4. Bölüm "Ege'ye saldırsam"

15.4K 1.1K 325
                                    

Merhaba iyi pazarlar. Yeni bölümle geldim bölüme geçmeden minik bir açıklamam olacak. Bu ilk bölümler daha çok karakterlerimizi tanıtma, tanıma amaçlı oluyor o yüzden sevdiğiniz merak ettiğiniz karakterleri daha sık görmek istiyorsunuz bunu anlıyorum ama sizde beni anlayın lütfen.

Haftada bir bölüm geliyor ve sırayla hepsinden bahsedip biraz kafamızda oturtalım istiyorum zaten bölümler ilerledikçe ağırlık belli çiftlerde olacak.


Keyifli okumalar dilerim...❤️❤️

***
EMRE KILIÇ

Emre dudaklarını dişlerinin arasında yuvarlayıp derin bir nefes alıp verdi tam karşısında oturan babasına o güzel gözleriyle sıkıntı içinde baktı.

Birkaç gündür halasının ısrarları "özlüyorum seni halacım biraz bizde kal" demelerinden dolayı Begüm'e gitmiş Azat ve Buğra bırakmayınca da iki gündür onlarda kalıyordu. Açıkcası eve gitmesede biraz çekiniyordu çünkü babası en son ayrı ev konuşması yaptığı annesinin arkasıdan ağlamasından dolayı telefonda bir güzel kızmış "eve geldiğinde yüz yüze konuşacağız Emre" demişti. Emre'de hem halasının evinde mutlu olduğu için hem de babasıyla konuşmayı ertelemek için birkaç gün evden ayrı kalmıştı.

Kaç gündür annesi hiç aramıştı ve içi içini yiyordu ilk defa annesiyle böyle küsmüşlerdi. Emre artık evine dönüp annesiyle barışacaktı onun gönlünü almak için her yolu deniyecekti çünkü resmen hayattan keyif alamaz olmuştu.

Azat eniştesinin işten geldikten sonra bırakmaması sonucu geç saatte şimdi evine gelmişti. Annesiyle babasının bu saatte yattığını bildiği için annesinin gönlünü almayı yarına bırakıp odasına çıkacakken mutfaktan çıkan babasıyla karşılaştı ve Güney'in kaşları çatık halde oğluna "Emre terasa gel hemen, konuşalım." Demsiyle Emre babası önde kendisi arkasında yürüdü.

Annesinin çok fazla üzülüp ağladığını ve bununda babası tarafından fark edilip şimdi kendisiyle bunun için konuşup hatta kızacağına emin halde terasta karşılıklı baba oğul oturup konuşmaya başladılar.

Emre'yle Güney'in ilişkisi bir başka güzledi. Emre ne derse bugüne kadar yapmışlardı. Yaren'le oğullarının üstüne çok düşmüşlerdi ama onu asla şımarık yetirmemişlerdi. Sakin bir ailede büyümüştü Emre. Babasından öğrenmişti bir kadına değer vermeyi ve aynı şekilde annesinden öğrenmişti alçak gönüllü sevgi dolu olmayı.

Her daim başarılı, zeki, esprili, sıcak kanlı olduğu gibi efendiliğiyle de anne babasını gururlandıran bir evlat olmuştu. Eğlenmeyi gezmeyi ve geçici ilişkiler yaşamayı seviyordu ama şimdilik böyleydi. Oda birgün durulacağını biliyordu ve ileride babasıyla annesinin sahip olduğu bir aşk yaşayıp evlenmeyi istiyordu. Onun çapkınlığı kendineydi. Kimseyi üzemez laubali olup hayatını kimsenin burnuna sokmazdı. Hangi kadına nasıl yaklaşacağını biliyordu ve kimsenin günahına girmiyordu. Ne yaşıyorsa karşı tarafında isteğiyle oluyordu ve aynı kafadan olduğu kızlarla görüşüyordu.

Endüstri mühendiseliğini erkenden takılmadan bitirecek zekaya sahipti. Babası ve dedesi gibi meslek tercihini bu yönde yapmıştı ve mutluydu da.

Şimdi karşısına geçmiş konuşan babasına hak vermeden edemiyordu. Bu hayatta dayanamadığı tek şey ailesiydi.

Güney işten geldiğinde karısını gözleri burnunun ucu ağlamaktan kızarıp şişmiş halde bulunca öylesine endişelenmişti ki Yaren neden ağladığını söyleyene kadar zor dayanmış uzun uğraşlar sonucunda neyi olduğunu öğrenmişti. Karısının gözünden akacak olan tek damla göz yaşına yıkardı ortalığı. Yaren'de her anne gibi yavrusuna düşkündü üstelik Emre tek çocuktu ve hal böyle olunca evlenene kadar yanında kalsın istiyordu. Güney bu konuda oğlunu anlasada ona hak versede söz konusu Yaren olunca eli kolu bağlanıyordu.

AŞKIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin