecek miydim? Her şey ben yapmışım gibi göründüğünden dava uzayacaktı. Daha Ecsad'da yayımlanan videoya ilgili bile bir gelişme yoktu. Bu adamlar kanun kacağıydı ve her nasıl yapıyorlarsa o kanunları susturmasını iyi biliyorlardı.

Az önce konuştuğum adam evimdeki son eşyayı da arabaya yükledikten sonra bana bir not kâğıdı bırakarak gitti.

Bir kaldırım taşında oturmuş, öylece elimdeki kâğıt parçasına bakıyordum. Buket ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Etrafa toplanan insanları Buket dağıtmaya çalışıyor, dağıttığı yerden artarak kalabalıklaşmalarına daha da öfkelenerek ağlamamaya çalışıyordu. O da işin içinde bir hacker olduğunu anlamıştı. Üstelik Ecsad'dan fena halde korkuyordu.

Gözlerimi kâğıda indirerek okumaya başladım.

Sana gitmeni söylemiştim. Eğer sen kendi isteğinle gitmezsen, bizzat ben seni o sokaktan atarım Mira.

Titreyen ellerimin arasında kâğıdı buruşturarak öfkeyle çöpe attım.

Karşımdaki kişi her kimse sandığımdan çok daha fazlasıydı. Evdeki tüm eşyalarım gitmişti, o adamlar eşyalarımı götürürken bir kez bile yüzüme bakmayacak kadar vicdan yoksunuydu.

Buradan gitmezsem ne yapabileceğini düşünüyordum değil mi? Cevabımı almıştım. Şimdi cevap verme sırası bendeydi lakin elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Bir süre bende kalırsın, kalk gidelim buradan." Kolumu tutan eline dokundum. "Hiçbir yere gitmiyorum. Ona istediğini vermeyeceğim." Son derecede kararlıydım, ne olursa olsun. Bir kez istediklerini yaparsam daha fazlasını yapmak için yüz bulacaklardı. Ben sıradan biri değildim, benim soyadımın bir ağırlığı vardı.

"Saçmalama bu inatlaşabileceğin bir konu değil. Başın belada."

"Umurumda değil. Bana bunu yapmalarına izin veremem."

"Adam elini kolunu sallayarak bu eve girebiliyor Mira! Tehlikenin farkında mısın? Ne kadar güçlü olduklarının farkında mısın?"

"Kararım net. Ben kolay lokma olmayacağım."

Cevap vermesine izin vermeyip eve girdim. Belki gelir diye kapımı açık bırakacaktım fakat gittiğini gördüğümde kapıyı kapattım. Ona da hak veriyordum, kimse tehlikeden hoşlanmazdı.

Kitaplar, parfüm şişeleri veya kıyafetlerim gibi eşyalarım yere fırlatılmış haldeydi. Buzdolabı ve çamaşır makinesi gibi beyaz eşyaları da götürmemişlerdi. Hele laptopumu burada bırakmalarına epey şaşırmıştım. Kolayca götürüp satabilirlerdi.

ECSADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin