50.Bölüm "Senin sabrını dürüp bükerim."

20.4K 1.1K 182
                                    

Yeni yılın ilk gününden herkese merhaba nasılnız? Öncelikle hepinizin yeni yılını kutluyorum ve güzel bir yıl olmasını diliyorum.

Biliyorum bölüm için çok beklediniz ama benimde haklı sebeplerim vardı. Neyseki geldim hem de arka arkaya iki bölümle geldim. Bugün ilkini okuycağız ikincisi de bitmek üzere çok az kaldı onuda arayı açmadan paylaşacağım.

Çok uzun ve her çiftin (Emre ve Ebru hariç) olduğu bölüm yazdım ve içime sindi umarım sizde beğenirsiniz.

Bu bölümde bir yerde Ada ve Serhat'ın yakınlaştığı kısım var başına kırmızı ünlem❗❗ koydum okumak istemeyenler için bilginiz olsun. Sizden ricam lütfen o kısımları okurken yargılayıcı olmayalım bir olay akışı var aklımda ve bunu yaşamaları gerekiyordu.

Son olarak yazdıktan sonra düzenleme için hiç bakmadım bakarsam süre daha da uzayacaktı çok hata olabilir kusura bakmayın bir ara düzenleyeceğim sizi bekletmek istemedim.

Oy vermeyi ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Sevgiler keyifli okumalar dilerim.

****

NESLİHAN & BUĞRA (NARİN)

"Abla ağlama."

Narin ellerini ağzına kapatıp hıçkırığını bastırmaya çalıştı. Neslihan kaçtır ağlama diyordu kendisine ama elinde değildi. Kardeşime zarar gelmesin derken onu zararın göbeğine çekmişti ve kendisine öyle çok kızıyordu ki çıkar yol yoktu sanki.

"Ağlama abla dedim!"

Neslihan yerinden fırlayıp ablasının karşısına geçti ve bozulan sinirlerinden dolayı istemeden bağırınca Narin hıçkırığını serbest bıraktı ve omuzları sarsıla sarsıla ağladı.

"Tamam tamam çok özür dilerim."

Ablasına dayanamayan Neslihan anında yaptığına pişman olup ablasının önünde diz çöküp oturdu ve ellerini sıkıca tuttu. Belli etmemeye çalışsa da Neslihan'da çok korkuyordu.

Gözlerini açtığında ablası yanında baygın halde yatıyordu ve bir odanın içindeydiler. Tek kişilik bir yatak ve koltuğun olduğu oda da yerde koyu renkli halı ve odanın köşesinde ufak bir masa ikide sandalyeden başka bir şey yoktu.

Burası neresiydi neredeydiler bilmiyorlardı.
Neslihan uyandığı gibi ablasını kontrol edip onu uyandırmaya çalışmış ardından buradan çıkmak için hemen odanın kapısına koşmuştu ama kapı kilitliydi. Pencereye doğru gittiğinde ise dışarıdan çarpraz şekilde tahtalarla çakılmış olduğunu üstelik birde kilitle pencerenin kapatıldığını görmüş ve çıkış yolu bulamayıp umudu kesince korkuyla göz yaşlarını tutamamıştı. Bir yandan ağlarken diğer yandan ablasını uyandırmaya uğraşmıştı ve o anlarda çok korkmuştu.

Şimdi neredeydiler saat kaçtı dahası kaç gündür buradaydılar bilmiyorlardı. O manyak adam kendilerini kaçırmıştı ve en son odaya bir ara gelip kendilerine bakan ve bir şeyler söyleyen tanımadığı adamları hayal meyal hatırlıyordu.

Neslihan çıldıracaktı resmen ablasıyla kaçırılmıştı bu olacak şey değildi. Amcası yokluklarını anladıysa sorup soruşturur muydu acaba? Belkide hiç kılını kıpırdatmaz hatta kurtuldum diye bile düşünürdü.

Neslihan binbir düşünce arasında sildi göz yaşlarını güçlü durmaya kendini zorlayarak ablasına baktı.

"Sen benden bunu nasıl saklarsın abla. Selçuk abiye nasıl söylemezsin. O adam senin onu kandırdığını aldattığını zannettiğinden çekip giderken sen nasıl susarsın?"

AŞKIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin