14.bölüm

6.5K 265 10
                                    

"Oğlumu kaybettiğimde daha iki yaşındaydı. Onun acısını hafifletmek için Egemen oğlumu bakmaya başladım. Sen ve Egemen yaralarıma merhem oldunuz. Unuttum mu yavrumu? Hayır asla! Hâlâ duyarım acısını ama sizinle ilgilenmek kendi yavrumla ilgileniyormuşum gibi hissettirdi. Zaman geçti elimde büyüdünüz. Kendi çocuğumdan farkınız kalmadı. Egemen oğlumla buraya gelince senin için çok üzüldüm be kızım, içim yandı." diyerek bir yandan yazmasıyla göz yaşlarını siliyordu.

"Yandım ama ne çare Egemen'i bırakıp gelemedim daha gençti  kanı deli akıyordu. Gözümün önünde olması gerekiyordu. Biliyorsun rahmetli annesi vefat edince, oğluma çok ağır geldi. Çok acı çekti. Alışamadı, uzun zaman toparlayamadı kendini. Her gece yatağından bağırarak kalkar, ter içinde kalırdı. Yavaş yavaş annesinin ölümüne alıştıkça beni anasının yerine koymaya başladı, anası gibi olur muyum ? Olmam elbet. Allah var beni hiç üzmedi, bir dediğimi iki etmedi. Hiçbir saygısızlığını görmedim yavrumun. Kendi çocuğumun tesellisini onda bulmuştum. Yıllarca ayrılamadım yanından. Anasının tesellisini benden bulmuşken nasıl bırakırdım. Ayrılamadım işte çok özlesem de memleketimi, sineye çektim ama artık ahretliğimin dediği gibi evlendi. Ölmeden memleketimi bir göreyim sevdiklerimle helalleşeyim."

" Tamam, Halime teyzeciğim en yakın zamanda gidersin ama geri dönmek şartıyla." dediğinde Halime teyze Derin'e sarılmış "Tamam kızım, ben siz olmadan zaten sığamam ki hiçbir yere." dedi.

Aradan bir ay geçmiş Melis işine alışmıştı. Her gece üç kız Derin'in odasında otururlar olup biteni izlerlerdi. Egemen'in arkadaşlarının gelmediği bir akşam olmadı. Irmak zaten hep oradaydı. Bir çok gece kavgalarına kızlarda şahit olmuş, bu kadın manyak diyorlardı. Ağzına geleni Egemen'e söyleyen Irmak, bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi yanına gider sırnaşırdı.

Derin bir çok kez Irmak'ın saçını başını yolmak istese de yine de tutmuştu kendini. Asuman salına salına ortalıkta dolanıyor, Egemen'i görünce dikip gözünü bakıyordu. Bazen onlarla salonda otururdu. Sohbetlerine girer yorum yapardı. Asuman yanlarından ayrılır ayrılmaz kahkahayı basar kötü yorumlarına başlarlardı. Çoğu kez Egemen ile dalga geçerlerdi. "Karın bir afet Egemen, elinden kaparlar yalnız bırakma." derlerdi. Egemen put gibi durur hiçbir şey söylemezdi. Ama kendini sıktığı çok belli oluyordu. Evdeki bütün kadınlar anlaşmış Asuman'ı Egemen'in karısı sanmalarını sağlamışlardı. Planları tıkır tıkır işliyor, Asuman'ı Egemen'in karısı sanıyorlardı. Irmak ile karşılaştırıyor "Irmak'ın tırnağı bile olamaz." diyorlardı.

Bir çok kez yüzüne karşı bile alay etmişler, küçük düşürmüşlerdi. Asuman buna aldırış etmiyor gibi görünse de çok inciniyordu, bu belliydi. Her ne kadar Derin sansalar da sonuçta hakaret fiziksel görüntüsüne yapılıyordu.

Melis ve Derin bu duruma çok üzülse de sabretmeleri gerekiyordu. Bu olaylar sona erince Asuman'ı bambaşka bir kadın haline getirmek için birbirlerine söz verdiler. Egemen evlendiğini ne kadar gizlemeye çalışsa da başarılı olamamış, duyulmasını önleyememişti.

Evlenmesinden çok karısının yanına yakışmadığı konuşuluyordu. Girdiği ortamlarda evlilik konusu açıldığında "Senin yerinde biz de olsak evlenmek istemezdik, evliliğimizi saklardık." diye sözüm ona teselli ediyorlardı. Kızlar her geçen gün Asuman'ı daha da çirkinleştiriyorlar, başarılı da oluyorlardı.

Asuman göze her geçen gün daha da çirkin görünüyordu. Egemen ve Arkadaşları oturmuş konuşurken, Asuman'ın yanlarından gitmesini fırsat bilip yorum yapmaya başladılar. Grubun en hareketlisi olan Kemal "Ya benim anlamadığım bir şey var." diyerek ortaya laf attı. Ona çevirilen meraklı gözlerle "Nedir?" diye sordular. "Bir insan ne kadar çirkin olursa olsun göz alışır, çirkinliği görünmezmiş derler, yâhu bu kadını bir aydır her gün görüyoruz neden benim gözüm alışamadı? Neden her gün daha çirkin görünüyor?" dediğinde sinirden herkes gülmeye başladı.

Arkadaşlarına bu sefer Egemen de katılmıştı. Kendini tutmaya çalışsa da başaramayıp kahkahayı patlattı. Tabi bu duruma onları izleyen Melis ve Derin de eşlik etti. Birden susan kızlar "Biz niye gülüyoruz?" diye birbirlerine sordular. Daha da çok gülmeye başladılar. Bardağı taşıran son damla şirketten eve bir kaç kişinin daha gelmesiyle olmuştu. Unutulan evrağı evden almaya gönderilen çalışanlar, Asuman'ı gördüklerinde şaşırmışlardı. "Egemen bey böyle bir kadınla nasıl evlenir?" diye hayretlerini gizleyememişlerdi. Aslında Asuman şok yaratacak bir çirkinlikte değildi. Yalnızca Egemen fazla iyiydi. Doğal olarak yanına sıradan bir kadın yakıştırılmıyordu.

Derin Kurgu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin