18.bölüm

6.6K 280 13
                                    

Kalp atışı da yoktu birçok kez sarsmalarına rağmen. Halime teyze uyanmıyordu. Derin kendini tutamamış avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamıştı tüm gücüyle sarsıyor "Artık kalk, Halime teyze bana bunu yapamazsın. Balıkesir'e gideceksin. Hadi kalk, ben götüreyim seni kalk hazırlan kalksana beni duymuyormusun?" diye tüm gücüyle bağırıyor, Halime teyzeye sesini duyuramıyordu.

Melis Derin'i sakinleştirmeye çalışıyor başarılı olamıyordu. Derin'in sakinleşmeye niyeti yoktu bağrışma seslerine Egemen ve arkadaşları koşarak gelmiş gördükleri manzara karşısında donup kalmışlardı.

Egemen hiçbir şey söylemeden yanlızca Halime teyzesini izliyordu Derin de Halime teyzeyi sarsmaya devam ediyor, kalkması için yalvarıyordu. Derin bu zamana kadar sevdiği birinin ölümüne şahit olmamış ilk defa yakınını kaybetmenin acısını yaşıyor ne yapacağını bilemiyordu. Melis de onu durduramıyordu.  Egemen arkadaşlarına dönüp ambulans çağırmalarını istedi. Derin hiç durmadan Halime teyzeyi sarsmaya devam ediyordu. Egemen bir hamlede Derin'in arkasında  belirdi.

Kollarını sararak onu durdurdu. "Sakin ol Derin,o artık uyanmaz öldü." dedi ifadesizce. Derin Egemen'in kollarından kurtulmaya çalışıyor, beceremiyordu. "Hayır ölemez daha Balıkesir'e gidecekti. Söz verdim ben ona bu hafta sonu gönderecektim gidemedi, çok özlemişti oraları." diyerek bağırmaya devam ediyordu. "Senin yüzünden Egemen! Senin yüzünden bir kez gidemedi. on dört yıldır bu taş yığınının arasında kaldı. Bir kez aklına gelip de sordun mu? Gitmek istiyormusun diye? Neden neden onu göndermedin ben onu hafta sonu gönderecektim, çok mutlu olmuştu sabırsızlanıyordu. Hayır, hayır! Ölemez. Daha o sevdiklerini görecek, helallik alacak."

"Kalksana Halime teyze, kalk!" diye bağırıyor, Egemen'in kollarından kendini kurtaramıyordu.
"Bırak beni! Bıraksana adi herif! Bırak diyorum sana bıraksana."
Egemen Derin'i dinlemiyor sıkıca sarılmaya devam ediyordu. Uzun süre Derin'i kollarının arasında tutan Egemen sakinleşmeye başladığını anlayınca serbest bıraktı ama Derin'in bacaklarında güç kalmamış anında yere yığılmıştı.

Egemen kımıldamadan ayakta duruyor, yumruklarını sıkmış Halime teyzeye bakıyordu. Derin Halime teyzesinin elinden tutmuş sırtını yatağa vererek oturmuştu. Egemen'e baktığında gözlerinden kendiliğinden akan yaşı görmüştü. Mutlaka onunda canı çok yanıyordu. Her anını birlikte geçirdiği kadın artık hayatında yoktu. Egemen de Derin'in yanına yığılırcasına oturmuştu. Bir süre sessiz oturduktan sonra "Bu hafta sonu Balıkesir'e gönderecektim onu."
diye söze başladı Derin.
"Çok gitmek istiyordu, taşını toprağını bile özledim dedi. Ölmeden sevdikleriyle bir helalleşmek istiyordu."

"Benim hatam."
diyen Egemen, kollarını karnına çektiği dizlerine koymuştu.
"Ben de onun yanımda olmasından mutlu olduğum için onunda burada olmaktan mutlu olduğunu düşündüm."
"Mutluydu hem de çok mutluydu. Seni kaybettiği evladı yerine koymuş, evladı bilmişti. Gitse de fazla duramaz gelirdi zaten."
"Gelir miydi gerçekten?"
"Gelirdi sen olmadan yaşayamazdı." 

"Ben onu anlayamadım. Kendi isteklerini ön planda tuttum çok üzgünüm. İkinci kez bu acıyı yaşıyorum dayanılmaz bir acı bu, Derin."

Derin Halime teyzesinin elini öptü "Elleri buz gibi üşüyor mudur? diye sordu.
Cevap vermeyen Egemen kafasını ellerinin arasına alarak ileri geri sallanıyordu. Arkadaşları onları odanın kapısından izliyor, acılarını yaşamalarına müsaade ediyorlardı. Irmak birçok kez odaya girmeye çalışsa da Melis tarafından engellenmişti. Ambulans gelmiş ceset torbasına koydukları Halime teyzeyi götürüyorlardı.

Derin kendini o kadar çok hırpalamıştı ki onu götürmeyin demeye bile hali kalmamıştı. Tüm gücüyle ayakta durmaya çalışan Derin daha fazla dayanamamış yere yığılacakken Egemen tarafından tutulmuştu.

Derin'i kucağına alan Egemen salona götürmüş, kanepeye yatırmıştı. Ambulans çalışanlarından yardım istemişti. Tansiyonu düşen Derin'e iğne yapılarak dinlenmesi gerektiği söylendiyse de Derin dinlememiş hastaneye gitmem lazım diyerek kapıdan fırlamıştı. Onu takip eden Egemen Derin'in elinden  tutmuş "Benimle gel" demişti.

Bir süre arabasına bakan Derin kendine güvenememiş Egemen'in peşinden gitmişti. Asuman ve Melis'i teselli etmek Egemen'in arkadaşlarına kalmıştı. Onur Melis'in yanına oturmuş teselli etmeye çalışıyor, konuşturmak için sorular soruyordu. 

"Bir hastalığı var mıydı?"diye sordu Onur. "Bildiğimiz bir hastalığı yoktu. Bugün kendimi yorgun hissediyorum dedi. Dinlenmek için odasına gitti. Nerden bilirdik ki böyle olacağını?" dedi titrek sesiyle Melis. Tekrar ağlamaya başladı. Onur Melis'in elinden tutmuş "Lütfen sakin olmaya çalış. Derin'in durumunu gördün sen güçlü ol ki arkadaşında kolay atlatabilsin."
deyince onaylarcasına başını sallayan Melis gözyaşlarını ellerinin tersiyle sildi.

"Derin'i aramalıyım."
diyen Melis telefonunu aramış bulamamıştı. "İstersen benden arayabilirsin."
diyen Onur telefonunu uzattı. Melis daha numarayı çeviremeden Egemen ile Derin geldi. Çok bitkin görünen Derin'e Melis yardım ederek kanepeye oturttu. Diğer kanepeye oturan Egemen kafasını geri yaslayarak bir eliyle alnına masaj yapıyordu. Yanına giden Irmak kolundan tutmuş
"Başın sağ olsun hayatım."  demişti onaylarcasına başını sallayan Egemen, sessizliğini sürdürdü. Irmak üst üste bir şeyler söylüyor sözüm ona teselli etmeye çalışıyordu.

Bu girişimi Egemen'i kızdırmış "Irmak beni rahat bırak!" diyerek bağırmıştı. Kendini kötü hisseden Irmak tam bir şey söyleyecekti ki, Kemal'in yaptığı sus işaretini dikkate alarak sessiz kalmıştı.
"Cenaze hastaneden mi kalkacak?" diyen Melis'e cevap Egemen'den geldi. "Evet yarın Balıkesir'e götüreceğiz." dedi. Kendisine tek kelime  etmeyen Egemen Melis'in sorusuna hemen cevap verince Irmak'ın canı sıkılmış, dudaklarını ısırmaya başlamıştı. Irmak'ın ne düşündüğünü anlayan Kemal
"Kıskançlığın hiç sırası değil Irmak simdi olmaz. Şu an acıları büyük lütfen sakin ol ve sorun çıkarma." diyen Kemal Egemen'in yanına oturmuş, omzuna yavaş yavaş vurarak "Başın sağ olsun kardeşim, yapabileceğimiz bir şey var mı?" diye sordu .

Egemen "Teşekkür ederim Kemal yanımızda olmanız yeter" dedi. Melis Derin'in elinden tutmuş "Sen de gidecek misin Balıkesir'e?"
diye sordu.
"Tabi ki gideceğim son yolculuğuna uğurlamam lazım."
"O zaman  ben de geleceğim." deyince "Hayır Melis! Siz evde kalın evle ilgilenin." diyen Derin arkadaşının ellerini sıkıyordu. Kemal de Egemen'e "Kardeşim biz de gelelim yalnız gitmeyin." dedi.

"Olmaz şirketi başı boş bırakamayız, benim ne zaman geleceğim belli olmaz. Siz burada kalın." dedi. Irmak "Egemen ben geleceğim seninle."
"Siz şirkette kalın dedim."  Kulağına eğilip "Egemen seni ne zaman yanında bir yere götürdü ki, şimdi götürsün?" diyen Burak, istemsiz bir tebessüm gösterdi.

Derin Kurgu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin