47.Bölüm

3.7K 201 16
                                    

Egemen, dışarı çıktığında kapıyı kapatırken kapıya tekrar bir yumruk attı. Sinirini alamıyordu. Kızlar birden irkilip bibirlerine baktılar.

"Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu Melis.

"Kahretsin, bilmiyorum." diyerek. önündeki döküntülere bir tekme vuranda Irmak oldu. Sinirinden hiç birşey düşünemiyordu.

"Ne yaparsan yap Egemen; ama o kız için kılımı kıpırdatmam, anladınmı beni." diyerek kapıya bakıyordu. Melis, etrafına bakıp, "Her yeri mahvetti şimdi bununlamı uğraşacağız." dedi.

Irmak, Melis'e bakarak, "Senin derdin evi toplamak mı Melis? Ailemin evini  elinden alacak, bu evdende çıkmak zorunda kalacağız, fakında mısın?"

"Ben sana  çok ileri gittiğimizi söylemiştim, o zaman keyfin gayet yerindeydi, bunların olabileceğini düşümedin mi?" dedi.
Irmak,  kafasını ellerinin arasına almış oturuyor, ne yapacağını düşünüyordu.

Melis, yanına gelerek, "Gerçekten söylediklerini yapar mı?"

"Melis, Egemen'i benim kadar sende tanıyorsun, sence yapmaz mı?" deyince, Melis, kafasını öne eğerek,

"yapar, daha fazlasını da  yapabilir.
Çok kızgın ve öfkeli bir adam, daha neler yapabilir, Hiçbir fikrim de yok Irmak."

"Lanet olsun, çok düşüncesizce hareket ettim. Derin hanım kızdı,  yine olan bize oldu. O kızdan nefret ediyorum nefret!" diyerek, bağırıyor saçlarını çekiyordu.
"O aptal kızı bulmalıyız Melis, Aslında gittiği yer cehennemi olmasını, gidip birdaha gelmemesini dilerdim; ama onu kendi ellerimle arayıp bulmak zorundayım. Hay ben böyle işin.. O senin arkadaşın Melis, nerelere gidebilir bir fikrin var mı?"

"Derin'den bahsediyoruz Irmak, ne yapacağı hiç belli olmaz. Burnumuzun dibinde olur ruhumuz duymaz. Ummadığımız bir yerden çıkabilir... Akla ilk gelen yerlerde olmayacağı kesin; ama olabilir de. Böyle düşüneceğimizi bildiği için, Akla ilk gelecek bir yerde de olabilir. Anlayacağın her yere bakmalıyız,  ama önce yakınlarda arayalım."

"Off  lanet olsun, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi, o gerezekalı kızı arayıp bulmaya çalışacağım. Neyse,  hadi araştırmaya başlayalım. Allah'ın belası herif, senetleri saklamış ve bana karşı kullanıyor, bu çok adice; ama ailem için bunu yapmak zorundayım."

Egemen, arabaya bindiğinde oldukça sininirliydi.
"Gerçekten ailesinden para isteyecek misin?" dedi Onur.

"Hayır, tabiki istemeyeceğim." diyerek gaza basan Egemen, eve geldiğinde çok fazla üzgündü. Onur'la Elif'in yanında olma çabasına aldırış etmemiş, yanlız kalmak istemişti. Adım atacak gücünün kalmadığını hissetti. Derin'le birlikte paylaştığı odaya girince, tekrar dünyası başına yıkıldı. Kendini yere atarak,  hıçkırıklarla ağlamaya başladı. "Dönmelisin Derin ! nefes alabilmem için, yaşaya bilmem için dönmelisin." dedi. Sıcak bir duşun altına giren Egemen, banyoda saatlerce kaldığının farkında değildi. Yalnızca aklında Derin'in,  nereye gitmiş olabileceği vardı. Aradan günler geçmiş, Derin'den en ufak bir iz yoktu. Yer yarılmış içine girmişti. Egemen, neredeyse tüm çalışanlarını, Derin'i bulmaları  için görevlendirdi. Egemen, Ziya Bey, ömer amaca, Melis ve Irmak, her yerde deli gibi arıyolar, arattırıyorlardı. Banu hanım kendinde bile değildi.
Egemen, çalan telefonu heyecanla eline alınca, Irmak olduğunu gördü. Ağzını buruştursa da, bir haber olabilir diye telefona cevap verdi.

"Söyle."

"Derin'den, bir haber varmı?"

"Yok."

"Bende araştırıyorum her yeri; ama öyle bir saklanmış ki, bulmak mümkün değil."

"Irmak, karımın gitmesine sebeb oladuğun gibi, onu bulacaksın. Çok fazla vaktin kalmadı."

Derin Kurgu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin