Final

5.6K 219 32
                                    

Evden çıktıklarında, çıplak ayaklarıyla kumlara basarak sahilde yürüdüler. Arada denizden gelen dalga seslerine kulak verdiler.
Derin için, geceleri kumlara basarak yürümek hiç bu kadar zevkli olmamıştı daha önce. Sabaha kadar hiç durmadan yürüyebilirdi,  kocasının elinden tutarak, hiç şikayet etmeden. Biraz ileride, özel olarak hazırlanmış, ışıklandırılmış bir çardak gördüler.

"Egemen, baksana hayatım ne kadar güzel görünüyor. Harika hazırlanmış değil mi?" Egemen, bir şey söylemeden yürümeye devam ediyordu. Çardağa yaklaştıkça, Derin daha dikkatli bakmaya başladı, orda neler olduğunu merak ediyordu.

"Derin, gözlerini dikip bakmaya devam ederken, insanların dikkatini çekeceksin." dedi Egemen.

"Ama; merak ediyorum  neler oluyor . Daha önce  yoktu burada, belli özel olarak hazırlanmış, belki de bir evlenme teklifidir."

"Ee bundan bize ne?"

"Egemen, çok duygusuz bir adamsın."

"Biraz daha yürüdüklerinde çardağa yaklaşmaya başladılar. Çardağa girmek için yapılan ışıklı yola girdiklerinde, Derin heyecanlansa da,  kendisi için hazırlanmış olmasına ihtimal vermedi; çünkü Egemen hep yanındaydı, hazırlatmış olamazdı.

Garson, "Hoş geldiniz Egemen Bey,  masanız hazır." dediğinde, Derin çok sevinmişti.

"İnanamıyorum! Egemen sen burayı nezaman, nasıl hazırlattın? Evden bile çıkmadın ki?" Derken, kocasına sıkıca sarılıp,
"Burası harika." diyerek, defalarca kez öptü. Masaya oturduklarında, çok heyacanlı görünüyor, masayı inceliyordu. Kocaman bir masa, beyazlar içindeydi. Rengarenk çiçeklerle bezenmiş, servis tabakları bile, deniz kabuklarıyla işlenmişti. Tatlı bir sohbetle yemeklerini yemişler, sıra tatlılara  gelmişti.

Egemen, karısının gözlerinin içine bakarak, "Sana çok özel bir tatlı hazırlattım hayatım.

"Hımm, nasıl bir tatlıymış bu?"

"Bu sihirli bir tatlıymış, bir kadın bu tatlıdan yediğinde ömür boyu kocasına bağlanır, hayatı boyunca yanından hiç ayrılmazmış."

"Allah Allah, nasıl bir tatlıymış ki?"  Derin gerçekten de tatlının nasıl olduğunu merak ediyordu.
Garson, tatlının kapağını açtığında merakla tatlıya bakan Derin, tek taş yüzüğü görünce, elini ağzına götürdü.
Hiçbir şey söyleyemiyor, gözlerinden akan yaşları umursamıyor,  saklamaya gerek duymuyordu.

Konuşmaya başlayan Egemen oldu. "Sana evlenme teklifi bile edemediğimi ve bir kadın için bunun nekadar önemli olduğunu biliyorum. Onun için, geçte olsa şimdi soruyorum." Egemen yerinden kalkıp Derin'in yanına giderek önünde diz çöktü. Ellerinden tutarak,

"Gecem sen ol istiyorum, gündüzüm sen ol. Her sabah sana uyanayım. Gittiğim her yol sana çıksın istiyorum. mutluluğumu, üzüntümü, sevincimi, şaşkınlığımı, bütün duyguları ilk seninle payşamak istiyorum. Çocukluğumdan, yaşlanacağım ana kadar, yüzümüzde oluşacak her çizgiye, hatta karşılaşacağımız her zorluğa, birlikte göğüs gerelim istiyorum Derin..
Dünümde, bugünümde, yarınımda, yanlız seni. Benimle evlenirmisin?"

Derin, hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Ama yinede cevap vermek istedi.

"Senden başka yolum, senden başka durağım olmadı ki benim Egemen.
Çocukluğumdan bu günüme, yarınıma, her anıma, bende yalnız sen ol istiyorum. Sonsuza kadar evet."

Egemen, yüzüğü parmağına taktı. Elini öperek ayağa kaltığında, hemen bir birlerine sarıldılar. Derin ağlamaya devam ediyor, "Sen, sen..." diyebiliyordu.
Biraz ileriden alkış ve ıslık sesleri yükseliyordu. Derin dönüp baktığında, Kocaman yakılmış bir ateşin etrafında, onlarca insan birikmiş,  gitar eşliğinde şarkılar söylüyorlardı.

Derin Kurgu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin