19.bölüm

6.3K 277 11
                                    

Sabah olmuş cenazeyle birlikte gitmek için hazırlanıyordu.  Telefonla sürekli bir yerleri arayan Egemen , görüşmeler yapıyordu. Melis kahvaltı hazırlamış Derin'e yedirmeye çalışıyordu. Canı hiçbir şey yemek istememiş yalnızca kahvesini içmişti. Derin'in çantasına bisküvi ve meyve suyu koyan Melis; "Yolda bunları mutlaka ye, tansiyonun düşer" dedi. 

  "Cenaze yola çıktı biz de çıkalım" diyen Egemen valizini almış kapıya yönelmişti.Derin,Melis'le vedalaştı. Evden çıktı.

Yolculuk başlayalı bir saat olmasına rağmen ikisinin de ağzından tek kelime çıkmamıştı.
"Ömer amcaya haber verdin mi ?" diyerek Egemen'e dönen Derin onu duymadığını farketti. Gözleri kapanıyor, kafasını kaldırmakta zorlanıyordu.

"Egemen, sağa çek hemen!"  Derin'den komut almaya hazır bekliyormuş gibi dinledi ve sağa çekti.
"Dünden beri hiçbir şey yemedin değil mi?" çantasından meyve suyu ve bisküvi çıkardı. Meyve suyunu uzatan Derin "iç hemen!" diyerek bisküviyi açmaya çalışıyordu. Meyve suyunu içen Egemen'e bisküvi de uzatınca  almamış sadece bakıyordu.  Bisküviyi ağzına tepince yemek zorunda kaldı. "Arbayı ben kullanacağım ." diyerek, şoför koltuğuna geçti "İğnelerini yanına aldın mı ?" diye sordu. torpido gözünü açan Egemen, insülin ile dolu çantasını gösterdi ve Derin'e bakmaya devam etti.

"Halime teyze dün söyledi, şeker hastası olduğunu ondan öğrendim. Peki neden insanlardan saklıyorsun?"diye sordu Derin kaşlarını çatarak.
"Bilmelerine gerek var mı?"
"En azından yakınında olan insanlar bilsin ki böyle bir durumda müdahale edebilsinler."
"Gerek yok ben hallederim."

Egemen kendini daha iyi hissediyordu. Derin aracı dinlenme tesislerine çekti ve "Bir şeyler yememiz lazım" dedi. "Gerek yok, devam edelim." diyerek camdan dışarı bakmaya devam etti.

"Acıktım. Hiçbir şey yemedik. Gittiğimizde yiyebilecek miyiz, o da belli değil. Hafif bir şeyler atıştıralım."
arabadan inen Derin'i Egemen de takip etti. Aslında canı hiçbir şey yemek istemiyor olsa da  acıktığını söyledi. Çorba ve salata tercih etmişlerdi. Sessizlik içinde yemeklerini yediler. Hesabı isteyen Egemen ödemesini yaptıktan sonra hiçbir şey söylemeden dışarı çıktı. 

"Tam bir öküz ben onun için ne düşünüyorum onun yaptığına bak!" diyerek söylenen Derin bir yandan toparlanıyordu. Şoför koltuğuna Egemen geçmiş yolculukları devam etmeye başlamıştı.

  Dört saatlik yolculuk nihayetinde bitmişti. Cenazeyi Halime teyzenin yakınları karşılamıştı. Onların içinde Ömer amca ve Ziya Bey de vardı. Koşarak babasına sarılan Derin, ağlamaya başladı.

"Halime teyze öldü baba."
diyerek hıçkırıklarla ağlıyordu. Ziya Bey kızını teselli etmeye çalışıyor, sakin olmasını söylüyordu. Ömer amca da çok üzgün duruyordu. Nihayetinde Halime teyze aileden sayılıyırdı. Banu Hanım,yardımcısı Dudu ile beraber geldi çok bitkin görünen Dudu "Halime ben seni böyle mi gönderdim, böyle geliyorsun?" diye ağıtlar yakıyordu.

Cenaze namazı kılınmış, Halime teyze defnedilmek üzere götürülmüştü. Kadınlar beklemiş erkekler defin işiyle uğraşmışlardı. Derin bir an önce evine gitmek dinlenmek istiyordu. Anne babasıyla aynı arabada gitmek istemiş, Dudu teyzeyle yer değiştirmişti. Ömer amca ve Egemen Dudu teyzeyi de yanlarına alarak onları takip etmeye başladılar. Eve geldiklerinde Egemen ve Ömer amca da Ziya Beylere gelmişlerdi. Yemekler yendi, Halime teyze yas içinde yad edildi, kahveler içildi.

"Saat bayağı geç oldu." diyen Ömer amca  "Hadi gidelim, biraz dinlenelim herkes çok  yoruldu." diyerek ayağa kalktı.

"Hadi kızım sende hazırlan." deyince şaşıran Derin "Ben de mi geleceğim?" diye sordu.
"Geleceksin tabi kızım. Senin evin artık orası." diyerek kendi evini gösteriyordu.

"Kalsam olmaz mı?"  Derin annesine sıkıca sarılmıştı. "Olmaz kızım, kocan nerede sen orada. Daha buradasınız annenle babanla doya doya özlem giderirsin" Derin kuzu kuzu onları takip ederek karşı eve geçti.

Ömer amca "Ben yatıyorum." diyerek odasına çıkmıştı. Egemen ise hiçbir şey söylemeden ortalıktan kaybolmuştu. Derin kendini ilk defa bu evde yabancı hissetti. Yıllarca bu eve girer çıkardı. Hiç böyle bir duyguya kapılmamıştı.

"Ee şimdi nerede kalacağım ben, hangi oda benim?" diyerek ortalıkta dönüyordu. En iyisi kahve yapmak diye düşünüp kahvesini yapmış havuz başına çıkmıştı. Egemen  yorgunluktan çoktan uykuya dalmıştı.

Derin'in içeri girmesiyle uyanan Egemen, Derin'e bakıyordu.
"Ne oldu,ne istiyorsun?" diye sordu ifadesiz bir biçimde. Derin Egemen'in şaşkın bakışları arasında,yatağın yanına kadar geldi. Egemen ağzını açıp tek kelime edemeden, Derin yavaşça yatağın kenarına oturdu, gülümsüyordu.
"Sen iyi misin?" diye soran Egemen'e aldırış etmiyordu. Ellerini tutmuştu. Egemen ellerini çekmeye çalışıyor, Derin müsade etmiyor, gözlerinin içine bakıyordu.
Daha fazla yaklaşmaya başlayan Derin'e,Egemen tek kelime söylemedi. Dudaklarına art arda kondurduğu küçük buselerle Egemen'i şaşkına döndürmüştü. Öpüşleri  daha ıslak daha şehvetli bir hâl alıyordu. Egemen karşı koymaya çalışsa da dudakları
Derin'in dudaklarıyla iyice bütünleşmişti. Öpüşlerine daha fazla karşı koyamayan Egemen Derin'e karşılık vermeye başlamıştı. Derin'in dudaklarını adeta parçalarcasına öpüyor, tüm bedeniyle onu istiyordu. Egemen oturduğu yerde Derin'i yatağa yatırdı ve ağırlığını vermeden üzerine uzandı. Aynı zamanda tutkuyla öpmeye devam ediyordu. Derin Egemen'in can yakıcı ve tutkulu öpüşlerinin karşılığında, Egemen'in saçlarını çekiyor ve ensesine tırnaklarını geçiriyordu. Bu Egemen'e daha da zevk veriyordu. Karşısındaki harika kadının kollarını saran askısını yavaşça aşağıya indirdi. Elleri Derin'in göğüs uçlarına kaydı yavaş yavaş göğüs uçlarında parmaklarını kaydırmaya başladı. Onları dudakları arasına almak için çıldırıyordu.

Egemen, Derin'i daha çok istiyor ve bunun önüne geçemiyordu. Hıncını çıkarmak istercesine gögüs uçlarını dudaklarının arasına alıp emmeye başladı. Derin inliyor, vücudundaki küçük kasılmalara engel olamıyordu. Egemen bu görüntü karşısında kendini daha erkeksi hissediyordu. Artık Derin'in üzerinde hiçbir şey kalmasını istemiyordu. Bir çırpıda kadının geceliğini çıkarıp fırlatırcasına attı. Derin'in vücudu artık Egemen'in gözleri önündeydi. Egemen bu görüntü karşısında donakalmış ve baştan aşağıya Derin'in vücudunu süzmüştü. Elleri kendine hakim olamamış derinin o muhteşem kadınlığını bir an önce hissetmek istemişti. Egemen'in elleri Derin'in göğüslerinden yavaşca aşağıya kaymaya başladı. Derin sesli bir biçimde inledi ve belini yatağın içinde yukarı kaldırıp,indirdi. Parmaklarını yavaşca iç çamaşırının arasından kaydırdı parmakları artık Derin'in kadınlığındaydı.  Egemen hissettiği sıcaklık ve ıslaklık karşısında  daha da zevke geldi.

Derin Egemen'in boynuna kollarını dolamış tırnaklarını Egemen'in sırtına geçiriyordu. Dudaklarından belli belirsiz cümleler kendiliğinden dökülüyordu. "Bana sahip ol Egemen, bana sahip ol!" diyordu inlemelerinin arasında. Egemen cevap vererek "Evet, tüm bedeninle benim olacaksın." dedi.  Derin bacaklarını hafiften araladığı sırada birden Egemen'in kollarından kendini kurtarıp yataktan kalkmıştı. Arkasından baka kalan Egemen o anda yatağından sıçrayarak uyandı.

"Kahretsin! Rüyaymış." diyebildi. Ter içinde kalmıştı. Kafasını iki yana sallayan Egemen kendine gelmeye çalıştı. Rüyasını tekrar tekrar gözünün önünden geçirdi, şu an gerçek olabilmesi için neler vermezdi ki?

Yatakta dönüp duran Egemen rüyanın etkisinden kurtulamıyordu. Yatağından kalkıp hava alması gerektiğini düşündü. Bir bardak suyuyla bahçeye çıkan Egemen, havuz başında Derin'i şezlonga uzanmış yıldızları izlerken buldu. Orada oturan muhteşem kadın biraz önce rüyalarını süslüyordu. Rüyası tekrar tekrar gözünün önünden geçiyor gözlerini Derin'den alamıyordu.

Derin Kurgu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin