23.bölüm

6K 250 9
                                    

Kızlar taksiye binmiş, Derin elindeki kağıdı şöföre vermişti. Aralarında sohbet eden kızlara şöförde kulak misafiri oluyordu. İstanbul'u bilmedikleri anlaşılıyordu. aradan bir buçuk saat geçmiş hala evlerine gidememişlerdi. Tedirgin olan Elif, Derin'e yaklaşıp fısıltıyla konuştu.

"Biz hala neden eve gidemedik?" "Bilmiyorum. Melis İstanbul'a geldiğinde eve çok çabuk gelmişti."
"Geçende haberlerde turistleri daha fazla para almak için bilinçli olarak dolaştırdıklarını duydum."
"Olabilir, konuşmalarımızdan burayı bilmediğimizi anladı büyük ihtimal."

Hafif öne eğilen Derin, "Beyefendi daha çok var mı ?" demişti. "Biraz daha var, efendim" diyen taksi şoförü gayet sakindi. Derin konuşmasına devam etmiş;
"Bak, sana tutarın iki katını vereceğim. Lütfen artık bizi evimize götür dolaştırıp durma."
"Efendim, bundan başka yol yok. Görüyorsunuz trafik de var." "Ne yapmaya çalıştığınızı anlıyoruz beyefendi. Lütfen, bizi evimize götürün."
"Siz beni ne ile suçladığınızın farkında mısınız? Hemen inin arabamdan!"
"Evet gayet farkındayız üç kuruş fazla para almak için bizi perişan ediyorsunuz."
"Beni resmen dolandırıcılıkla suçluyorsunuz."

Arabadan inen şoför Elif'in kapısını açmış, "Ne biçim insanlarsınız arabadan inin diyorum size" dedi. "Yalan mı ? İki saattir bizi dolaştırıp duruyorsunuz ayıp yaptığınız. İnsanlık kalmamış" diyerek taksiden inmişti Elif. "Hanımefendi size bu yoldan başka bir yol olmadığını söylüyorum. Başka gidebileceğim bir yol yok anlamıyor musunuz?"

Elif adamın üzerine yürümeye başlamış, "Ben de bizi kandıramayacağınızı söylüyorum." deyince, taksi şoförü daha çok sinirlenmiş Elif'i ittirmişti. Bunu gören Derin dayanamamış arabadan iner inmez şoföre saldırmıştı.

Adamın kendini savunmasına bile fırsat kalmamıştı. Uzak Doğu Savunma Sporları ile ilgilenen Derin'e adamın gücü yetmemiş sağlam bir dayak yemişti. Etrafta ki insanlar tarafından polis çağrılmıştı. Sinirinden deliye dönen Derin sakinleştirilemiyordu.

Karakola gittiklerinde taksi şoförü şikayetçi oldu ve şikayetini geri almamakta kararlıydı. Uzlaşmaya varamamışlardı. Polis memuru yanlarına gelmiş "İsterseniz avukatınızı arayabilirsiniz" demişti.

"Şikayet geri alınmazsa bu geceyi nezarette geçireceksiniz" dedi. "Hem mağduruz hem de bizden şikayetçi mi oluyor?" diyen Derin daha da çok sinirlendi. "Doğru olup olmadığı araştırılıyor." diyerek memur yanlarından ayrılmıştı. "Avukatın var mı?" diye sordu Elif. "Hayır, babamın var ama o buraya gelene kadar zaten sabah olur."

"O zaman Egemen'i aramalısın." Derin telefonu eline almış aramaya cesaret edemiyor yalnızca telefona bakıyordu. Telefonu elinden çekerek alan Elif "Ver, ben ararım" demişti.

Egemen hala şirkette çalışıyordu. Derin'den gelen telefon onu şaşırtmıştı. Açıp açmamak arasında kalan Egemen sonunda telefonu açtı. "Efendim."

"Alo, Egemen Elif ben." "Elif kim ?" "Balıkesir'den..."
"Tanıyamadım? Her neyse söyle. Sorun nedir?"
"Biz Derin'le İstanbul'dayız."
"Ee ne yapayım ? Kırmızı halı serip bekleyeyim mi ?"
"Karakoldayız."

"Karakol mu?" diye sordu oturduğu yerden bir hamlede doğrularak. "Derin nerede?" diye sordu.
"Yanımda."  "Peki sorun nedir?" "Eğer buraya gelmezsen bu gece nezarette kalacağız. Yardımına ihtiyacımız var."
"Başınızı nasıl belaya soktuysanız, öyle kurtarın kendinizi."

Egemen telefonu kapatmıştı. "Öküz! Tam bir öküz." diyen Elif şaşkınlıkla Derin'e bakıyordu.

"Başınızı nasıl belaya soktuysanız öyle kurtarın kendinizi diyor." Derin kendini o kadar yorgun hissediyordu ki kızmaya bile hali yoktu. "Yardım beklemek hataydı." dedi. Elif tekrar aramak istese de Derin buna müsaade etmedi.

Derin Kurgu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin